bugün

hoşlandığım çocuğun karşısında gülerken burnumdan baloncuk çıkmıştı çocuk öyle bir bakış attı ki o baloncukta boğulup ölmek istedim.
Beni istemeye gelmişlerdi. Ve evet,ben erkeğim.
Hiç kimse beni istememişti. Hala utanıyorum.
Böyle bir şeye gülersin kendi kendine sonra bir bakarsın sana bakıyorlar. Bu genelde yaşadığım durumdur çünkü baya dalıp giderim düşüncelere yanımdakileri unuturum. Bir de gülersin ve dudağın dişine yapışır ya bazen size de oluyor mu bilmiyorum ama bana arada oluyor çok sinir bozucu. Gülmek istemiyorsun ama gülüyorsun filan.
Yıllardır sözlüklerde yazarım. Bu ve benzeri başlıklar hep olurdu. Hep yazmak istedim. Çok utandığım için hiç yazamadım.

Yine yazmayacağım.
halamla bir keresinde otobüsteydik selpak istedim yanlislikla ped uzatmıştı.
Askili body den Sutyenim belli oluyo diye takmayip yara banndiyla kamufle ettigim goguslerimin (ki iyi yontemdir) erkek arkadasim tarafimdan farkedilip noldu yarami oldular diye anirarak gulmesi..
Yobaz birine laf anlatmaya çalıştığım an.
eskiden ıphone 4'lerin moda olduğu zamanlar bende de samsung ace vardı dış görünüş bakımından biraz andırılar birbirlerini. ben de 4s zil sesini ace'a atıp zil sesim yapmıştım ergenlik işte ama değiştirmeyi unutmuşum. neyse birgün güzel bir kızla buluştum geziyoruz sonra lüks bir mekana girmeyi teklif etti bende de yeterli para olmadığından bir bahane bulmalıydım ve abim genelde buralara takılır dur arayayım buralardaysa beni bir kızla görüp babama ispiyonlamasın dedim tam telefonu çıkarıyordum 4s uzatmaz mı al benden ara diye (bu 1) sonra yok kontorum var dedim (halbuki yok) ve ödemeli atıp kulağıma götürdüm telefonu ve mesaj sesi gelmesin mi o anda (bu 2) bitmedi, sonra da abim aradığında da samsungda 4s zil sesi çalmasın mı (etti 3) haydaaa. 5 dakikada nasıl yerin dibine girilir buyrun.
Teyzem kendi kızını benim için düşünüyormuş. Duyduğumda kıpkırmızı kesilmiştim.
Müthiş bir seksten sonra gaz kaçırdığım o an...Ölmek istedim ve işin kötüsü duydu mu duymadı mı hala daha onu itiraf etmedi... Yazık oldu gençliğime.
işte 4. sınıf falanım. abimle okul çıkışı eve gidiyoruz. bi arkadaşımın annesini yolda gördük. kadın durdu işte, konuşuyoruz. annemi sordu nasıl falan dedi. sonra selam söyle dedi. onun da selamı var dedim. kadın şaşırdı görüşürüz dedi, gitti. o yılın sonunda da başka şehre taşındılar. bir daha hiç görüşmedik. kadın benden mi kaçtı acaba diye soruyorum kendime arada.
renk koru oldugunu bilmedigim arkadasima öff renk koru musun hahahhahhshj deyince evet demisti o an.
6.sınıfda performans ödevi verilmişti...
bu ödev ingilizce ödevi verilmişti. ödev kendi parfümünü tanıt dı. bende bir kaç şey karaladım ama içim rahat değildi bu yüzden dersane hocamdan sınav çıkışı bir kaç kelime aldım. yazdım kağıda...

gittim eve yaptım en güzelinden bir slogan, götürdüm okula...

hocaya verdiğimde, hoca baya beğenmişti ama baya baya beğenmişti. ıltıfatda felan etti. olaylar buraya kadar güzel ama bundan sonrası benim adıma psikolojik yaralar bırakacak cinsten bir şey olacaktı...

neyse devam edeyim, sırama oturdum oturmamla merve ve melike adında 2 arkadaşım hocaya ingilizce öğretmenine dersane öğretmeninden yardım aldım söylediler ve ondan sonra hoca bağırdı çağırdı. beni rezil etti...

yıllar geçti o hoca ve o 2 kız bunu unuttular ama ben unutamadım be, unutamadım

(bu arada parantez açıp merve ve melike den bahsedeyim. bu 2 arkadaş hala ailecek görüştüğümüz kişilerdir. melikez'yi sallayın ben merve'yı anlatayım...

o güzel gözlü gammazcıya ben o zamanlarda aşıktım.hatta öyle aşıktım ki bu yaşanan olaydan önce kendi yaptığım dna modeli ödevimin şeklini değiştirerek verip 100 almasını saglamıstım ama o bana ingilizce'den yüksek almayı fazla gördü...)

psikoloğa gittim çözüm olmadı. yolda yürürken, dersime çalışırken bu anım ve bunun gibi bir çok utanç dolu anım aklıma geliyor ve ben hiç bir şey yapamıyorum. anca sus be, sus! diye bağırıyor olmadı yakındaki duvara yumruk sallıyorum...

