bugün

Hamsi tarafı da çok bastırıyormuş.
Sözlük de fetö artıklarını görmekten mutluluk duyuyoruz.
Fetö operasyonu olan şikeyi işleyerek tıpkı Ergenekon balyoz darbe gibi kumpaslarını darbe vesayet karşıtlığı gibi terimlerle kullanarak kendilerini haklılık çıkaracak bilinç altına masumiyet işleyecek ve yaptıklarının kendilerinin meşrutiyetini oluşturacak propagandalar bunlar.

Tıpkı 15 temmuz darbesinin bir akp Erdoğan darbesi gibi gösterip kendilerini aklama çabası gibi bu propagandalar ile fetö terörünün haklılığı ortaya konuluyor.

Konu basit bir şike kumpası veya dangalak (ne dediğini bilmeyen) cahil taraftar paylaşımı değildir.
Bu fetö terörü propagandasıdır.

Tıpkı güneydoğu da evleri cephanelik cadde ve sokakları mayın bomba tuzağı ile doldurup orayı Kürdistan ilan ederek işgal eden PKK'nın yapılan savaşta yıkılmış evleri gösterip Türkiye bölgede sivil halkı öldürüyor evleri yıkıyor demesi gibi durumdur.

Bu paylaşımların altında fetö propagandası yatmaktadır.
Bilerek veya bilmeyerek buna alet olanları cimer'e şikâyet etme hakkımı saklı tutarak, bunu yapan kişilerin sözlükten atılmasını, başlığın silinmesini sözlük yetkililerinden bekliyorum.

Bu kumpasları paylaşmak savunmak kişisel bir görüş demokratik bir hak değil, bilakis; terör örgütü propagandası yaparak terörü haklı bir davranış haline sokmaktır.

Yukarıda arz edilmiş olan yaptırımlar eğer uygulanmaz ise, cimer'e bizzat Uludağ sözlük moderasyonunun tüm uyarılara karşı fetö propagandası yapılmasına bilerek izin verdiği ve bu propagandayı yapanları koruyup kolladığı yönünde şikayetimi hafta sonunda yapacağım.
Bi tane daha vardı bunun tarzında ama çoğu yerden kaldırıldı.
Fetö kumpaslarını böyle paylaşmak haklılık çıkarmak bir suçtur.

Bu fetö veya PKK vb örgütlerin faaliyetlerini eylemlerini paylaşmak övmek haklılık çıkarmak örgüt propagandası destekleme anlamına gelir.

Fetö ışid PKK vs yapılar sokak kendilerine yardım, sokak hayvanlarına mama, yaşlılara rehabilitasyon merkezleri gibi etkinlik yapsa ve bunları paylaşıp övsen yine suç olur.

En önemlisi de bunların eylemlerini (ne olursa olsun) övmen paylaşmanın suç olması ve bu suçun insanlığa karşı işlenen suçlar, terör savaş suçu olması ve yine bu suçun zaman aşımı olmaması, bunu unutmayınız.
Örnek olarak bu davaların savcılarını hakimlerini polislerini komserlerini düşünün.
Sizlere de sıra gelecek bunu unutmayın.

Aziz Yıldırım ceza alsa ne olur almasa ne olur?
Yargıtay'ın şike davasını onaylasa ne olur onaylamasa ne olur?
Darbe balyoz Ergenekon davaları onaylandı da ne oldu?

Bu eylemler suç olmaktan çıkaran bir yasa kanun yapsanız, beraat veya mahkumiyet ile bu suça hukukî bir mecra sağlamanız hukuka dayandırmak ya da bu suç olan eylemi haklılık çerçevesine koyup hukuk içinde değerlendirmenin sizleri koruyamaz haklı çıkarmaz.

Gün olur devran döner.
internet ortamında yazılan paylaşılan bir şey asla ama asla silinemez yok edilemez.
Bunun hesabını mutlaka verirsiniz.

Bu bir tehdit değil.
Bu gerçekleşecek adaletin uyarısı.
insanları “kanun yolu ile tehdit etmek” de bir suçtur yalnız. şikayetleri yaparken dikkatli yapın ki sonra sizi de öpmesinler.

Öyle hoşunuza gitmeyen her şeye “fetö propagandası” diyip işin içinden de çıkamazsınız sonra uyaralım.
kanun ile tehdit etme değildir.

bilerek veya bilmeyerek terör örgütü tarafından yapılan bir eylemi haklı çıkarmak...
bu eylemi (terör örgütünün gelir elde etmek, para aklamak, propaganda ve taraftar kazanmak için spor kulüplerinde yapılanması ve bu yapılanma önünde engel gördüğü kişileri tıpkı ergenekon vb davalar gibi elinde ki hukuk gücü ile devre dışı bırakıp tasviye etmesi) bir propaganda aracına döndürmek, terör örgütünün bu eyleminin haklı bir hareket olarak göstermek, savunmak...

