bugün

iki hollywood bir kaç avrupa sinemasından bahsedin bir kaç küçük spot bilgi, tamam.
bir yönetmenden bahsederken mutlaka bir başkasını araya katarak şundan esinlenmiştir deyin.
o esinlenmese bile sizin zekice göndermeler bulduğunuzu sanan avanaklar gidip o filmde harbiden diğer yönetmenin filmlerinde de görülen bir şeyler çıkartacaktır.

bir filmin sadece senaryosuna odaklanmayın mutlaka kulağa teknik gelen üç beş ıvır zıvır katın.

felsefe ve sosyolojiye ait terimleri akımları belli sahnelerle ilişkilendirmeye çalışın, olmasa da siz bir terim sallayın dediğim gibi entel zannedildiğiniz için zaten karşıdaki o terimi google dan aratacak ve bulduğu vikipedia sonucuna göre o kavramı filmde birden görüverecek.

sonra karşılıklı konuşuluyorsa olay yerine kemik gözlük ve fularla gitmek de gerekir.

hep iyi yorumlamayın mutlaka araya ama şurası da olmamış ki diye bir cümle sıkıştırın beğenmeyin.
bu sizin aval aval her şeye hmmm evet güzel olmuş diyen insanlardan olmadığınız imajı verir.

haydi bereket versin.
filmin en az bir sahnesinden örnek vermek.

- film genel olarak güzel ama 7 yaşında bir çocuğun karıya gitmesini yadırgadım hacı. *
(bkz: the curious case of benjamin button)
(bkz: kitap okumak).
filmi sinemada izlerken, daha reklamlar bitmeden salonu terketmek.. o derece kötüymüş.
Sinema kitapları okuyun.
"entel film yorumu yapacağım." diye kasmamak ve sinemadan anlamaktır efendim!
gelgitler, hezeyanlar, kuşatılmışlık hissi falan demek püf noktaların en püflerindendir.

" kahramanımızın sahnelerde bizlere yaşattığı kuşatılmışlık hissi, içinde yaşadığı gelgitler ve hezeyanlar sürükleyici bir tempo katmış filme"
imge kelimesini mutlaka kullanın. ki anlamadığınız filmlerin entel yorumlarında bu kelime sıkça kullanılır.
ne düşünüyorsanız aksini yazın. mesela charlie chaplin filmine doğal olarak gülmemişsinizdir, fakat yorum yaparken "komedinin üstadı" kelimesini kullanmanız doğru olacaktır. aynı şekilde katıla katıla güldüğünüz kemal sunal filmlerini yerin dibine sokarsanız artı puan almanız kaçınılmazdır...
sekans kelimesini kullanmadan yorum yapmayın.. sekans önemli.
birkaç tane kült film sıkıştır araya. 12 angryman, citizen kaine, a bout de souffle, mamma roma, metropolis, les enfants du paradis, hiroshima mon amour, seven seal gibi.
(bkz: flash forward) diyebilmelisiniz.
kızların (bkz: ne diyon lan yavşak) sözünü aklından geçirmesine sebep olabilecek yorumlardır. kızlar ne dıyo bu salak kendini bilmiş aptal demelerine sebep olacak durumdur.
yönetmenin aklının ucundan geçirmediği sikimsonik imgelemleri*eserin muhtelif yerlerinde göstermeye çalıştığını, kendinden aşırı emin şekilde savunmalısın.
çok basittir. sonunu sal ve sel şeklinde bitirilen her kelime hedefe götürür. sanatsal, evrensel, yontusal, izdüşümsel..birde araya bohem, gotik, estetik kelimeleri eklenirse, tamamdır.
Yorum icerisinde minimalist yaklasim gibi bir kelime kullanmak yeterlidir.
ne yazarsanız, ne kadar yazarsanız yazın sonuna bi' "olmamış" koymanız kafi.
hafif aydınlatılmış bir oda, masa sandalye, ayna, aynaya bakıp kendi kendine konuşan şizofreniden sosyal mesaj vermeye çalışan saç sakal karışık bir eleman. entel film böyle yapılır. yorumuna gelince "entel filmlerinin amıakoyum" diyip geçilmelidir, şekilsinizya hamıaa...
Sansasyonel, enteresan ve bence kelimelerini kullanmak.
kimsenin adını bilmediği ve 15 den fazla bileninde olmayacağı garip isimli yönetmenlerden amcaoğlunuzmuş gibi bahsedin.
zoraki yapılıyorsa bolca kullanılan tanım ve akım içeren cümleler, festival filmlerinden örnekle benzetme veya ayırımlar, hiçbir şey anlaşılmamışsa filmin müziğinden bahsetmelerle geçiştirilebilir. ama hali hazırda sevilmiş filmlerde zaten daha sade yorumlar yapılır.
stanley kubrick babanmış gibi konuş.
sözlükte yaz entel bulduklarını kullan.
kitabı bin kat daha güzeldi rerörö triplerine girmek.