bugün

türkiyenin engellileri adam yerine koymayıp sadece sesleri tam yükseleceği sırada ağızlarına bir parmak bal çalarak susturduğu dışarıyı 100metre engelli koşu parkuru haline getiren belediyeler sayesinde dışarı çıkamayan sevgi dolu iyi kalpli temiz insanların sorunsalıdır.
çıkmamasının değil "çı-ka-ma-ma-sı-nın" nedenleri olur olsa olsa. özürsüz insan kadar hür değil ki adımlarında. muhakkak kaldırımdan gitmesi lazım. ama o da ne. tekerlekli sandalyeliler için yol yapmamışlar ki adam nereden çıksın kaldırıma. hadi birilerinin yardımıyla çıktı, nereden gidecek. yayaların olması gereken kaldırımı arabalar işgal etmiş. park niyetine kullanıyorlar kaldırımları. sonra da sosyal devlet olduğumuzdan bahsedip duruyoruz. bireysel olarak sosyal olamadık ki daha.
türkiyenin en büyük ayıplarından biridir.utanılası ve yüz kızartıcı bir durumdur.
40 kişilik otobüslere 440 kişi alınması yollarda şöförlerin trafik terörü estirmesi vb.
engellilerin sokağa çıkamama sorunsalı olarak değişmesi gereken başlık.

genellikle yolların düzgün olmayışı ve ailelerin çocuklarını sokağa çıkardığı takdirde rezil olacağını sanmalarından kaynaklanan durumdur..

bu durum engellilerin zaten kendilerini eksik görmelerinin yanısıra asosyalliğe itmektedir.

ülkemizde bu kadar engelli varken onları görmezlikten gelmek bu ülkenin büyük ayıbıdır.
Telaş edilecek bir durum yoktur hepimiz engelliyiz nasıl olsa.
alt ve üst geçitlerdeki merdivenlerin yanındaki yerle 45 derece açı yapan engelli bölümleridir ki buralardan fiziksel olarak sağlıklı olan bir insan bile inmekte zorlanır.
engelliler biz birey olarak görevimizi yerine getirmediğimizden haryeri sanki bizimmiş gibi sadece kendimiz için düzeltmemiz. onları bir yük olarak görmemiz.
sokaklardaki bazı kendini bilmezlerin engellilerimize takındığı küçümseme yüzünden engellilerimiz sokağa çıkmaya korkar olmuşlardır.
bedensel engelli kişilerin neden dısarı cıkmıyor ya da cıkamıyorlar mı sorunsalı?

bir cok neden var tabii; aile faktorü, kişinin kendi düsüncesi, diger insanların düsüncesi ve alt yapı problemleri.

elbette cok nedeni var. ama asıl neden özürlü kişilerde bitiyor. kendierine olan oz güveni ne yazık ki yeteri kadar yok. kendilerini halka kabul ettiremiyorlar. hepimiz zamanında yasadık yeni yeni dolastıgımız zamanlarda cevredeki insanların ister istemez bakısları üzerimize toplanıyor bu normal bir sürec aslında ancak ozürlü kişi vaz gecerse kendi icine kapanırsa işte sorun o zaman baslıyor. yoksa dısarı cıkmaya devam ederse belli bir süre sonra alışkanlık oluyor ve cevre sakinleri sizi kabul ediyorlar. tabii burda biraz inatcı ve yüzsüz olmak zorundayız *.

bazen baska kişileri düsünmemek zorundayız sadece kendimizi düsünmeliyiz ilk baslarda ancak boyle üstesinden gelebiliriz bazı seylerin.

tabii alt yapı problemleri de büyük bir risk olusturuyor. maalesef yollarımız ve kaldırımlarımız pek uygun değil ancak bu sebeple dısarıya cıkmayan ozürlü sayısı inanın bana cok az.

özellikle bedensel engellilerin dısarıya cıkmamalarına sebep olan baslıca faktorler;