Kısacası bu olay bende 2 etki oluşturdu.
1. Utanç
2.Kalp kırılması
Çok eski bir anıdır. Arkadaşın teki gel bugün abilere gidiyoz dedi. Gittik falan orda bi kahvaltı yaptık. Dönerken aklıma takılan o gereksiz soruyu sorum." Hepsi senin abin mi"...
birinin yerine boşaldığım anlardan biri şu an oldu mesela. beğendin mi?
8. sınıftayım sınıfın en uzunu olarak perdeyi bana asıyorum. teneffüs vakti sınıfta bir arkadaşlar var diye küfürün bini bir para . Meğer ben perdeyle uğraşırken sınıf öğretmeni girmiş bize bakıyormuş . Bende anasını bilmem ne yapayım diye bastım küfürü . Sonra mı ne oldu . Hoca o ne demek kompozisyon şeklinde yazacaksın, yoksa kalırsın sınıfta dedi. Sonrada tüm sınıfın ortasında bana yazdığım kompozisyonu okuttu.
okulun en hayta 4 lüsünden biri olarak şudur galiba , yine her zamanki gibi itliğimizi yaptıktan sonra sınıf hocamız olan edebiyatçı puşt bizi odasına çekti dövmek için , adam kum torbası muamelesi çekiyordu bize zaten.

neyse girişti bu bize sırayla gidiyor işte , bi arkadaşa (valla bu sefer bi arkadaş) sıra geldi , lan hoca vuruyor bu puştta alttan alttan salıyor , en son bi tanesi sesli oldu biz bastık kahkahayı , bu sefer hoca da dayanamadı güldü ama hem gülüyor hem hala vurmaya devam ediyor oç.

sonra kokusu çıktı işin tabi camları falan açın dedi , bir tur daha döndü baktı koku gitmiyor çıkın lan dışarı dedi peşimizden kendi de çıktı odadan.

böyle yarıda kalmıştı o dayak.arkadaşım adına çok utanmıştım ama o da yerin dibine girmişti zaten , lise bitene kadar makarasını yapmıştık bu olayın.

bu puşt hocayı da bi ara face'de gördüm umut bulut'la resim çekilmiş , dedim hocam sizi koysak forvete daha iyi olur , öyle öyle umut'tan neyim eksik diyor , hocam sizin vurduğunuz yerde gol biter , özellikle yakın mesafeden çok etkili vuruşlarınız var bunu en iyi biz biliyoruz galiba dedim , oraları karıştırma diyor gavat.

konuşsana amcık desene kıçı kırık bi kız yüzünden sizin gibi ülkemin aydınlık gençlerine zulmettim desene , bak yine gerildim aq.
yolda yürürken telefona dalmıştım elektrik direğine kafa attım.
beni fark etmeyen bir arkadaşım hayvansı osurmuştu. o gün hayattan bile utanmıştım. ne yediyse hayvan oğlu hayvan.
Çay içerken.

içim bir tuhaf olur.
yalanımızın ortaya çıktığı anlardır. birine yalan söyledikten sonra onu inandırdığımızı düşünürüz fakat yalanımız ortaya çıktığında yüz idademiz değişerek başımızın öne eğilmesine ve toplum içinde küçük düşmemize yol açabilecek hoş olmayan davranış biçimi.
Tanımadığınız bir eve zoraki misafir modunda iken ikram edilen bir bardak çayı sakarlık neticesinde halıya dökmek gibisi yoktur.
ortaokulda dersane çıkışı -akşam sularında idi saat- hocamı görünce günaydınnn! diye bağırmıştım. herkes bi an error verip sonra gülmüştü. berbat bir an.

lisede bir akşam etütünde arka merdivenlerden kantine inmeye çalışırken oda arkadaşımla sevgilisi de kaloriferin karanlık köşesine sinmişler konuşuyolardı(!) ben de karanlıkta birden fark edince "pardonnn!!" deyip geldiğim gibi geri geri yürüyerek mekanı terk etmiştim. kız "yok bi şey yapmıyoz zaten, gel." demişti arkamdan. ben de "yok yok devam edin siz. " deyip gitmiştim. siz devam edin nedir ya!
Bir seferinde Metrobüs'e soğan yedikten sonra binmiş ve karşımda oturan kızlar hep beni konuşmuştu. Hayatım boyunca o mimikleri unutmam.