bugün

bu akımdan keyif veren düzinelerce eser var. böyle karmaşık eserleri pek anlayamam ben o nedenle çok şans falan vermem incelemeden geçer giderim.

ancak claude monet'in ''flowering trees near the coast'' eserini sebepsizce çok seviyorum ben. tablo sanki izleyicisini içine çekiyor bir ilizyon adeta. sanki bi ilkbahar sabahı güneş henüz tepeye ulaşmadan nehir kıyısındaki bi ağacın suya uzanan dalına kurulu bi hamakta yatıyorsunuz, ağzınızda bi papatya, yeşil bi tat. altınızda nehir aheste aheste akıyor hiç acele etmeden. ansızın kopan bi çatırtıyla dal kırılıyor ve suya gömüldüğünüz ilk anda nefesinizi tutuyorsunuz. su sıçrayan gözlerinizle son gördüğünüz an nehrin sağ ve sol yanındaki tüm ağaçlar size kahkaha atıyor, sümbüller, morlar menekşeler.

görsel

öyle karşısına geçip elimde kahveyle dakikalarca izleyebilirim, delirmiş de olabilirim.
Resim de modernizme geçişin ilk adımıdır.Özellikle bu akım doğa resimlerin de bir devrim yaratmıştır.
Empresyonizm izlenimcilikten çok sanatçının hislerini esere aktarmasıdır. Eserlerde objeler konturdan bağımsızdır yani hatları belirsizdir. Eserde hatlar belirsiz olduğu için çıktığı dönemde eksik bulunup beğenilmese de günümüzde hakkettiği degeri bulmuştur. Bu akımda ressam gördüğünü direk aktarmaz onu kendi dünyasında kendi hisleriyle harmanlar. Klasik bir (bkz: natürmort) tablosunu bile öyle bir yorumlar ki siz o ressamın asıl çizdiği şeyi dakikalar sonra farkedersiniz. Monet'in Kırda Öğle Yemeği tablosu
(img:#1213180)
Natürmort tablosu olmasına rağmen ilk göze takım elbiseli adamlar , nü kadın ve gecelikli kadın çarpar. Bu tablo Monet'in kendi dünyasında yorumladığı natürmort tablodur.
Bu akımda ressamlar daha çok açık havada çalışır. Resme sabah saatlerinde başladıysa öğlen olduğunda resme devam etmez çünkü empresyonizm de gözlem ön plandadır sanatçı aynı şartların oluşması için aylarca bekleyebilir. Siyah kullanılmaz kullanılıcaksa yumuşatılarak kullanılır.
temsilcileri

Auguste Renoir
Claude Monet
Van Gogh
Cezanne
Sisley
izlenimciliktir.
19. yüzyıl'a damgasını vurmuş oyun yazarı ve ressam, Louis Leroy, bir mizah gazetesinde, fotoğrafçı Nadar'ın eski atölyelerinde bir grup genç sanatçı tarafından açılan bir serginin değerlendirmesini yaparken, aslında "belirsiz" bulduğunu ve ancak bir "izlenim" yaratma olarak kabul ettiği bir resim sanatını, daha iyi karalayabilmek adına, "savunuyormuş gibi yapar". Leroy'a rağmen, bu kapalı eleştiri, ışığı temel bir plastik unsur durumuna getiren ve XIX. yüzyıl'ın gerçekçiliğiyle sürtüşmeksizin, XX. yüzyıl'daki gerçekten uzaklaşmanın haberciliğini yapan bu resim okuluna, böylece bir ad bağışlamış.
felsefede bir akım.

genelde neyi incelediği ya da ne olduğu beni fazla bağlamamıştır. felsefe yazılısında kavramlardan soru soran hocanın yazılısından iyi not alabilmek için bu kavramların hepsi ezberlenilir.

bu akımda onlardan biri işte.
genelde bir nesneyi doğrudan değil de onun kişide uyandırdığı hisleri temel alan sanat akımı. özellikle resim ve edebiyatta etkili olmuştur.

