bugün

geçen yıl bu zamanlar diyordu bir şarkısında ferdi tayfur. öyle bir şey işte bu durum da...

geçen yıl bu zamanlar türkiye cumhuriyeti başbakanlık koltuğunun işgalcisi, anayasa değişikliği referandumu ile ilgili propaganda yürütme eylemlerine startı vermiş ve türlü ebleklikler yapar hâldeydi.

erdal eren'in mektubunu, gözyaşları içinde okudu ve sonunda da vurucu tespiti ekledi:

"insanlar düşünceleri yüzünden, söyledikleri yüzünden ölmemeli; anayasa değişmeli" diyerek.

gel zaman; git zaman dünyaca ünlü müzisyen bono, türkiye'ye konser için geldi ve başbakanla görüştüğü esnada gene aynı duygusallıkla(referandum süreci malum):

"şiir okudum diye hapis cezasına çarptırıldım" diyerek şanını yürüttü başbakan.

referandumdan istediğini(öyle veya böyle) aldı ve gün dolandı, devran döndü.

başbakanın, seçim çalışmaları kapsamında gittiği hopa'da insanlar "birşeyler söylemek" istediler. polisler, inşaatın dibinden kalkanlarını kuşanıp da onları kışkırtana kadar da herşey yolundaydı. "başbakan geçecek buradan" diyerek taciz edilince de insanlar, hâliyle tepki gösterip yeni "birşeyler söylemek" gereği duydular.

derken metin lokumcu adında bir vatandaşımız(emekli öğretmen), hayatını kaybetti(ilk raporda darp unsuru varken, otopsi sonucu kalp krizi olarak tayin edildi ölüm nedeni) bu sefer o "insanlar düşünceleri yüzünden ölmemeli, söyledikleri yüzünden yargılanmamalı" diye propaganda yapan başbakanlık makamı kullanıcısı;

"umrumda değil, biri de ölmüş mü n'olmuş" normlarında açıklamalar yaptı.

takip eden süreçte de kendisine bu tutumunun doğruluğunu soran ve belki de biraz olsun vicdani bir belirti arayan bir adam karşısında:

"söylediklerini bir duysaydınız onun"

diyerek insanların "söyledikleri şeyler" hasebiyle ölmesinin münasip olduğu mesajını veriverdi.

şimdi daha da uzatıp, hukuki açıdan zora girmeye gerek yok bence.

günün birisinde recep tayyip erdoğan elbette geberip gidecek. ve ben ardından bütün yaptıklarına rağmen "Allah rahmet eylesin" diyeceğim. bize, insanlığı böyle öğrettiler zira. ve karşılığında kimseden de oy veya bu türden en ufak bir menfaat beklemeden yapacağım bunu. kendisini, en ağır günahlarım kadar sevmiyor olsam da; "neler dediğini duymuş" olsam da...
güncel Önemli Başlıklar