bugün

akıllarda ilk oluşandır.

kullanılmış, çöp gibim bir şey.
güzel anılar.
Bomboşluk. Böyle hiçbir şeylik. Atomsuzluk, eylemsizlik.
her seferinde farklı tiplerde kizlara tercih edilmemdir. sarisin, esmer, kumral. artik kizil oldum kimseyi tanimam.
ilk aşk.
Sarı saç mavi göz.
Şarkılar, çay, sigara, eylül.
çocuk halleri ve üniversite yılları.
Sevgiliye alınmış ve hiç verilememiş anıran fil.
uludag sozluk.

ben nerdeyim, burdayim, uludag sozlukte.
o nerde? ne bileyim nerde. tovbe tovbe.
son iki ay kala birden şenleniveren kampüs
gölgesinde oturulan çınar ağacı
üst katı hep boş olan yitik kafe
efendi feyz alsın diye takı modellerine bakılan kuyumcular çarşısı
limon çiçeği
bitirme tezi
staj dosyası
sıcağında kavrulduğumuz temmuz güneşi
cep telefonu ışığıyla toplanan deniz taşları
yüzük, küpe, broş ve şaluma
yapılan ilk heykel
kuyuluk
haydar ergülen şiirleri
andre gide
boğazına kadar mürüvvet görme çabası dolu anne
tamir edilen mouse, tamir edilemeyen klavye
karekök sorularının gölgesinde yitirilen korkmazgil şiirleri
akdeniz'in dalga kokusunda okunan cemal süreya
msn
öpücüklü msn ifadeleri
araya giren dört koca yıl
musa eroğlu
bağlama
ağıt
bolca ağlamak
tanrı ve dua
ev yapımı şalgam suyu
bahçeden toplanan erik
dört koca yıl (söylemiş miydik?)
hıdırellez
2012 yazı
bolkar bozoğlan dağları
mengi
düğün
yengeç ve bira
"her şeyi bıraktım sana geldim"
öyp
ankara
mersin'e kök salmak
yorgun bir öğle sonrası melengiç kahvesi
tavuk, mısır, patates püresi
kirli çarşaf, terli yastık
uzak geçmiş
gelmeyen gelecek
el salladığımız otobüsler
ucu yine kendisine takılan uzatma fişleri
facebook mesajı
mohsen namjoo
ayrılık mesajı
koca 2 yıl
yeni umutlar
kabullenemeyişler
tanrıya kafa tutmak
uğur oral kültür merkezi
bilincin kontrolden çıkışı
yeniden yeni umutlar
ve bir masal

ayrıca,
yarına yetiştirilmesi gereken seminer metni ve muhtemel 10 sayfanın henüz ilkini yazıyor olmak.
yılbaşı geceleri.hangi sevgilimle yılbaşı geçirsem istisnasız şubat ayında ayrılıyorum.bi dahakine totem yapıcam.kesinlikle sevgiliyle yılbaşı gecesi geçirmicem.
her an onun adı gelir.
eti eti eti.
ukala olduğudur .
vakit kaybı.
Eskimemesi.
eski sevgili denince akla birşeylerin gelmesi için önce bir sevgili bulup sonra ayrılmaktır.
ırıspı çıçığı.
onunla beraberken;

hiç bir şeyden memnun olmamak
lüks mekan delisi olmak
devamlı başkalarının hayatlarına özenmek
aklı havada olmak
devamlı sürpriz beklemek
saçma takıntıları olmak
herşeyin değerini para ile ölçmek
gösteriş budalası olmak
200 metrelik iş yerine taksi ile gitmek
iki günde bir kavga çıkarmak
kafasına takacak bir şey bulmak
mantıklı davranamamak
milletin empoze etmeye çalıştığı şeylere çok kolay inanmak

ayrıldıktan sonra;

kafanın rahat olması,
her ay maaşın yüzde 80'ini artırmak
BMW alacak para biriktirmek
tüm akrabaların ve arkadaşların ayrıldık diye mutlu olması
huzur
aylardır kimse ile kavga etmemek
akla gelince üzülmek
akla gelince özlemek
canının istediği gibi yaşamak
hayatını düzene sokmak
ara sıra tekrar barışma fikri aklına gelmek ve üstte yazdıklarımı hatırlayıp kendini frenlemek
bir türlü eskimemesi.
ingiltere, manchester. ingiltere de kebapçi bulup onun kaldigi eve yollamak.

beklemek, 6 ay beklemek. tango, viber, skype. "ben seni duyuyorum, sen beni duyuyor musun?"

umutlanmak. geleceğini bekleyip hayal kurmak, yapilan planlar gerceklessin diye hayal kurmak ve birlikte kurulacak hayat icin ev eşyası almaya başlamak.

beklemek, beklemeye devam etmek. guiness, kamera, fotograf opmeye başlamak. çetele tutmak, geleceği gunu saymak.

aldatilmak, ogrenmek, hayal kirikligi. dokuz yıldır tanidigindan 9 dakikada sogumak. telefona format. fotograflari ex dosyasina gondermek.

aci, bira, arkadaslara aglamak, soranlara soyleyememek, kalem, defter, anilari yazmak. gidilen mekanlarda aglamak. kadikoy yengec, dorock bahçe, happymoons a gidememek.

bir de karsilasmaktan korkuldugu icin metallica konserine gitmekten vazgecmek.
Hakkında söylenen hiçbir şeyin saçma olmadığı, olamadığı insandır eski sevgili. Konu o olunca hisler saçmadır; deniz kenarları, günbatımları saçmadır. Gülümseyerek hatırlanan kavgalar, dehşetle fark edilen yanlışlar, ağlatan tatlı anılar...

birlikte yaşadığınız dairenin posta kutusuna gelen faturaları dahi özler olursunuz. Zihninizden uzaklaştırmak istedikçe hatıralara sürgün edilirsiniz. Bir kitabın arasından kuru bir yasemin çıkar. Ciğerleriniz sevgili kokar.

sevişmeyi olmasa da onunla sevişmeyi özlersiniz. Salt tek vücut değil tek ruh olup onun gördüğü gibi bakabilmeyi, düşündüğünü söyleyenilmeyi. her hücresini kendinizinkilerle eşleştirebilmeye özlem duyarsınız. Neresi olduğunu söylemeden ağrıyan yanınızdan öpüşünü istersiniz.

bir aşama ki sadece yanımda olsun dersiniz. Burada olsun, yatağın sol tarafında uyusun. Ben yine ben olurum. Gece lambasını kapatmak için tartışırız. Kitap okutmam sana hem saçlarımı da toplamam.

Bana yaptığın yemekleri çok özledim sevgili eski sevgili. Şimdi çok uzaktasın, bana çok uzaksın. Ülkeler keşfettiğim teninden daha beyaz bir ülkede aydınlık bir gökyüzündesin. Gözlerin daha aydınlık. Sigara dumanını üflüyorsun havaya, altında öpüştüğümüz elma ağacı öksürüyor. Ben buradan öksürüyorum. Sana içme şunu diyen kimse yok. Burada da kimse yok.

Bir bütünü ayırmak iki kırık parça yaratıyormuş. Aynı yerden kırılmayan insanlar birbirini tamamlayamıyormuş. Yontuyorlarmış sadece kendi doğrularına göre. Hiç köşem kalmadı. Sahi, nereden kırılmıştık biz? Çünkü öpsen geçecek gibi, fransız olmasam bile.
Dokunma hissi.
tebessümle karışık hüzün. biraz da toprak.
amk kezbani diyesi gelir insanin.
artık hissedilemeyendir.
(bkz: küfür)