bugün

erkekliğini aldatarak kanıtlamak zorunda olduğunu hisseden, bedenlerarası koşuşturmacayla aslında hazza değil erkekliğini pekiştirmeye yönelen; her yeni bedenin tüketilişiyle aslında bir sonrakinin arayışına mahkum olan; bu kısır döngüde uzanmaya çalıştığı hep elinden kayacağından; ilelebet mahkum olduğu için aldatan yani aldanandır.

olaya biyolojik açıdan bakarsak tamamen içgüdüsel olduğunu görürüz. aldatan erkek de içgüdülerine yenik düşmüş, ilkel bir insandır ya da modern bir hayvandır. bize bahşedilmiş olan mantık ve düşünme yeteneğini bertaraf edip içgüdüleriyle hareket eder, önüne gelenle birlikte olur.

psikolojik açıdan bakarsak, kendine güveni yoktur ve kendi de dahil herkese bunun aksini ispatlamaya çalışır. özellikle andropoz eşiğindeki amcalarda daha da bir artar. hala bana veriyolar mantığıyla çok para harcarlar. genç versiyonları ise uzun süreli ilişkilerinden sıkılmış, heyecan arzusuyla yanıp tutuşurlar. ama bunun iyi bir tarafı vardır. aldattıktan sonra geri dönerler. evde bekleyen kızcağıza sarılır seni çok seviyorum derler. aldatma onlar için yeni bir ten, yeni bir kokudur. burnunda bir öncekinin kokusu kalmıştır. şimdi artık eski kız da yenilenmiştir. ilk kez kokluyomuşçasına aşkı tazelenir. kendi çapında ilişkiyi yenilemiştir.

düz adamdır. bir erkek aldatıyorsa %1'lik bir aşık olma ihtimali vardır. kalan %99'un ne olduğunu biliyorsunuz. bir kadın aldatıyorsa çok karışık oranlar ortaya çıkabilir. bu yüzden aldatan erkek "pişmanım geri dön dülayy" moduna girerken; kadın dönüp ardına bakmaz.

velhasıl kelam;

bizleri (yani erkekleri) yetiştiren, hayata hazırlayan kişiler genellikle annelerimizdir. baba kavramı çoğu erkek için çocukluk ve gençlik yıllarında fazla etkili olmaz. babamızı anladığımız, onu aslında ne kadar sevdiğimizi idrak ettiğimiz dönem daha çok iş hayatına atıldığımız, para kazanmaya başladığımız ve evlendiğimiz dönemdir.

anneler ise erkeklerin en vazgeçilmezi, hayatının tüm evresinde en çok bağlandığı insanlardır. hayatı anlamaya çalıştığımız ilk andan itibaren bizlere yol gösteren, kişiliğimizi derinlemesine etkileyen kişiler olarak annelerimiz (bu minvalde kadınlarımız) kimi zaman etkisi o an farkedilemeyecek derin hatalar yaparlar. bunun tek izahı bizleri çok sevmeleri midir bilmiyorum, ama ortada bir hata olduğu açık.

bu hatanın en somutlaşmış hali bir kız ve erkek çocuğu olan annede görülür. bu iki evladına yaklaşım tarzıyla durumu biraz daha net kavrayabiliriz.

* erkek evlat eve biraz geç gelirse sorun olmaz, kız evlat ise bunu yaptığına pişman edilir.

* erkek evlat lise döneminde aynı anda birden fazla sevgili yaparsa anne kızarmış gibi görünse de içten içe "hey maşallah benim aslan oğluma" der, kız evlatta ne olur düşünmek bile istemiyorum.

daha böyle tonla örnek var ama yazmaya gerek bile duymuyorum. önce anneler olarak siz kadınlar oğullarınızı yaşken eğeceksiniz, tek eşliliğin önemini, yuva kurmayı özendireceksiniz ki çocuk da ileride eşini aldatmayacak, insan olacak.

ama sizler oğullarınızı kayırır, yaptığı hatalara göz yumar, her fırsatta bu hataların üstünü örtmeye çalışır ve "delikanlı işte, zamanla geçer" diye düşünürseniz hem siz mutsuz olursunuz hem de oğlunuzun sevgilisini/eşini, yani bir başka kadını da mutsuz edersiniz.
vücutta yükselen hormon seviyesi ile ceraatı dışarı atmak.