bugün

ekşinin ilk yazarları ele alındığında gayet yerinde olan tespittir. zira kendileri 10 yıldan beri ne kadar yerinde olmayan ve türk halkına zıt gelen değerler varsa onları savunmakla mükelleftirler.
ssg'nin bir şubat günü kurduğu kutsal bilgi kaynağı olan ekşi sözlük, bize senelerce, türkiye'nin gerçek yüzü, halkın sesi, tam bir türkiye resimi şeklinde yansıtılmıştır. işte bu yansımanın arkasında yatan koca bir gerçektir ekşi sözlük'ün aslında türkiye değil, bu zaman kadar çıkmamış/çıkmaya korkmuş azınlığın sesi olması.

yalan değil, basbayağı su yüzeyinde öylece bekletilen ama kimsenin nedense değinmediği gerçeklerden biridir.
elbet ki internet denen velinimetin bir getirisidir, öyle öyle sesleri yükselmiştir azınlığın ve yine elbet ki bu ülkede azınlığın sesi de çıkar, istediği gibi konuşabilir ama benim bahsettiğim biraz başkadır, farklıdır yüzeysel düşünülenden.

acele etme de dinle hele...
bir fenomen haline geldi ekşi sözlük. eskisi gibi kaliteden yoksun olsa da bu böyledir. hatta müdavimleri ortama girdiklerinde, ''ekşi sözlüğü takip ediyor musun aga?'' şeklinde soru yöneltirler, bilinmesini isterler haklı olarak. burada asıl bahsedilmek istenen sözlüğün kalitesi değil, tanınmış sözlük yazarlarının farklı ve uçuk değerleri katı biçimde savunmasıdır. en basitinden örnek verecek olursak eğer, türkiye'de yaşayan bir ateist kesinlikle ortamda ateist olduğunu söyleme rahatlığına erişmediğinden ötürü kendi içinde yaşar. bu durumunu en rahat aktarabileceği yerde, kendisinin gerçek kimliğinin deşifre olmadığı platformlardır yani sözlükler ya da forum siteleridir. işte tam bu esnada azınlık dediklerimiz, internetin ülke genelinde yayılması üzerine yavaştan seslerini çıkarabilme şanslarına kavuşmuşlardır. güzeldir bu aslında. hür iradesinin verdiği cesaretle bir çok düşüncesini elektronik ortama aktarır, bundan zamanla haz duymaya başlar. hatta o ortamda bulunan bir tek kendisi değildir. bir çok insanın aslında aynı fikirde olduğunu görür, ona göre bir oluşum yaratma düşüncesini bile barındırmaya başlar bünyesinde.

ammavelakin ekşi sözlük deyince yolun çoook başka bir yere çıktığı görülmektedir.
isterseniz ilk olarak ekşi sözlüğün kuruluş zamanına gidelim. çekirdek tabakasını kimler oluşturmuş, kimler fenomen haline getirmiş bir bakalım. bildiğiniz üzere ekşi sözlüğün ilkleri, sol görüşe sahip, zengin, kültürel, elit tabakada yer alan ebeveynler ve onların genç evlatlarıdır. en iyi okullarda eğitim görüp, belli bir seviyeye kadar ailesi tarafından kuş sütü eksik edilmeden yetiştirilmiş, bilgili gençlerle dolmaya başlamıştır. bir çoğumuz daha sokaklarda misket oynarken ya da kahve köşelerinde tavla atarken o insanlar tüm dünya klasiklerini seneler evvel bitirip, bir çok yeniliği bekler olmuşlar. hayatı her yönüyle yaşayıp, iş olsun, eğlence olsun her zevki tatmışlardır. lakin bu insanlara o gün ekmeğin fiyatını sorsan, ''valla kapıcıya veriyoruz, o getiriyor'' şeklinde cevap verecek kadar halktan uzak oldukları bilinmektedir. halkla iç içe yaşadığını her platformda dile getiren ama aslında halkla alakası olmayan, en üst tabakadaki insanlardır bu bahsedilen... genelden uzak, kısıtlı olana yakın yaşarlar.

yani sen veya sen bir misafirliğe gittiğinde, ''ooo kamil naber lan, özlemişim mnakoyim'' dersin,
onlar ne kadar samimi olsa da, ''ooo haşmet beyciğim, ne zamandır görüşemedik, nasılsın bakalım?'' şeklinde hitap ederler. sen dersin, onlar hitap eder. sen daha ''gay'' in ne anlama geldiğini bilmezken, onlar senin halk içinde top diye seslendiğin adamla medeni şekilde oturup, konuşabilme kalitesine bile erişmişlerdir.
hepsini geçtim... daha bir çoğumuz bilgisayara dokunmamışken, onlar web tasarımı hakkında çalışmalara bile girmişlerdir. kısacası hayata bir çoğumuzdan önde, 1-0'lık bir galibiyetle başlamış insanlar olarak yetişmişlerdir.

türkiye genelinde sözde ermeni soykırımını savunan,
türlerin kökeni kitabını yutup, evrim teorisi hakkında nirvanaya ulaşmış,
kıbrıs harekatını eleştiren, osmanlıyı tanımayan, ateistleri, gaylerin haklarını, tropikal ormanlarda yetişen bilmem ne hayvanının haklarını bile savunan ne kadar insan varsa hepsi bu platform içindedir.
istedikleri gibi herşeyi hayasızca savunabilirler.

işte şimdi anladınız mı neden türkiye'nin değil de, azınlığın sesi olduğunu?

bir örnek daha vermek gerekirse eğer:
bizler ''allah çarpar, sus bakayım'' diye terbiye edilirken onlar ateizm hakkında çeşit çeşit tespitlerde bulunmaya başlamışlardır. aklına bile gelmez, çevrende allah'ını tanımayan bir kul yoktur. daha ateizm nedir bilmezsin ama o adamlardan bazıları anadan-babadan inançsız dünyaya gelmiştir. annesi, babası inançlı da olabilir lakin çocukluktan gençliğine kadar olan dönemde allah'a inanmayan insanlara saygı duyması öğretilmiştir.

uzun lafın kısası, ekşi sözlüğü türkiye'de, normal sokaklarda yetişen bir çocuk değil de, elit bir tabaka içinde büyümüş, okumuş ailelere sahip çocukların evlatlarının savunma yeridir. hepsi olmasa da çekirdek tabakasını neredeyse bu kesim oluşturmuştur.

onun için diyorum ki, yurdum insanını merak eden bir yabancı, türkiye'deki yaşayan insanların genelinin nasıl bir yaşantıya sahip olduğunu ekşi sözlük'ten değil de, başka bir platform aracılığıyla öğrense daha net bilgilere kavuşur diyorum. sonuçta biz sonradan görmeler(!) olarak dirsekleri masa başında değil, sokakta düşerek yaralanmış insanlarız. ekmeğin fiyatını kapıcıdan değil, bakkal hasan amcadan öğrenenleriz. o ekşinin atom mühendisi olan yazarları ekonomi hakkında türlü türlü analizlerde bulunurken, halkın ana menüsünde vazgeçmediği köy ekmeğinin fiyatından bile bihaber yaşıyor olabilir.

notun dibinden sevgilerle: bazı ekşi yazarları tenzih edilerek hazırlanmıştır. üstüne alınan, haksızsın diyene selam ederim buradan.
güncel Önemli Başlıklar