bu akımda sanatçılar genelde güneş ışığını temel alarak yumuşak renkler eşliğinde ilk baktığında göze "tatlı" gelen eserler ortaya çıkarmışlardır. tablolarda duygular ve içsellik oldukça ön plandadır, pek çok açıdan realizm'in karşıtı olduğunu söylemek mümkündür.

tablolar genelde, tarlalarda, orman içlerinde, göl kenarlarında geçer. mavi, turuncu, sarı ve yeşil renkleri sık kullanılır. önemli temsilcileri arasında Claude Monet, Auguste Renoir, Vincent van Gogh ve Cezzanne yer alır.

en ünlü eserlerinden biri, monet'in nilüfer'ler isimli tablosudur. ama o değil de bence siz renoir eserlerini bir inceleyin.

şahsen bütün renoir eserlerinin hayranıyım, istisnasız!

http://tr.wikipedia.org/w...etimestamp=20090728230248

(bkz: Pierre Auguste Renoir)
izlenimcilik anlamına gelen empresyonizmde sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim yapma olarak tanımlanmaktadır. izledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık yansımaları arasında kaybolmuştur. 17. yüzyılda doğan Barok üslup, hayli değişmiş olarak 18. yüzyılda da varlığını sürdürmüştür. Barok sanatın gölgeışık karşıtlığına dayanan çarpıcı, içe işleyici dramatik etkisi giderek kaybolmuş ve yerini daha yumuşak bir üsluba bırakmıştır. Bu dönemde ressamlar, atelyelerin loş ortamından çıkıp güneş ışığı altında resim yapmışlardır.
Ayrıca Sadun Altuna bu akımın etkisine kapılan ; Maney, Monet, Sisley, Degas, Lautrec, Gauguin ve Van Gogh gibi empresyonizm in öncüleri diyebileceğimiz ressamların hikayelerinin bir arada toplandığı ''Empresyonist Ressamlar'' adlı kitabı yazmıştır. Severek okudum efendim size de tavsiye ederim.
salvador dali de resime empresyonist olarak başlamıştır, ilerleyen zamanlarda insanlıktan çıkıp insanüstü eserler ortaya koyunca onu tarif etmek için kullanılan tanımlarda değişmiştir.