1: kendi düsünceleri. insanlardan utanmak
2: aile faktorü. ailenin cocuktan utanması ve dısarıya cıkarmaması.
3: cevredeki insanlar. insanların bedensel engelliye bakmaları ve gereksiz sorularla cocugu sıkmaları.
4: ve en sonda alt yapı problemleri..
binalara bir rampa eklemeyi çok gören mimarlar, kaldırımların b.kunu çıkaran şehir bölge planlamacıları, belediye ekipleri, şehrin, düzenin içine zıçan bizler olduktan sonra varlığını koruyacağı görünen sorunsaldır.
bu ülke de hiç bir fiziksel engeli olmayan insanlar bile dışarı çıkmaya korkarken bizim engelli vatandaşımız nasıl cesaret etsin dışarı çıkmaya. hem de tek başına ha ! ne altyapı var bunun için ne toplum da bunu normal görecek zihniyet. yukarıda da denildiği gibi insanlar beyin olarak bu konuda yetersiz olduklarından dolayı genel düşünemiyorlar ve maalesef vatandaşlarımız dışarıya çıkmaya korkar hale geliyorlar. gel gelelim vatandaşlarımız dışarıya çıksa bile otobüse binmesi dert , yolda yürümesi ayrı dert , kaldırımlar zaten engelli vatandaş hiç düşünülmeden sallama yapılmış. eğer avrupa birliğini hedefleyen bir ülke de yaşıyorsak ve yakında da genel seçimler varsa bu vatandaşlarımızı gözeten, haklarını savunan , onları düşünerek hizmet yapacak kişilere yakın duralım.
engelin bedende değil beyinde olması durumudur.ailelerin durumu utanma mıdır yoksa çocuğunun üzülmesinden korkması mıdır belli değil.ancak karşındaki engelli insanın bazı şeyleri yapamaması ve bunun hep içinde ukde olarak kalmasını düşünmek insanı üzen şeydir.yoksa onun yarım insan olduğunu düşünen biri varsa zaten kendisi yarımdır beyin olarak.
Engeller, engel değildir
Bataklığa saplanmış umutları yeşertmek
Yeni bir gün
Yeni bir hayat demektir.

Koşmak, ayakların olmadan
Etrafa yalancı gülüşler dağıtmaya
Sahte bakışlarla bakmaya benzer.

Piyano çalmak, ellerin olmadan
Sakat bir kişinin spor yapma isteğine
Mutluluğun resmini çizmeye benzer

Futbol oynamak, gözlerin olmadan
Kör bir kişinin, Bahar'da olan yeşilliliği anlatmasına
Zıpkınla balık avlamasına benzer.

Şarkı dinlemek, kulakların olmadan
Vivaldi'nin eserini yorumlamaya
Kitap okumayan bir kişinin, roman eleştirisi yapmasına benzer.

Caner Yücel
yurtdışına çıktığınızda, 'ne kadar çok engelli var bu ülkede?' sorusunu sorduğunuz an kendi kendinize affalayıp, adamların şehirlerini kurarken engelli vatandaşlarını ne kadar düşündüklerini, bu insanlarında kendi kendilerine yetebilmelerini sağlayacak olanakları sunduğunu görüp.
'aslında benim engelli vatandaşlarım evlerinde hapis hayatı yaşıyormuş' dediğiniz sorunsaldır.
engelli vatandaşlar için gerekli alt yapı imkanlarını ve sosyal ortamı sağlamadığımız için oluşan sorunsal olup, bu zihniyetle gittiğimiz sürece uzun zaman da sorunsal olarak kalacak toplumsal yaramızdır.

(bkz: gelişmekte olan ülkelerin sosyal sorunları)* *
herhangi bir engeli olmayan insanlarin dahi yurumekte zorlandigi, sadece goruntu olsun diye rampa yapilmis onunda ortasina elektrik diregi dikilmis olmadi araba park etmis kaldirimlar. kaldirimlari asabilip otobus duragina gelebilen tekerlekli sandalye sahibi bir insanin asla binemeyecegi yogunlukta olan otobusler, apartman gibi ustgecitler vb. problemler engelli insanlarin sokaga cik(a)mamasi icin sebep olabilir.
Avrupa ulkelerinde kaldirimlarda dahi korler icin ozel kabartmali taslar kullanilip sesli trafik isiklari kullanilirken- yaya yollarinin erisilebilirligi diye bir sorun yok, biz hala arabalar park etmesin diye yarim metre yuksekliginde kaldirimlar yapiyoruz. sonucta engelli insanlarin sokaga cikamamasinin sebebi pekala ulkemizin insani merkeze asla koymayan her seviyedeki siyaseti olabilir.
kendini engelsiz görenlerin farkına varmadan engellileri engelledikleri sorunsaldır...
ayrıca haydi kızlar okula gibi haydi engelliler sokağa gibilerinden de bişiler olursa belki engelsiz gibi duran engellilerin yani çoğumuzun kafasında bişiler değişir... (umut işte)
tıklım tıklım araba dolu kaldırımların, arabayla, kırmızı ışıkta bile son sürat geçen öküzlerin, engelsiz insanları bile düşürecek şiddette omuz vurarak yürüyen adab-ı muaşeret yoksunlarının, dört karış enindeki yerle yeksan kaldırımların sebep olduğu sorunsal.
yalnız oldukları için onları dışarı çıkarıp gezdirmek normal sağlıklı insanlara zor geldiği için.
her sokağa çıktığınızda taciz eden bakışlarla yol yürümek zorunda kalsanız, her cümlede özrünüze atıfta bulunan potlar kırılsa sizde çıkmazsınız sorunsalı. bunları biliyorum çünkü işyerimde özürlü bir arkadaşla çalıştım bir kaç yıl. türk insanı ya hürmette aşırıya kaçıyor ve o insana özürlü olduğunu hatırlatıyor ya da taciz eden bakışlar atıyor.
türkiye de 9 milyon engelli/özürlü oldugu halde neden dısarı cıkmıyorlar sorunsalıdır ...

