bugün

'' Zürcher'in Kemalist dönemle ilgili altını çizdiği hassas noktalardan bir tanesi Cumhuriyet döneminin ağır bir endoktrinasyon ve yerine göre tek adam, yerine göre tek parti, yerine göre tek ideoloji kültü yaratmak üstüne kurulmuş olduğu. Bunun temelini özellikle 1919'la başlatılan ve sınırlarını bizzat Atatürk'ün Nutuk'la tayin ettiği yaklaşım oluşturuyor. Bir modernleşme paradigması olarak Kemalizmin içinde yaşadığı dönemin de etkisiyle pozitivist, tekçi, elitist ve sınırlı bir demokrasi anlayışına sahip olduğunu ifade eden Zürcher'e göre Kemalizm rasyonel bir toplum mühendisliği projesinin unsurlarını bünyesinde taşımıştır. Toplumsal bir tabana sahip olmayan Kemalizm ideolojik hegemonyasını sağlamak ve onu temsil eden bürokratik zümrenin çıkarlarını devam ettirmek adına toplumsal ve kurumsal bir dizi değişiklik yapmıştır. Örneğin tarih Kemalizm tarafından yeniden yazılmıştır. Zürcher'e göre bu sebeplerle Kemalizm, bir modernleşme projesi olarak bugün takip edilemez. Kendi döneminin ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunan fakat bugünün demokratik ve çoğulcu gerçeklerinden hayli uzak bir içeriğe sahip bir ideolojidir. Elbet bunun karşısına çıkan ve tartışmaya renk katan argüman, Kemalizmin yeniden yorumlanabileceği ve Kemalist öğretilerin çağın getirdiği yeniliklere adapte olacağıdır. Fakat bu karşı argümanın çıkmaza girdiği nokta, hangi Kemalizmin (hatta neo-Kemalizmin), ya da kimin yeniden tanımladığı şekliyle Kemalizmin bir modernleşme projesi olarak izleneceğidir. Kemalizm erken Cumhuriyet dönemindeki politikaları anlamak adına bize bir yol haritası sunuyor olabilir. Kaideleri tek kalemden çıkmış ve denetiminde uygulanmıştır. Bugünün Kemalizm yorumları ise, yer yer kendi içinde çelişen söylem ve eylemlerle karşımıza çıkmaktadır. Örneğin yüzünü Batıya dönen erken Cumhuriyet dönemi Kemalizmi, bugün aynı coşkuyla Batıya bakabiliyor mu? Ya da toplumu hala yekvücut bir yapıda ele alabiliyor mu? Kemalizmi, bugünkü şekliyle anlamak istiyorsak, Kemalizmin içine düştüğü çıkmazları tartışıyor, 'Hangi Kemalizm?' sorusuna yanıt verebiliyor olmamız gerekiyor. Aksi takdirde Kemalizm, Zürcher'in de belirttiği gibi, modernleşen Türkiye'nin tarihinin yalnızca bir dönemine ışık tutuyor ve bize o dönemin realitesini tüm çıplaklığıyla sunuyor. ''

özet niteliğindeki son bölümünü aktardığım metnin tamamı için bkz.
http://www.radikal.com.tr...11.2009&CategoryID=83
her çalışması türkiye tarihi hakkında on cilt kitap hatim edilmiş etkisi yaratarak okura bir şeyler daha katan, dışişleri bakanlığı tarafından 2005 yılında "üstün hizmet madalyası"yla ödüllendirilmiş hollandalı yakın dönem türkiye tarihçisi. temel çalışmaları şunlardır:

"modernleşen türkiye nin tarihi" kitabı isimli kitabı üniversitelerde ders kitabı okutulsa da klasik ders kitabı formatında sıkıcı bir kitap değil, aksine yakın dönem türkiye tarihini sorgulayan ve deşen roman gibi okumalık bir çalışmadır. türk modernleşmesi tarihi üzerine literatürdeki en iyi kitaplardan biri olarak bilinir. kitapta türkiye';nin modernleşmesini ııı. selim döneminden almakta, 1990'a kadar götürülmektedir. bu kitabı yazarın 2000'lere, hatta günümüze kadar güncellenmesi gerekmektedir kanımca.

"terakkiperver cumhuriyet fırkası" kitabı ise bu partiyi ele alan en önemli akademik çalışma olarak bilinir. özellikle içindeki bir belgeye sıkça atıf yapılır. bu belgede tcf'nin kuruluşuyla ilgili olarak the times gazetesinin muhabirinin atatürk'le yaptığı röportajın orijinal metni yer almaktadır. muhabir, yaptığı röportajı yayınlamadan önce ingiliz büyükelçiliğine rapor etmiştir. büyükelçilik de ingiliz dışişlerine röportaj hakkında bilgi veren bir rapor yollamıştır. muhabirin tasvir ettiklerini anlatan büyükelçi raporunda şöyle demiştir: "betimlenen şu sahne: gazi tam anlamıyla çılgına dönmüştü; her şeyi ona borçlu oldukları halde, kendisine karşı nankör ve ülkelerine karşı vatan haini olarak nitelediği muhalefet üyelerinin isimlerini tek tek sayarken, yüzü kıpkırmızı kesilmişti. röportajda hem takdimci hem de çevirmenlik görevini üstlenmiş olan mebus söze birkaç kere karışmak ve 'sakin olun gazi paşa, bu kadar boşboğaz olmayın' demek zorunda kalmasına karşın, selini hiçbir şey durduramazdı."

zürcher'in doktora tezi milli mücadelede ittihatçılık kitabında ise ittihatçıların milli mücadeleye katkılarını ve milli mücadele'de atatürk'ün mü ittihatçıları milli mücadele'de kullandığını, yoksa tam tersinin mi olduğu tartışılmaktadır. atatürk'ün ittihatçıları tasfiye etmesinin nedenlerini ve niteliği de bu çalışmada sorgulamaktadır.

zaman gazetesinde bir röportajı da yayınlanmıştır:
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=627831
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=628175
(bkz: modernlesen turkiye nin tarihi)
koç üniversitesinde kitapları tarih kitabı olarak okutulmaktadır (hist 301, hist 302 derslerinde). yararlı araştırmaları bulunmaktadır ve oldukça tarafsız yalın bir anlatımı vardır.
hollanda, leiden üniversitesi türkoloji bölümü profesörü.