bugün

yıllardır gitmediğim güzel köyümdü benim orası. kıyısından-kenarından geçen ortanca büyüklükteki derede balık tutma keyfini tatmayalı bayağı olmuştu. özletmişti kendini bana. temiz havası, yemyeşil görüntüsü vs.

ama benim köyüm haliyle çok büyük bir yer değil. hatta yok olma seviyesine ilerlemiş, kısıtlı hayat şartları nedeniyle göç vermiş bir yer. esnafı, hırsızı, uğursuzu geçtim dişi ağrıyan olsa dişini çektirecek adam bulamaz. mahrumiyet bölgesine denk gelir.

uzun bir aradan sonra gittiğim bu küçük, güzel ve eski köye elimi kolumu sallayarak gidemezdim. şartların kötü olmasından dolayı tedbirli ve takviyeli olmalıydım. anılarımı tazeleme uğrunda bazı ihtiyaçlarımdan ve keyiflerimden mahrum kalamazdım. onun için yanıma 2 adet 70 lik yeni rakı aldım. zira oraya gittikten sonra değil yeni rakı, eski rakı bulma ihtimalim bile yoktu.

köyüme gittim, yeni rakımı serin ve oksijen dolu akşamlarda tükettim, anılarımı tazeledim. balıklı derenin genişliği yarı yarıya azalmıştı. kafamda kurduğum o eski tablo gördüklerimle aynı değildi. ama o köy benim köyümdü.