türkçe müziğin zirvesi, gelmiş ve geçmemiş en büyük ses sanatçısı, notaların kraliçesi, yaylı çalgıların perisi, vurmalı çalgıların kelebeği, dünyadaki bütün mikrofonların ve sahnelerin tek ve gerçek sahibi; bir ilkbahar rüzgarının uzun yeşil kavak ağaçlarının arasından salınarak papatyaları okşarken çıkardığı kadife sesin kaynağı; dağların tepelerine yağan ilk kar kadar beyaz, ilk kar kadar yumuşak ve serin tenin öznesi eda babanın konserine sadece beş gün kalması durumudur. zaman göreceli bir mefhum. biliyorum bu beş gün bir çoğumuz için asla sadece beş gün olmayacak, heyecan ve tutku geceleri gözümüzle uykunun arasına girecek ve uykusuz geceler o beş günü on, yirmi, belki otuz yapacak ama, ama kıymetli eda baba severler haftasonu gelecek. gelecek biliyor ve inanıyorum. bir düşünün. düşünün bir hangi gün gelmedi ki? dünyanın bütün gizeminin çözüleceğine inandığımız ilkokul, ilk defter, ilk kitap ve ilk sırt çantasıyla ilk zil... geldi geçti bakın bayram sabahları, tatiller, yılbaşılar, doğum günleri...

o da gelip geçecek biliyorsunuz. aylarca beklediğimiz konser iki saatte bitecek. ama üzülmeyin. beklemekten zevk almaya bakın. bu kutsal bekleyişe gereken ihtimamı gösterin. biletlerinizi öpüp okşayın ve yastığınızın altına koyun. bir ihtimal uyuyabilirseniz rüyalarınızda konseri görürsünüz kim bilir. bekleyin ve ümit etmekten vazgeçmeyin.