bugün

bazen istiklal caddesi gibiyim, tıka basa her dil her renk her ırktan çiçekler barındırıyorum.
hiç birine değmeden de ilerlemesini biliyorum. hani aşık olmak ciddi bir iştir bunun bilincindeyim.
ben kime seni seviyorum dediysem hep terk edildim.
hangi işe el attıysam incir ağacı getirdim ocağıma.
24 yaşındayım ve tedirginim, buruşan ellerin yorgun gözleriyle sustum ben daima.
konuşmak lüzumsuzdu zaten kapı aralarında. şans hiç bir zaman pencere camıma taş atmadı mesela.
güzel şeylerin tazeliği hep kısa sürdü.
kırmızı kurşun kalemle deftere yazılan şeyleri bilirsiniz. silgi dahi silmez ya.
siz silmeye çalışırsınız defter yırtılır. karalamaya çalışırsınız koca bir delik çıkar ortaya.
mutlu olacağım yere mutsuz olmak için sebep aramıyorum.
sevin lan beni. daha çok sevin. gerçekten mutlu değilim.

yazımı bir yerden arakladığım şu cümle ile sonlandırıyorum

"Kalem kılıçtan keskin sirke küpüne zararın neresinden dönerse senindir,
dönmezse hiç senin olmak yada olmamak işte bütün mesele bu."
(bkz: Ben)
"ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol" sözüyle çelişendir.
insanı Öldüren Kişilik Tarzlarındandır.
görsel
sana öyle gelmiş
zararı kendine olan insandır.
(bkz: nerden bileceksiniz)
daniel day-lewis kadar yetenekli bir bedbahttır. ya da belki gerçekten de mutludur.
Belki de hepimizdir.

görsel
sözlükteki herkestir şüphesiz sjsj..