bugün

ortaokul,lise çağlarında diğer erkek arkadaşlar, kankalar tarafından, kahkahalar, sırta atılan tekme ve tokatlar eşliğinde malum kızın üzerine ittirilmek, kaktırılmak, çelme takılıp kızın ayakları dibine düşürülmek. (bkz: ilk genclik travmasi)
genelde kizla ilgilenmiyormus gibi davranip hatun yururken arkasindan uzun uzun bakmalari.
masaya yanarli meyva tabagi gondermeleri.
kızın yanına sokulup, olabileceği en kibar haliyle "merhaba aysu*, naber?" diye hal hatır sorması bir hoşlanma belirtisidir. o anda suratında da yavşak bir gülümseme vardır. bu gülümseme konuşma boyunca erkeğin suratından kaybolmaz.

bana göre en delikanlı hoşlanma belirtisi kıza kaçamak bakışlar atmaktır. kız da erkeğe bakıyorsa iş tamam demektir. öyle yavşak yavşak hatunun yanına gidip şebeklik yapmak yakışmaz.
karşı tarafa hitap biçiminin hatta ses tonunun değişmesi. ilk önceleri isimle hitap ederken, bu canım'a, güzelim'e ve daha sonra da bebeğim'e döner. sonra bi bakmışlar beraberler. he ayrılınca ise erkeğin kıza karşı kullandığı tek hitap vardır "orospu".
ve en tehlikelisi hoşlanılan kıza sürekli laf sokmak...

ilk başlarda tatlı bir didişme şeklinde gider bu karşılıklı laf sokmalar. ancak hoşlanılan kız sayesinde beyin fonksiyonlarını tam olarak kullanamamaya başlayan erkek bu laf sokma eyleminde zamanla sınırları zorlamaya başlar, kötü bir gününde hoşlanılan kızın damarına basar, bir anda kızın gözünde son derece itici bir imaj kazanır... *
mallasmalari *
yan gözle bakarsa hoşlanıyor.
gözünü mü kaçırdı gene hoşlanıyor.
yaptığın espriye kahkahalarla gülüyorsa hoşlanıyor.
gülmediyse takılma, hoşlandığını belli etmek istemiyor.
konuşurken gözlerinin içine bakıyorsa hoşlanıyor.
durmadan dalıp gidiyorsa seni düşünüyor.
bir yere gidilecekse ve seni davet eden oysa hoşlanıyor.
başka bir arkadaş seni aynı ortama davet ettiyse belliki aracı koyuyor, çaktırmak istemiyor.
elindeki torbaları alıp taşıyorsa senden hoşlanıyor.
almıyorsa aldırma, işine gelmeyeni görmezden gelebilirsin vardır bi sebebi diyerek geç bu maddeyi.
başka bi kıza baktığını farkedersen seni kıskandırmaktır maksadı.
e burdan da senden hoşlandığı sonucunu çıkarırsın sen gene.

sözün özü; kız hoşlanıyorsa o adamdan, adam ne yaparsa yapsın üstüne alınacaktır kız yapılan tüm hareketleri.
-mahmut elma istiyo canım
+bi dakka leyla

bir dakika sonra

-ohaaa ağacı sökmüş!

böyle abartıyoruz işte.
hoşlanılan kızın ismi geçtiğinde gözlerin içinin gülmesi..
saçmalamaya başlaması.
bu erkeğin hamurunda;
utangaçlık varsa gözlerini kaçırır,
hareketlilik varsa sürekli onunla uğraşır,
hayalperestlik varsa dalar durur ve farketmeden sırıtır,
kıskançlık varsa başkalarından sakınır,
cesareti varsa açılır,
abazalık varsa direk kızın üzerine salya akıtır.
erkek arkadaşınız, yemeğe çıkacağınız için, sizi öğlen arasında sınıftan almaya geldiği anda yan sıradan bir çocuk oturduğu masayı yumruklayıp, paldır küldür sınıftan çıkarsa; bu bir hoşlanma belirtisidir. gidin bakın, o çocuk erkekler tuvaletinde; '-lan herkes bana baktı, şimdi nası dönücem sınıfa?' diye düşünmektedir.

(bkz: o hikayedeki mal benim)
alık alık bakan gözler ve ık bık'tan öteye gidemeyen cümleler.
unutmadan belirteyim, en safı, en temizi ve en özlenileni, genelde 5 ila 8 yaşları arasında, anaokulu veya ilkokul siralarındayken yaptığımız kafaya vurup kacma atraksiyonuydu.
ne günlerdi beah..