bugün

atatürk'ün 28 ekim 1923'de bir yemekte sarf ettiği, inanç dolu laftır. nutuk 10. bölümde bu laf ve bununla ilgili bölüm yer almaktadır.
ayrıca bugün bilimum gazetelerde çıkan sinpaş grubu'nun yarınki cumhuriyet bayramı nedeniyle verdiği ilanın başlığıdır.
yukarıdan devrim terimini tam olarak açıklayıp örnekleyen, bir cümlede tüm mevcut konjonktürü açıklamaya yeten kelimeler bütünüdür.
türk ulusu'nun verdiği bağımsızlık mücadelesinin yeni bir boyut kazandığı 29 ekim 1923'ten bir gün önce, mustafa kemal tarafından söylenilen tarihî söz. ancak mustafa kemal, yaptıklarıyla, cumhuriyetin sinyallerini çok çok önceden vermişti zaten...
http://p.twimg.com/A6Uer7pCcAA7DYR.png:large
ulu önder'in en güzel sözlerinden biri. bazılarının hatırladıkça tüyleri diken diken oluyor...
90 yıl önce söylenmiş ve bugün hala kanı bozukları rahatsız eden söz.
" efendiler yarın şeriatı ilan edeceğiz" deseydi bugün hepiniz cüppeli sarıklıydınız. Öylede bir çelişki var ortada.
bu söz üzerinden tam 90 yıl geçmiştir.
90 yıl bir gün önce söylenmiş sözdür.
En kısa zamanda tekrardan söylenmesi gereken sözdür, efenim.
atatürk'ün 28 ekim 1923'te yemekte kendinden emin ve vakur bakışları eşliğinde sarf ettiği sözdür. ertesi günde bize en büyük mirasını bırakmıştır. hayırlı olsun güle güle kullanın. şeriatçı ve cumhuriyeti yıkmak isteyen o.ç. larına yem etmeyelim bu mirası.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk insanının bahtsız kaderini değiştiren muhteşem sözüdür.

Huzur içinde uyu Atam. Çünkü biz Cumhuriyet'in bekçileriyiz.
bu gidişle tekrardan söylemenmesi gerekebilecek sözdür.

--spoiler--
akp döneminde gerçekleşmiştir.
--spoiler--
Atamizin en buyuk mirasini bize hediye etmeden onceki gun sarfettigi sozlerdir. Huzurla uyusun.
bugünün işini yarına bırakmaktır.
atatürk ün bize bıraktığı en büyük, en önemli mirasın habercisi cümle.
tam 91 yıl önce bugün söylenmiş bir sözdür.
efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz, o yüzden erken yatıp erken kalkmalıyız.
cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. ne mutlu türküm diyene.
Ne mutlu TÜRKÜM diyene ve bunu dedirtten ulu onder ATATURK ve askerlerimizi saygiyla aniyoruz.
Bugün 28 Ekim.

91 yıl yıl önce bugün birisi akşam sofrada ayağa kalkmış, oradaki zevatın dikkat kesilmesi için yemek bıçağını tabağına vurduktan sonra “Beyler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” demiş…

O zamanlar işler böyle yürüyormuş. Ortada ne meşveret, ne akil insanlar, ne yerellerde katılımcı forumlar, ne de halk oylaması var. Birinin aklına esiyor, “yarın bu işi yapacağız” diye buyuruyor… Hem de sofrada…

Hadi neyse, olmuş bir kere; ayrıca 20. yüzyılın ilk çeyreği gibi bir tarihsel kesitte olağan da karşılanabilir. Peki, ya cumhuriyetin ilanını izleyen ve adına “devrim” denilen müdahalelere ne demeli? Hele hele uzun yıllar sonra bunları “kazanım” sayan kimi sosyalistlere?

Nitekim hak ettikleri tepkiyi çekiyorlar. Gerçek devrimciler ve Marksistler böylelerine her fırsatta soruyor: “Ne kazanımıymış bunlar, hele bir deyiver…”

Tekke ve zaviyelerin kapatılması mı?
Ceberut devlet anlayışının, bizde sivil toplumun nüveleri sayılabilecek oluşumları yok etme girişimidir.

