bugün

hayatını ortalama bir insan olarak idame ettiren, vasıfsız, içi boş, hayattan zevk alma oranı çok düşüğün altında eziklenen ve ruhu zevkle harmanlanmamış kofti insandır ve de herşeyin ötesinde boş insandır.
müziğe ilgi duymayan ama belki çok iyi resim yapan, belki çok iyi şiir yazan insandır.
enstrüman çalmayan fakat hayatının bir döneminde bunu gerçekten istemiş insandır. hayır dostlar, genellemenin amına koymak değil bu. kime isterseniz sorun, "ya bi ara gitar çalmak çok istiyodum" ,"kabak kemane kraldır hacı" gibi cevaplar alacaktırsınız.
enstrümanı alnının teriyle kazandığı parayla alan insandır. *
(bkz: saksafon virtüözü)
sporcudur sanırsam.
ilk okul yıllarında evde fülüt çalarken, annesinin " hadi al koyunlarını başka yere git " diyerek , enstürüman çalma isteğine tecavüz edilmiş insandır.
yetenek meselesidir.
bildiğin insandır. herkes enstrüman çalacak diye birşey yoktur. bu kişiler iyi bir dinleyici olabilir.
(bkz: enstrüman çalıyorum ve sana laflar hazırladım)
"yetenek doğuştan gelir ki ağbii" yanıtı ardından ortamı deparla terkeden kimsedir. yazıktır, günahtır. çalışsa da olurdur aslında.
iyi bir dinleyicidir kimi zaman..
ahlaklı insandır. efendi gibi helal parasıyla alır enstrümanı. müslümandır.
daha para edecek şeyler çalıyordur.
araba çalıyordur mesela.
müziğe ilgi duymayan hatta belki müziğe dair yeteneği olmayan insandır... ama şerefsizin önde gidenidir, işe yaramaz, vatan haini, embesildir... vay mına koyim arkadaş, bu yaştan sonra içi boş, ezik, kofti olduk ya, daha ne isterim ki tanrıdan... peki neden... enstruman çalamıyoruz diye... gerçi lisede flüt çaldıydım, o sayılmaz mı ya la...
ruhunun ritmini ıslık, parmak ya da çanak çömlekle seslendiren insandır.
çoğu zaman ritim duygusu yetersiz olduğundan bu garip atonal seslere ruhu dahi kulak tıkar.