türkiyenin en büyük sorunudur engellilerin düşünülmemesi.
ama engelliler kendilerini insanlara düşündürtmüyor türkiyede 9 milyon engelli insan var bunlar resmi rakamlar üstelik fazlası olabilir yani. şimdi bu insanlar nerde? neden sokaga cıkmıyorlar? efendim deniyor ki kaldırımlar sehir düzenlemesi uygun degil falan. bir nebze dogru sehir planlaması ne yazık ki uygun degil. engelli birisinin sokakta gezmesi dolaşması biraz zor. ama sebep bu mu? gercekten engelliler bunun icin mi sokaga cıkmıyor? bence hayır ! bu işlerin icinde olan biri olarak diyebilirim ki dısarıya sehir düzenlemesinden ötürü cıkamayan engelli yok!

asıl sebep ailelerde ve insanlarda...

şimdi efendim cocuk dısarıya cıkıyor dakika bir birisi yanasıyor soruyor; Ne oldu sana? anlatıyoruz tabi asla anlatmaktan yorulmadım sıkılmadım hatta hosuma gidiyor olayları anlatmak konusmak ama anlattıktan sonra baslıyor hersey. şimdi anlattıktan sonra karsında ki insan üzülüyor tabi ama oyle bir üzülüyor onu sana o kadar cok yansıtıyor ki sanki benim engelli olmam dünyanın en kötü seyiymiş gibi. ilk soylenen şey ''allah büyük'' ''sabret'' ''hem gencsin ilerde yürürsün inşallah''

bu cok önemli işte ''gencsin yürürüsün'' bunu bana moral vermek icin soylüyor biliyorum ama anlatıyorum teyze/amca benim yürümem genclikle alakası yok anlatıyorum ama o amca/teyze olaya oyle bir yaklaşıyor ki sanki ben yürümek istemiyorum da o beni ikna etmeye calısıyor şöyşe olay geciyor.

+geçmiş olsun evladım
-saol teyze/amca
+gencsin yürürsün inşallah
-yok teyze/amca öyle birsey degil
+oğlum allah tan ümit kesilmez
-öyle tabi haklısınız *
+hem yürüyince evlenirsinde *
bunun gibi bi ton olay yani yüriyemiyeceginizi ıspatlamak zorunda kalmak engelli insanların asosyal olmalarını saglıyor. yani engelli bir kişi icin moral cok önemli oda genelde cevresindeki insanları moralli görmek istiyor ama böyle olaylarla karsılasınca istemeyerek te olsa asosyal oluyor.

ikincisi aile..

utanıyorlar evltlarından aileler. bu nasıl anne, baba, amca, dayı, hala, teyzedir. oysa bu olay allah'tan gelmiş birsey buna inanıyorlar. nasıl bu cocuktan utanıyorlar bunun acıklaması yok. herseyi anlarım ama bunu anlamam imkansız. gerci annesinden babasından utanan züppe yok mu? onlarda aynı bokun anası babası işte. tabi o engellinin de sucu pısıp oturuyor öyle biraz diş gösterse oysa annesi babası onu tutabilir mi? onun da işine geliyor tabi. istemiyor dışarıya cıkıp insanlarla kaynasmak. cünkü öz güveni yok, kendine güvenmiyor yani sorun beyinde. yani engelliymis özürlüymüs farketmiyor.

hendisine engelli dediginizde bozulurlar mesela sakat dersiniz bozulur özürlü dersiniz bozulur engelli dersiniz bozulur lan ne diyelim de hele bana? sanki ben senden farklıyım yavrum! bende engelliyim özürlüyüm sakatım bunu kafama takıyormuyum bunu söylemekten utanıyormuyum.

lan bu özürlüler neden bu kadar sahtekar iki yüzlü arkadas internet aleminde özürlü engelli adam yok yahu bu nasıl iş. ekşi ye bakıyorum buraya bakıyorum binlerce yazar var. rockcu yazar var rapci yazar var ibne yazarlar bile var da özürlü yazar yok aq. nedir bu neden utanıyorsunuz. neden kendinizle bu kadar sorunlusunuz. siz gercekten engellisiniz özürlüsünüz kusura bakmayın.