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
biz de olan tmk m.7/2 ve tmk m.220/8 de yapılan değişiklikler iHAM’ın 16 Mayıs 2005’te imzaya açılan Terörün Önlenmesine Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne atıf yaptığı 02.10.2008 tarihli ve 36109/03 sayılı Leroy - Fransa kararı örneğinde olan maddelere uyumlu hale gelmesi içindir.

avrupa veya dünyanın herhangi bir ülkesinde suç örgütü tarafından yapılmış bir eylemi övmek savunmak haklı çıkarmak bireysel düşünce haklar kapsamında ele alınamaz.

kaldı ki henüz şike ergenekon kumpas ve hatta 15 temmuz darbe süreçleri hukuki bir sonuca erişmeden bu terör örgütü eylemlerini öven savunan haklı gören insanlara uyarı yapmak, bilerek veya bilmeyerek tmk da yer alan fiillere uygun açıklama paylaşım yapmak bir tehdit değil uyarıdır.
Tehditle uyarı farklı kavramlardır. “X fiilden ötürü işlem yapmaz isen seni şikayet ederim” demek uyarı değildir.

Ayrıca; “.... hakkında (sözde) propaganda yapanlar hakkında işlem yapmazsanız .... şikayet edeceğim” demek de uyarı değildir.

“Kanun yolu ile tehdit” kavramı, uygulamada tanımlanan bir suç olmayıp “iftira” suçunu meydana getiren maddi unsuru oluşturur.

Şöyle ki;

iftira
(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(7) iftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(8) iftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. ilan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.

(1) e bakıldığında, bir kişiye işlemediği bir suçla ilgili şikayette bulunulursa ne ceza verileceği yazar.

Eğer ki şikayet ederseniz ve cs bununla ilgili takipsizlik, mahkeme bununla ilgili beraat kararı verir ise yukarıdaki madde uyarınca suç işleyen siz olursunuz.

işte o yüzden dikkat etmek lazım.
evet, yargı sonunda şike olduğu sonucuna varılır.
kişiler hapis veya para vb cezalar alır.
gerekçeli karar açıklanır (aslında davalar yeniden açılmalı ve bağımsız bir yargı tarafından yapılmalı) ve "bu davalar her ne kadar terör örgütü mensuplarınca açılmış ve kendine çıkar güç propaganda aracı ve maddi çıkar sağlama amacıyla yapılan terör eylemi içinde olsa da; burada isnat edilen suç ile oluşan mahkeme-yargılamalar sonunca maddi kanıtlarla suçun sabit görülmesi ile söz konusu olan kişiler-kurumların-kulüplerin bu suçları işlemesi nedeniyle, terör örgütü elemanları tarafından yapılan-açılan davalar sonunda bir mağduriyet yaşaması masumiyet karinesi elde edilen deliller yeniden yapılan yargılamalar sonunda geçersizdir" derler.

işte o zaman istediğiniz kadar konuşabilirsiniz.
Demagojiye gerek yok.

Şike vb ifadelerle ilgili “kanunsuz olarak”, “terör örgütünce kanuna aykırı olarak” (vb) gibi usule aykırı yollardan elde edildiği hakkında “kesinleşmiş” yargı kararı olmayan durumlarda -sizin böyle olduğunu düşündüğünüzün yargılama anlamında bir önemi yok- ifadeleri kullanan kişiler hakkında ihbar/şikayet yapmanız ve o kişiler hakkında “kyo”, “beraat” kararı verilmesi, sizi iftira suçunun faili yapar.

Dikkat edilmesi gereken budur. Yoksa isteyen istediği şikayeti yapabilir. “Suç uydurma suçu”, “iftira” bunlar hep şahsa bağlı fiil ve suçlardır.
cmk md. 311/1-b gerçeğe aykırı tanıklık, fetö savcılarının soruşturma dava dosyası hazırlamada tanık ve sanıklar ile yaptığı pazarlıklar,

şike davasını onaylayan yargıtay üyesi mesut kundakçı fetö den 12 yıl hapis yemesi, bu davanın fetöcü hakimi bülent kınay'ın yunanistana kaçarken yakalanması, bir başka şike davası hakimi hikmet şen fetö den tutuklanması ki cmk md. 311/1-c hakimin görevini yerine getirirken suç işlemesi,

vb nice gerekçeler ile oluşan-ortaya çıkan durumda yargılamalar yeniden şeffaf bir şekilde yapılmalıdır.
kamu vicdanı için ve isnat edilen suçlara maruz kalan insanlar için bu gereklidir.
bunu tartışın.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla 20'si tutuklu 108 sanığın yargılandığı davada, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in avukatlarından sanık Orhan Erdemli savunmasında, "FETÖ'nün yargı ve emniyetteki üyelerinin kumpasıyla Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilere operasyon yapıldı." demesi mahkeme kayıtlarında iken,
bu davanın savcıları hakimleri avukatları suç işlemek için örgüt kurup spor da yapılanma içinde şike kumpası kurulduğunu itiraf ederken...

bunları savunmak ve buna neden olanları desteklemek, bu suç olan fiili savunmaya karşı hukiki hakları kullanma uyarısı yapmak tehdit mi oluyor.

daha basit olarak anlatayım:
evinizin önüne 1 araba pislik döken,
sokakta kedinin kuyruğunu kesen,
köpeğe tecavüz eden,
hırsızlık için bir eve girmeye çalışanı "bak seni şikayet ederim" diyerek onu yaptığı kötülük ve işlemişl olduğu suç fiilinden caydırmaya suçu önlemeye çalışmak mı tehdit oluyor?

tehdit ne demek çok iyi bilirim.
tehdit etmem.
gerekeni yaparım veya susarım.
ya ben anlatamıyorum ya insanlar anlamıyor.

dikkat ediniz...
ergenekon davaları konuşuluyor ve birileri askeri vesayet kalkıyor, askeri darbe önlenmesi için, demokratikleşme, sivil siyaset diye ergenekon davalarını savunuyor.

