bugün

anlaşılması zor bir durumdur. bir zamanlar yediğin içtiğin ayrı gitmeyen insanların laf koyma çabalarına kadar giden eylem oluştur.
yaralayıcı bir durumdur. akla sığmaz, çıldırtır. aslında, demek ki ortada bir dostluk yokmuş diye düşündürür.
ayrılıkla gelen dost akdinin sona ermesiyle, yeni dostlara sahip olmuş dost müsvettesinin takınmış olduğu tavırdır. iyiki de öyle olmuş der insan.
Not: eski dosttan düşman olmaz. Bu yazdıklarım bir karaktersizden kişiye asla bir dost olamacağının, dertdaş olamacağının bir kanıtı. Bir zamanlar dost zannettiğim aciz bir kişi-liksize not.

Çok uzun olmayan ama çok kısa da olmayan bir dostluğum olmuştu üniversitede biriyle. Kendisi kendi çapında başarı sahibi olunca çevresi tarafından kıskanıldığını ve onlar tarafından kendisine nazar değdirildiğini sanan, dostum dediğim kişilerin başarılarında ise tuhaf hareketlere giren, ben de benzer başarıya sahip olmuştum biliyorsun sana akıl veririm bu yolda kafasıyla karşılık veren garip bir mahlukattı bu. (ki bu yüzüyle yüzleşince ipler koptu bende, bu başarıma bağlı olarak son eylediği hareketler sonucunda da patlayıp siktir ettim saygısızı.)

Bilseydim bu yüzünü ya da görebilseydim bir şekilde baştan siktir ederdim. Ancak Kaybettiğim bir şey olmadı, maazallah hayatımın önemli işler yaptığım bölümüne denk gelseydi kaybım ne büyük olurdu. Şimdi ise kazancım var, bu tür insanları gözlerinden tanıyorum ve bir güzel benzetiyorum. Sonucunda benzedikleri tek şey bok, başka hiçbir şey değil. Kötü ve mide bulandırıcı bir kişiliği örtmek bir tek kefenle mümkün. Bu yüzden hakkımı helal ediyorum sana, ama ancak öldüğünde. Helalden anlaşılması gereken zaman ve iyi niyet. Dini bir açıdan değil, arkadaşlık hakkı açısından.

Neyse bir de demişti ki, aklına çok güvenme. Meğersem insan birine hangi açıdan üstünlük taslamaya çalışsa o bakımdan noksanlığı olurmuş, o açıdan sorunları olurmuş.. en büyük ahlak bekçilerinden çıkar en büyük orospular. aklına güvenme dediği de, nazara güvenme demiştim. Kendisi körkütük inandığı safsatalara güvenen, ki onu da kendisi öğrenmemiş taptığı eski erkek arkadaşının huyuymuş sonradan söylediği kadarıyla. mal başkalarının aklını sorgulamaya kalkmış bir de, hahahaha. bu akılsız, aklı ve vicdanı yerine vücudunda haylice bulunan yağ ve kıvırcık saç mevcutmuş herhal, bunları söylerken ben içimden kahkahalar atıyordum. Sen kendi zavallılığını başkalarına noksan diye bok atarak kapatmaya çalışan zavallı bir canlısın. O an ne dalga geçmiştim seninle. Sadece bunun için değil, bana aklına güvenme derken, sen hayatının erken dönemlerinden başlayarak uzun yıllar boyunca başkasının aklıyla yaşayan zavallıyken, kendi aklıyla kendi hayatını, düşünce ve duygu dünyasını kurmaya çalışan bir kişiye, bana, bu cümleyi kurarken utanmadın mı? Ah ne yazık, ne acınası.

Geçen yıl yaşanan trajikomik bir olay bu. Neden şimdi yazma ihtiyacı duydum? Yakın arkadaşımın olduğu bir platformda ne zaman arkadaşımın varlığını hissetse ortamı terk ediyormuş. Çok keyiflendirdi bu beni ve de hüzünlendirdi.

Keyiflendim çünkü, eşyalarını kapımın önünden bir köpek gibi çıtın çıkarmamaya çalışarak alan halini hayal ettim, o an fosur fosur uyuyordum halbuki, annem sağ olsun görmüş o halini de anlattı gülümsetti. Yukarı çıkıp, insanlık edip teşekkür bile edemedin, en azından anneme. Neden biliyor musun çünkü tutulacak hiçbir yani kalmayan öküz bir sinoplusun. Bunu oku ya, nolur. Ağzına sıçma isteği geldi de tarzım değil, kendi kendime yazıyorum işte. Oku bil anla kendini ne hale getirdiğini.

Bir de bana uzun bir süre olmayacağın zaman kimseyle yalnız kaldığın için zorla arkadaşlık etme demiştin. Dedim ya kendi sorununun bir dışavurumuydu bu durum bu malın. Ki beni bilen bilir ne kadar yalnızlığı seven bir insan olduğumu, sevmediğim birine selam bile vermediğimi. Başta da ağzından kaçırdığın gibi, hep benim gibi biri olmak istedin sen, kiloma kadar. Zavallı. O yüzden hep böyle konuşmalar yapma ihtiyaçlarına girip kendini yücelttin. Bir de geldi aylar sonra sevmediği kızla arkadaş olup, ben kantine gidiyorum sen de gel diyerek bile isteye kızı yanından ayırmadığını. Ona da yazık amk, hadi sende iki gram akıl var-dı onun hiç yok-tu.

Böyle devam et, ders ortalamalarınla yüksekten uçmaya çalışabilirsin ama karakterli bir insanın yanında hiçbir şeysin. O notlar sadece kağıt üstünde, karakter bir ömür. Ne yazık ki insanlar -aptal ve kendi hayatını ve düşünce dünyasını kurmaktan aciz üni arkadaşın hariç, sana dostluk etme büyüklüğü gösteren iki arkadaşın- seni hiç iyi anmayacak. Kötü olan kötülüğünü bulur, bulmasa da arkasında hep onun gölgesiyle dolaşır. Neyse sonuç olarak Şimdi, benim ve arkadaşımın olduğu ortamlarda hep böyle yerini bil: olduğumuz yerin dışında. Zoom'un dışında, offline şekilde. Bu senin için girmiş olduğum ilk ve son entydi. Bunu okuyorsan eğer bu girdiğim entry sana girsin, ehe. Elveda.
Eski dost düşman olmaz. Onlar evvelden de düşmandı ama çaktırmamışlardır.