bugün

bomboş ve salak bir insannın bile yapmayacağı önermedir.
bakkal olmak için üniversite okumaya gerek yokken, eczacılar yıllarca üniversite okur.
ne güzel demişler;
(bkz: allahım yaratıyorsun bari takip et)
abartılmış bir ifadedir; fakat eczacılığın aşırı zor olduğu yanlıştır. iş hayatında pek zorlandıklarını düşünmemekteyim açıkçası.
(bkz: kendi kendini onaylayan yazar)
bir saniye bir saniye bir de şöyle bir şey var...

(bkz: diplomasını satan eczacı)

bu başlıktaki gibi eczacılarla bakkalları karşılaştırırsanız 2 önerme çıkar ortaya;

1. eczacılık bitirip yattığınız yerden para kazanabilirsiniz -ki ciddi bir sorumluluk ister-
2. başlıkta asıl anlatılmak istenen eczacı esnaflığı olduğu için diplomaya ihtiyac duymazsınız...

farklı pencerelerden de bakmak lazım olaya...

yoksa başlığı açana kösküyü vermekle olmuyor...
eczacılık fakültesini kazanıp, daha kendisinin isimlerini söyleyemeyeceği derslerinden geçip, okulunu kim bilir kaç uykusuz gece sonucu bitirmiş bir eczacı ile bakkalı kıyaslayabilecek bünyelerin uzanamadığı ciğere mundar deme sendromu sonucu ortaya çıkan iddialarıdır.
kaale alınmamalıdır.
yahu başlıkta tartışılan şey, eczacılık fakültesinin ne kadar zor olup olmadığı değil ki,

ona bakarsanız, aynı tıp fakültesini kazananlardan tus sonucuna göre birisi patolog olup ömrünü afedersiniz eşşek gibi çalışarak geçirirken, radyologlar yatarak çalışmaktadır.

ortada olan buz gibi gerçek eczacıların neredeyse %99'unun okulda öğrendikleri farmakolojik derslerin neredeyse hiçbirini kullanmamaları, aksine direk esnaflık yapmalarıdır.

burada eczacıları aşağılayan bir ifade yoktur. kimse okudukları derslere aldıkları öss puanlarına laf sölemiyor. piyasadaki durum budur.

açın bakın ilanları eczacı diploması arayanlarla, satılık diploması olanlar kapışıyor...

varsa cebimde 1.000.000 tl basarım parasını açarım eczaneyi... bunu ben bile yapabilirim... oldu sana eczane, bir de eczacı diploması ayda 1000 tl'ye...

bu dediğim şey her sektör için geçerlidir. yanlış anlaşılmasın, parasını basıp hukuk bürosu da açabilirim... ben esnaflığını yaparım işin sanatını yanıma aldığım maaşlı avukata yaptırırım.

inşaat, ulaşım, şehir planlama, gıda... her sektör için geçerli kural budur.

paran varsa konuşursun, iş yapabilirsin...

türkiye'de yıllardır ağladığımız bağırdığımız şey de bu değil mi? paranın parayı çekmesi...

ayrıca, bir de represent'lar var... kimsenin hala bulaşıp, haklarında konuşmadığı, türkiye'nin gerçeği... doktorlara, eczanelere alınan hediyelerden kimse bahsetmiyor?

bizim buradaki dursun abinin bakkala da gelip platin kredi kartından takım elbise kravat alınmıyor hani...