şike davaları konuşuluyor, futbol temizleniyor şike ile mücadele deniyor.

17-25 aralık konuşuluyor ve yolsuzluk hırsızlık diye rüşvetçilere karşı fakir fukara garibanın parası savunuluyor deniyor.

15 temmuz darbesi-baş kaldırma-isyan adı her neyse konuşuluyor, akp yaptı erdoğan yaptı deniyor. khk lar tartışılıyor demokrasi deniyor.

basit bir hukuki süreç değil ve hukukun içinde yapılan bir icraat değil bunlar. tamamen devleti toplumu ele geçirmek, manipüle etmek, çıkar ve kazanım sağlamak, idari bir güç olmak için terör örgütü faaliyetidir.

sonuç olarak yarın birgün tüm bu icraatlarda fetö yapılanması için haklı mı diyeceksiniz?
aslında adamlar doğru yapmış mı diyeceksiniz?
bu teröristlere masum mu diyeceksiniz?
demokrasi adına ergenekon,
her hangi bir kulüp taraftarlığı kupa şampiyonluk için şike,
siyasi hırs ile 17-25 aralık,
akp erdoğan düşmanlığı ile khk başkanlık sistemi eleştirisi 15 temmuz haklılığı mı savunulacak?
nereye gittiğinizi görmüyor musunuz?

suçu ikrar olarak tüm bu fiillerin mahkeme tutanaklarına rağmen hala kalkıp bilmeyerek siyasi ideoloji takım taraftarlığı ile bunları savunmak bilerek veya bilmeyerek suçu ve suçluyu övmek değil mi?

bir kişi kalkıp fb şike yaptı der.
gs veya beşiktaş'ın meşhur 8-0 lık galibiyeti ts için de aynı şeyi söyler.
bunda bir beis yoktur (aslında vardır ama tmk kapsamında değildir) ama bunu bir terör örgütü kumpası olduğu bizzat failler tarafından itiraf edilmesine rağmen savunmak asıl sorun burada.
burada hukuki atarı yaparsınız, yalnız anayasayı tehdit eden bir suçla ilgili yargılamaların sonucunda anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği tüm yargı organlarınca karara bağlanmış bir örgütle ilgili, o örgütün kumpasını burada savunmak anayasayı alenen tehdit edenlerin propagandasını yapmaya girer.

tuttuğunuz takım Fenerbahçe değil diye böyle rahatça atıp tutuyorsunuz ya, birisi çıkar, bu yazdıklarınızı alır, bir dosyada toplar, sonra o dosyayı dürer... ... ... gerisi malum. hukuk konusunda klavye deli kanlılı yapılmaz. çok gördüm böyle öterken birden dili koparılan sazanı.
insanlar konuyu hala bir takım taraftarı olmak veya akp yandaşı-karşıtı olmak sanıyor ve konuya basit bir şike diye bu açıdan yaklaşıyor ya...
gerçekten şaşırmamak elde değil.

bu ülke de yolsuzluk da oluyor şike de...
terör ile mücadelede suçsuz sivil halk da ölüyor.
bunları dillendirmek konuşmak tartışmak başka, bir kumpası terör örgütü eyleminin haklılığını savunmak başka.

şike var mı?
var.
yapılan şike soruşturması ve futbolun pislikten temizlenmesi mi?
hayır!
amaç reklam yayın ürün menejerlik bilet sponsorluk başta olmak üzere bundan gelen gelirlerden aslan payını almak, kulüplerin sahip olduğu veya üst kullanım hakları elinde olan şehrin en değerli arazilerini ele geçirmek buralardan milyarlık rant elde etmek.

tıpkı hastaneler, okul, dershane, yurtlar, kamu iştirakleri ihaleleri ile milyarlarca dolarlık para dönen piyasadan aslan payını aldığı gibi spora da el atarak bu paraları aklama ve daha çok kazanç sağlama niyetiydi.

düşünün...
fetö spor kulüplerini ele geçirse fb gs ts bjk gibi kulüplerde söz sahibi olsaydı ne olurdu?
sıradan bir iş yeri okul dershane değil bu spor kulüpleri.
devlet el koyacak veya lisans iptrali mi verecek, amatör kümeye mi yollayacak, kapatacak mı?
terör örgütünün istediği olur daha fazla kaos tartışma olurdu.
zaten aziz ben şike yaptım cezasını da yattım diyor. çok da şey yapmamak lazım.