bugün

fi tarihinde saat ne gezer? bu şekilde zaman kavramları oluşturulmuş.

misal;

-eşeğin suya gidip dönüş zamanı : dayak atmak için
-köpeğin atılan kemiği geri getirme zamanı : yumurta haşlamak için
-kedinin sırnaşma zamanı : patates haşlamak için

gibi... dedem anlattı oradan biliyorum. benim dedem gepetto gibi adamdı. doğru söylesin diye babamı yapmış, kendi yalan söyleyip dururdu.
görsel
(bkz: bir eşeğin evrende gönderilebileceği en uzak nokta)
kız bünyesinin ömür boyu isteyip de yapamayacağı eylemdir.
"Adamakıllı dövmek" anlamında kullanılan bir deyimdir.

Hikayesi şöyledir:

Balkan Harbi sıralarında cephedeki bir askeri birlikte su ihtiyacını her bölüğün saka neferleri temin ederdi.
O zamanlar, mekkare katırlarından başka adına karanfil kolu denilen, merkepli nakliye kolları da vardı. Her bölüğe de bir merkep tahsis edilmiş. Saka neferleri bu eşeklere yükledikleri fıçılarla, ordugaha yarım saat uzaklıktaki bir pınardan su taşırlarmış.

Bölüklerden birisinin saka neferi çok saf ve tembel imiş. Bir gün pınar başında yatmış, uyumuş. Eşek de çimenler üzerinde otlarken uzaklara gitmiş.

Uyandığı zaman akşam olmak üzere imiş. Merkebi aramış, bulamamış. Koşarak bölüğe gelmiş. Susuzluktan kıvranan bölüğün çavuş ve onbaşıları sakayı yakaladıkları gibi, bölük kumandanı alaylı yüzbaşının karşısına çıkarmışlar.

Çok sert ve aksi bir adam olan yüzbaşı saka neferini sorguya çekmiş. Neticede uyuduğunu ve eşeğini kaçırdığını öğrenince, hemen etrafa atlılar çıkarıp eşeği aratmaya göndermiş. Sakayı da çadırın direğine bağlayıp başlamış dayak atmaya. Can acısı ile avaz avaz bağıran saka:

-Aman yüzbaşım, ölüyorum, bir daha uyumayacağım. Artık dövme! diye yalvardıkça, yüzbaşı:

-Acele etme, daha eşek bulunamadı. Eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyeceksin ki bir daha eşeğine sahip olup, muharebe yerinde, vazife başında uyumayacaksın... demiş.
Bu günlerde, gerçeğe dönüştürülmesi ile dövülen kişinin sıçtığının resmi olan hadise.

(bkz: Küresel Isınıyoruz)
eskiden köylerde su taşımak için kullanılan eşşeklerin kullanılması ve eşşeklerin çok uyuşuk hayvanlar olmasından dolayı dayak ile tehdit edilen kişiye dayağın uzun süreceğini anlatmak için kullanılan deyimdir. bazenleri dayak atıcak kişi dayağın süresini kısa tutacağı zamanlarda ''çita sudan gelene kadar dövmek'' gibi cümle içerisinde seri hayvanları da kullanabilirlerdi aslında atalarımız. ama akıllarına gelmememiş ya da uygun görmemişlerdir. ya da gelmiştir fakat insanlar arasında tutulmamış ve günümüze kadar gelememiştir de. ama olsa farklılık olurdu ve farklılık her zaman iyidir.
dayak olayını abartmaktır.
(bkz: esegin kulagina su kacirmak)
yedikten sonra birkaç gün kendinizi toplayamazsınız.
eşek suya sürüldüğünde içinde hareket etmesi bir hayli zor olacaktır. özellikle bir nehir geçerken eşeğin geçem süresi bayağı uzun olacaktır. bu da atılan dayağın süresini belirler. eşek geldikten sonra artık yola devam edilebilir.
satışa sunulmuş üründür;

http://www.hemalhemsat.co.../auctiondetail/985650.php
yakın bir su kaynağının çevrasinde gerçekleşmesini umduğumuz ve eşeğin susuzlugu ile orantılı olarak uzayacak olan cennetten çıkma hadise *
gerçekleştirilebilmesi için bir eşek, bir su ve dövülebilecek meziyette bir salağa ihtiyaç duyduğumuz, sanatsal bir faaliyet bozması ve ayrıca coğu çocuğun hayatında derin izler bırakmış, her okuyuşta; "bir söz hayata bu kadar iyi uyarlanır" diye düşünsel faaliyetler içine girmemi sağlayan deyim.