şiirdeki temsilcileri için;
(bkz: rilke)
(bkz: stephane mallarme)
renklerin muhtesemligiyle hayat bulan, daha cok içteki duyguların dısa vuruldugu sanatakımıdır. sembolizm'in öncü akımı olarakta kabul edilmektir. baslıca temsilcileri arasında claude monet, camille pissarrove eugene boudin yer almaktadır.
19. y.y. Fransa'sındaki ünlü karma sergiye alınmayan devrin ressamlarının açtığı "le refusses" sergisindeki Monet'nin "impression soleil levant" isimli tablosundan adını almış ve modern resmin çıkış noktasını oluşturmasına rağmen devrin klasizm yanlıları tarafından alaya alınmış, aşağılanmış ve kıymeti sonradan anlaşılmış bir sanat akımıdır. Resim sanatına büyük yenilikler getirmiştir. Işık ve renk konusunda yapılan fizik, anatomi ve kimya alanındaki gelişmelerden fazlasıyla nasibini almış ve yeniliklerini bu bilimsel gelişmelere dayandırmıştır. Chevreul ve Helmholz'un araştırmaları bu gelişmelerin temelini oluşturur. Kontur anlayışını ortadan kaldırarak form anlayışını katılıktan kurtarmış, atölye ışığı yerine şovaleleri açık alanlara taşıyarak renk çeşitliliği ve renk karşılığı anlayışlarını da temelinden sarsmıştır. Tüm bunlar modern resmin daha özgür bir platformda oluşabilmesi için gerekli zemini hazırlamıştır. Zemin hazırladığı akımlar arasında ilk akla gelenler; ekspresyonizm, kübizm, fovizm, puantizm (son dönem empressyonistler olarak bilinirler)dir.
fransa da başlamış bir sanat akımıdır. gördüklerini görülen şekliyle değil aklında kaldığı veya hayal dünyasında şekillendirdiği şekilde aktaran sanatçıların dahil olduğu akımdır.
vincent van gogh akla gelen ilk örnektir.
sembolizm'e benzer. dış dünya'yı olduğu gibi değil, bizde uyandırdığı izlenimlere göre anlatmayı esas alır. rimbaud önemli temsilcileri arasında yer alır.
cafe terrace at night en güzel örneklerinden biridir bu akımın!
izlenimcilerin bıraktığı etkiyi olduğu gibi göstermeyi gaye edinmiş sanat akımıdır. Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür. Empresyonist ressamlar mevcut hiçbir kurala uymazlar. Renk egemenliğini ön plana çıkarırlar. Bu akımın ressamları, biçimlerin ve doğa manzaralarının sertliğini, keskinliğini, hırçınlığını ve katılığını değil, yumuşaklığını ve tatlığını canlandırmak ilkesini benimsemişlerdir. Bu akımdaki resim tabloları, aydınlık, tatlı, yumuşak renkli ve ferahlık vericidir.
ilk gördüğünde adama emperyalizmin siyonizimle çiftleştiği kanatini uyandırır..
monet 'in impression*, soleil levant isimli tablosu nedeniyle empresyonist adını alırlar. akıma da empresyonizm denir. serbest fırça darbeleri ile gördüklerini değil, edindikleri izlenimleri aktarırlar. vincent van gogh tam olarak bir post empresyonist 'dir. tablolarındaki ışık-gölge odakları insanın ağzını açık bırakır türdendir.
(izlenimcilik), 19. yüzyılda ortaya çıkmış ve bütün sanat dallarını etkilemiştir. Sanatta dış etkilerin içe yansımasını- içte izler bırakmasını veya bu izlere dayanarak sanat eseri meydana getirilmesini savunan bir sanat akımıdır. Bu akıma, mensup olan sanatçılar, tabiatı gerçekte olduğu gibi, bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ancak ondan edinilen intibalar ölçüsünde ve niteliğinde anlatmayı gaye edinmişlerdir.

Onlara göre sanatçı doğrudan doğruya, gerçeği değil de gördüklerinin kendisinde Uyandırdığı duygu ve düşünceleri esas almalıdır. Sanat anlayışlarını varlığın realist ve objektif yorumu esası üzerine kurmak yerine, söz konusu varlığın sanatçıda uyandırdığı intibaları anlatmak, olarak açıklayan bu akıma intibacılık adı da verilir.

intibalar, sanatçıdan sanatçıya değişeceği ve her sanatçı, eserinde kendi intibalarını anlatacağı için, meydana getirilen sanat eseri, onu meydana getirenin tam kişiliğini ortaya koyacaktır. Bu özellikleri dolayısıyla empresyonistler, kendilerini çevreleyen dış dünyaya karşı ilgisizdirler. Onların dile getirmek istedikleri, kendi iç dünyalarıdır. Empresyonizm'de objenin kendisi değil, uyandırdığı intibalar önemlidir. Bu bakımdan realizmin karşıtıdır.
izlenimcilik. 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında fransa'da önce resim, daha sonra da müzik alanında etkili olan sanat akımı. empresyonistler, kendilerinden önceki romantik ve gerçekçi kuşağın konularından ve dolaysız anlatım biçiminden uzaklaşarak, bir düşünce ya da görüntünün insanda uyandırdığı izlenimleri yansıtmayı amaçlamışlardır. batı'da en belirgin örneklerini veren isimler: claude monet, camille pissarro, pierre auguste renoir, alfred sisley, jean-frederic bazille.
güncel Önemli Başlıklar