bugün

Ekşi sözlük yazarı avasas'ın Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan'a açtığı hakaret davası haberi için Milliyet gazetesinin kullandığı başlıktır.

http://www.milliyet.com.t...ate=22.08.2009&b=Eksi
avasas ile yusuf kaplan arasındaki kavgadır. ne yeni safak ne de ekşi sozluk kurumsal olarak bu kavganın [ki aslında davalık bir olayı kavga olarak değerlendirmek gazetecilik denilen şeyin ne kadar müptezelleştiğini de göstermesi bakımından enteresan]içinde. olay kurumlar arası tartışmaya dönerse kimse kusura bakmasın ama, yusuf kaplan, rasim özdenören, hakan albayrak, hayrettin karaman, dücane cündioğlu, yasin aktay, akif emre, cevdet akçalı kadrosuyla yenisafak, ekşi itü ulu vb bütün sözlükleri bozuk para gibi harcar.
yeni şafağın havlu atacağı kavgadır. zira yeni şafak günde bir kere ekşi sözlük ise her an kendini savunabilmektedir.
haftalık trajı bile ekşi sözlüğün bir günlük tıklanma sayısından az olan yeni şafak gazetesinin gündeme gelebilmek ve reklamını yapabilmek için meydana getirdiği tartışma.
uludağ versiyonu için:
(bkz: sabri sarıoğlu - uludağ sözlük kavgası)
avasas'ın saçmalamadığı kavgadır.

yazıda nicke hakaret yok. "avasas nickini kullanan yüzsüz" deniliyor. avasas da bunu söylemiş. hele yusuf kaplan'ın "beni anlamadılar" savunması var ki o daha bi komik. ne desem ki.
işin bir diğer boyutuda ekşi sözlüğün aslında ciddi anlamda bu işin takipcisi olduğu. yedi adet hukuk denetimcisi varmış. bizde var mı? bence yok!
yeni şafak'ı savunanların her zamanki pek mü'min arkadaşlar olması dolayısıyla şaşırtmamış kavgadır.

yemiyorlar içmiyorlar, taraflarını ve taraftarlarını savunuyorlar, nasıl bir azim, nasıl bir inançtır arkadaş?

oruçlu oruçlu uğraşmayın bu işlerle, gidin amel hizmeti yapın yahu.
avavas ın zeytinyağı gibi üste çıkma çabasıdır. hazretin kendisi ağzına geleni yazıyor, istediğine hakaret edebiliyor. bir gazeteci lafını ağzına tıkayınca hemen kendisine hakaret edildiği diye mahkeme mahkeme dolaşıyor. dolaş dolaş hava alırsın biraz.

eline sağlık yusuf kaplan...
konuyla ilgili kesin bir bilgi sahibi olmadığım ve yazıları da okumadığım/okumayacağım için olayla ilgili yorum yapma zahmetine katlanmadığım hadisedir. lakin ortada bir ulusal gazetenin bir sanal forum sitesiye kavgası söz konusu değildir. sanallıktan gerçeğe dönmeye karar veren bir şahıs bir köşe yazarına dava açmıştır o kadar. gerisi sansasyondur, reklam/tiraj amaçlı yorumlardır.

ben başka bir noktaya değinmek istiyorum.

ilk mesajda link verilen milliyet gazetesinde okuduğum kadarıyla eksisözlük üyesi olan şahıs gazeteye "takma isimle yazdıklarının eksisözlük hukuk kurulundaki çok bilgili kişiler tarafından denetlendiğini" söyleyerek savunma yapmıştır. Bu bile başlıbaşına komik bir durumdur. sözlük namıyla maruf sitelerde günde onbinlerce mesaj yazılabilmektedir. tüm bunları okuyacak, hukuki açıdan değerlendirecek profesyonel bir kadro tutarsa bu siteler batarlar!!! tüm mesajlar denetleniyorsa bu iş öyle 6-7 kişiyle olmaz, olsa da o ekip hala 2006 mesajlarını inceliyor olurdu. sözlükte gazmmazlayan olmazsa veya kendisi tesadüfen görmezse sözlük yçneticisinin anasına söven mesajın uzun süre yer alabilme ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu düşünün. hukuk denetçisinin denetimi de böyledir. şikayet edilmezse yazılan orada aynen kalır. üstelik hukuk denetçisi yazılanın site yöneticisini zor duruma düşürüp düşürmeyeceğine bakar. kimsenin bireysel avukatı değildir.

bir başka konu da şudur: eğer sadece fethullah gülen bile tek başına bu sözlük sitelerini kaale alıp kendisine yapılan hakaretlere dava açsaydı, bu hukuk denetçileri gece gündüz mahkemelerde yatıp kalksalar bile davalara yetişemezlerdi. varın kendisine hakaret edilen diğer şahısların da aynı şeyi yapabileceğini siz düşünün...