Eğitimin birleştirilmesi (tevhidi tedrisat) mi?
Birleştirdin de ne öğretiyorsun? Biz proleter devrimciler olarak buna bakarız. Eğer körpe dimağları burjuva ideolojisinin en gerici ve karanlık söylemleriyle ifsat ediyorsan eğitim birleştirilse ne olur birleştirilmese ne olur?

Soyadı kanunu mu?
insanlar arasındaki biçimsellikten uzak ve sıcak ilişkileri devletçi zihniyetin soğuk resmiyetine boğmuştur. Bizim mahalledeki Keçecizadelerden Fuat dayı kanunla Fuat Keçecioğlu oldu da ne oldu? Sonra, unutulmasın: Bozkurt, Türkmen, Savaş, Kahraman ve benzeri soyadlarıyla ırkçı, milliyetçi, Turancı ve militarist anlayışın topluma yerleştirilmesine zemin oluşturulmuştur.

Şeriye mahkemelerinin kaldırılması mı?
Sanki fıkıh gidip yerine burjuva hukuku gelince işçi, emekçi, yoksul halk hakkını alacakmış gibi…

Latin alfabesinin kabulü mü?
Milleti bir anda ümmi duruma düşürmüştür. Hadi anladık Arap alfabesini bırakacaksın ve kendine devrimciyim diyorsun; Kiril alfabesi ne güne duruyordu? (Slavofil devrimciler için geçerlidir)

Milli Eğitim Bakanlığı klasikleriymiş…
Hani nerede Marx-Engels-Lenin toplu eserler?

Medeni kanun ve kadınlara kimi hakların tanınması mı?
Yeni yeni palazlanan burjuvazinin ucuz kadın emeğinden yararlanabilmesi içindir.

Saltanatın ilgası mı? (Cumhuriyetin ilanından öncedir)
Ha padişahın saltanatı ha paranın… Ne fark eder?

Hilafetin kaldırılması mı?
Tamamen kendi içine kapalı, otarşik bir rejim amaçlıdır. Ayrıca, geniş bir islam coğrafyasında filizlenebilecek anti-emperyalist temelli enternasyonalizm fırsatlarını da kökünden kurutmuştur.

Halkevlerinin kurulması mı?
Sanki örgün eğitimdeki ideolojik beyin yıkama yetmiyormuş gibi halkın yakasını eğitim sonrasında da bırakmamak, “çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma” adına burjuva ideolojisinin, sanatının ve kültürünün insanların boş zamanlarına tasallutunu sağlamak içindir.

Dilde Türkçeleşme girişimleri mi?
Öğrenciyi kolaycılığa yöneltmiştir. Müselles-i mütesâviyül adlâ gibi meydan okuyucu ve düşündürücü bir tanım dururken “eşkenar üçgen” denip işin kolayına kaçılmıştır.

***

“Beyler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz…”
Eee, ettin de ne oldu?

***

Şimdi, böyle ciddi ve tartışmalı bir konunun bu şekilde “sulandırılması” doğru mudur?

Kimse kusura bakmasın; ara sıra tam da böyle yapılması gerekir…

Öyle ya, insanlık tarihidir, Aydınlanmadır, burjuva devrimleridir, burjuva devrimlerin tarihsel anlamda ilericiliğidir diye işi laubaliliğe dökmeden ciddi ciddi anlattığımızda etkili mi oluyor sanki?

O zaman bir de bu yolu deneyelim, bakalım ne çıkacak…

metin çulhaoğlu - ileri haber
baştan edit: yazanlar benim fikrim değildir. htkp li metin çulhaoğlu nun ileri haber de yayınlanan yazısıdır. yorumu size bırakıyorum.
Onun sesinden duymak vardı bir de. Felaket heyecanladığım gün bugün.
Ulu önder Mustafa kemal Atatürk'u ve canım cananım Türk ordusunu rahmetle ve şükürlerle anıyorum.
görsel
ve o musmutlu tatil günü yarın aslında bugün öğlenden sonra başlıyor efenim.
"yalnız o edildi yeaa."