bugün

sözlüğe girdiğim günden beri düzenli olmasa da düzgün yazmaya önem veren bir yazar olarak, düşündüm ki, sanırım sözlüğümüzün durumunu artık yargılama vakti geldi. gerçekten sözlük neydi, ne oldu, nereye gidiyor? tartışmalar, siyasetler, hamasetler, tam bir türkiye şablonu gibiydi aslında. peki de olmasını istediğimiz sözlük bu muydu?

sanırım bunun anlaşılabileceği en güzel analizlerden birisi, "en çok entry girilen başlık" istatistiğini analiz etmekten geçiyor. sanırım buradaki entryler, içerikleri ne olursa olsun, bir takım şeyleri anlamamıza olanak sağlıyor.

"başlıkları alt alta okumak" başlığının açık ara birinci olması, sözlüğün yazarda bırakmak istediği en temel etkisinin "güldürmek" olduğunu gösteriyor. çünkü bu başlıktaki yazılara baktığımızda, yazıların önemli bir çoğunluğunun güldürmek amaçlı yazıldığını görüyoruz. düşündürenler falan da var tabi. en önemli faktörün güldürmek olduğunu anlamamız için sadece bu başlık değil, bundan sonra gelen itiraflar, yaran diyaloglar gibi diğer bi kaç entryi de sayabiliriz.

derken bakıyoruz, ister aynı düşüncede olun, ister olmayın ama aynı kefeye koyabileceğimiz iki başlık daha var orada. "recep tayyip erdoğan" ve "mustafa kemal atatürk" normalde buradan, sözlükçüler siyaset de tartışıyor sonucunu çıkarmamız gerekirken, malesef siyasetle ilgili başka hiçbir başlık olmaması düşünmemiz gerekn bir noktadır. ayrıca başlıkların içeriğine bakacak olursak, en büyük hamaseti bu başlıklar üzerinden yaşıyormuşuz sonucuna da varıyoruz. recep tayyip erdoğan başlığının mustafa kemal atatürk başlığından fazla entry sayısına sahip olması da düşündürücüdür tabiiki.

devam ediyoruz; uludag sözlük eksi sözlük kıyaslamaları. işte bir türlü anlam vermediğim hikaye. eksi sözlükte şöyle bizde böyle biz şöyle iyiyiz böyle kötüyüz falan filan, aynı hikaye, aynı terane. kanaatim, sözlükte ne kadar boş adam olduğunun bir numaralı göstergesi bu başlıkların altında yazılan bu kadar entry olmasıdır.

burdan çıkarabileceğimiz malesef en çarpıcı sonuç şudur ki; kardeş gibi yaşamayı ancak belirli bir yaştan sonra öğrenebileceğiz. gayet de pollyanna oldu aslında bu yaklaşım. en azından öğrenebilme umudu taşıyorum yani. sürekli birilerini aşağılama gayreti içerisindeyiz nedense. hemen bakalım en çok entry girilen 19. başlık neymiş? "seri eksi oy veren ibne"

yok böyle bir şey ya! "seri eksi oy veren ibne" başlığı sözlükte en çok entry girilen 19. başlık. toplam entry sayısı an itibariyle 3.687.812, toplam başlık 605.370. halimiz içler acısı arkadaşlar. bu duruma bir el koyma vakti gelmedi mi daha?

demekki neymiş, sözlükte yazan arkadaşlarımızın birçoğunun amacını da "popüler olmak" olarak açıklayabilirmişiz. aman entrylerimiz kötülenmesin, hep iyi oy alalım, meşhur olalım, herkeşler bizden bahsetsin uleeeeyn, diye düşünen arkadaşlarımız bunlar. biziz evet onlar, içimizden birileri işte. "içimizdeki irlandalılar" olmasın yoksam onlar??

her neyse, galatasaray ve fenerbahce başlıkları var bir de. kanımca ülkemizdeki taraftar sayıları bakımından olsun, popülerlik bakımından olsun çeşitli sonuçları çıkarabileceğimiz başlıklar bunlar. ancak bir başka çarpıcı sonucu da çıkarıyor ki; futbolun içimizde ne kadar yer ettiği. futbol her yerde olur da bizde olma mı.

genel itibariyle bakacak olursak, sözlüğü kasıp kavuran başlıklar insanlar üzerine yazılmış yorumlardan kaynaklı başlıklar. yani içerisinde insan veya yazar ile ilgili yorunlar yapılan başlıklar. "dedikodu"ya ne kadar merkalı bir millet olduğumuzu gösteriyor ki, gençliğimizin geleceği hakkında da yorum yapabilme olanağı sağlıyor ki, bunu da artık her bünye kendisi yapmalı zannımca.

sonuç; uludağ sözlük, türkiye'dir. türk insanıdır. dedikoduya, gülmeye ve futbola meraklıdır, iğrenç espriler yapıp bir yandan da lost izler, her daim birileri hakkında atıp tutar, ama duygusaldır da aynı zamanda. aşkı öyle güzel anlatır ki, şiirlerle, nağmelerle, okumaya doyamaz insan..

bi de; iktidarlardan oldum olası nefret eder. türkiye ile tek farkı; bizimkiler iktidardan kömür dağıtmasını değil de, kömür gözlü sevgili dağıtmasını bekler..
ben de yeni bir arkadaşınız olarak gördüm ki sözlüğün kalitesi yavaş yavaş düşüyor. başka şeyden dem vurmak istiyorum.

saçma sapan cinsel ağırlıklı başlıkların bulunması ve yazanların çok olması düşündürücü.

gün be gün anket tarzı başlıkların artması giderek yazamadığımız anlamına gelir. * *

entrylerin okunmadığı ve kapalı gözlük yeni entry, başlık girme hastalığının yayıldığı belli.

daha dikkatli olmak boynumuz borcu çünkü hepimiz sözlüğün birer parçasıyız.
populer entryler bütününün, koyun psikolojisi veya gündemi takip etmek olarak adlandırılacak fikir çıktılarıdır, *onlara göre süt bana göre çikolata* dedikleri örneklemeye benzeşik düşünce. kimileri hayatın anlamını buluyor bu başlıklarla kimileri ise saç baş yoluyor.
en çok entry girilen başlıklar malesef hep boş konuşulan, boş konular olduğu için düşündürdüğü iki şey var;
a-milletin hiç işi gücü yok.
b-bilgi birikimi vs. yok ki millette, hangi bilgi paylaşımlı başlığı açıp da dağarcığını oradan paylaşsın!