sözün özü yazdıklarımı hukuk denetçisi inceliyor, mesajım silinmemişse hukuki açıdan sorun yoktur diye kendinizi kandırmayın. ayağınızı denk alın.
dünyanın en saçma kavgasıdır ya da kavga gibi gösterilmeye çalışılan ucubesidir. bir kere avavas denen elemanın yaptığı şeyi anlamak mümkün değil. düşünün bir maç oynanıyor, futbolcular birbirine çalım atıp, şut çekiyor sen kalkıp 'abini' maça çağırıyorsun. yok ekşi sözlük hukuk kuruluymuş, yok çok hassas kriterler varmış filan. geçeceksin bunları, sözlük ortamlarında ne denli ağırbaşlı, kendini bilen insanların olduğu bilindiği gibi, alemdeki en psikopat, kişiliksiz ve kimliksiz insanların da bu ortamda yaşama imkanı olduğunu en iyi ekşi sözlük moderasyonu bilir sanırım. üstelik şöyle bir densizlik ve dengesizlik de var: sen istediğin dakika, istediğin kadar, istediğin uzunlukta yazacaksın, elin oğlu bir tek yazıyla sana cevabı çaktığında 'yandım anam' deyip zıplayacaksın. madem yüzme bilmiyorsun ne işin var polemikte? tanımam etmem yeni şafak yazarını ama son derece doğru bir saptama; 'paganografik'... adam lafı lönk diye koymuş oturmuş daha neyin hesabını yapıyorsun bilader?
kurumsal değil bireysel bir kavga ya da dava sürecidir.o nedenle, "ekşi sözlük yazarı x ile y arasındaki...." şeklinde algılanması gerekir.aslında tartışmanın taraflarını irdelerken, ekşi sözlük yazarı olan kişinin ne demek istediğinin, neden dava açtığının,haklı mı yoksa haksız mı olduğunun üzerinde çok fazla durmaya gerek yok;tartışılan kişi bugün yeni şafak gazetesi yazarı olur,başka bir gün atatürkçü düşünce derneği dernek temsilcisi olur,başka bir gün vakit gazetesi muhabiri...ama sözlük yazarının tavrı asla değişmez;"ulan sen bana nasıl ayar vermeye yeltenirsin..."

eğer aforoz edilmesine karar verilmiş kişi, islam eğilimli ise bu tavır; "ulan sen bana nasıl ayar vermeye yeltenirsin bu yobaz ve çağdışı halin ile; haddini bil" şeklinde tezahür eder.yok eğer sol düşünce temsilcisi, yanılıp şaşıp "bunun adı hakaret ama çocuklar ayıp oluyor" demeye "cüret" ederse, bu defa da aynı tavır;"ulan sen bana nasıl ayar vermeye yeltenirsin bu özde değil sözde atatürkçü,bu sahte demokrat halin ile; haddini bil" şekline bürünür,örnekler çoğaltılabilir.ekşi sözlük yazarlarından, inandıkları,doğru bildikleri her hangi bir konuya,olguya,kavrama,kişiye ilişkin savundukları görüşlerden vazgeçmelerini ya da "şimdiye kadar hatalı davranmışım" demelerini beklemek;hayaldir.eğer vazgeçeceklerse de bu ancak başka bir veya bir çok ekşi sözlük yazarının sözlükte yazdıklarının tesiriyle olur.yani sözlüğün dışındaki milyarlarca insan biraraya gelip "etme, tutma" dese de "ı ıh"

dolayısıyla esas önemli olan, tartışmanın karşı tarafında yer alan kişi,kurum ya da zümrenin ne söylediği,neden canının yandığı,neyi anlamakta zorlandığıdır.

tüm genellemelerin hatalı olduğu/olacağı ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir kişi olarak, elbetteki tüm ekşi sözlük yazarlarını tek tip görmüyorum fakat anlatmaya çalıştığım tavrı, bir "kazanım" olarak gören ve bu anlamda ekşi sözlüğü içselleştireyim derken ishal olup kutsallaştıran sözlük yazarlarının sayısının da bir hayli fazla olduğunu düşünüyorum.

platon'un dediği gibi:

"ekşi sözlük;kutsal bilgi kaynağı"
esasında ekşi sözlük yeni şafak kavgası değildir. ister istemez bu duruma biz de taraf oluyoruz konsept olarak.
yeni şafak'ın ekşi sözlük üzerinden prim elde etme çabasıdır. işte:
http://www.renkhaber.com/...isafak_kavgasi/12462.html