bugün

şimdi efendim, öncelikle;

(bkz: dış politikada türkiye nin dünü ve bugünü)* *

gelelim tanıma;

arasında hiçbir fark olmayan iki zaman dilimi.

dün ecevit abd başkanının önünde el pençe divan dururken, bugün sevgili başbakanımız aynı makamdan randevu alabilmek için aylarca bekliyor ve sonuçta alamıyor. misal, bence, dış politikamızın uzay çağını yakaladığı şu günlerde, başbakanımız bir gün olur da o makama "kabul edilebilirse" sanırım oradaki duruş;, dış politikamızın taş devrinden kopup gelen günlerinde bülent ecevit'in duruşundan çok daha beter olacaktır.

80 küsur yaşına dayandığında iki büklüm duran o adam, vakt-i zamanında bir gecede kıbrıs türklerini katliamdan kurtarmış adamdır. hem de tekmil batılı devletini, avrupa birliğini karşısına alarak. beriki de toplantı yöneticisinin kolunu tutup bağırmış. peh peh. sen hangi dış politika manevrasından bahsediyorsun hala ?

canlarım benim. dün başımız öndeymiş bugün başımız dik. neresi dik ? senin askerinin başına çuval geçirilirken görmek isteriz biz o dikliği. hiç bir etkinliğin olmayan, formaliteden çağrıldığın, skindirik bir toplantıda külhanbeylik yapmakla dış politika manevrası yapılmıyor maalesef. son 5 senelik dış politika hafızası ile tespit yapmaya çalışınca böyle sıçılıyor tabi sonuç olarak. olur öyle arada.
dün başımız öndeydi, bugün başımız dik.
ecevit bizi dış politikada rezil eden biriydi. sosyal demokrat olması falan hikaye... ekonomimizi de mahvetmiştir... tesadüfe bakınız ki ben de az önce babamla bunu konuşuyordum.

lakin kendine güveni ile duruşu ile tayyip erdoğan* daha ağır bir yer tutmaktadır.
dün amerika başkanıyla muhatapken, bugun limon presiyle muhatabız.
tam olarak şudur;
dününde götümüze girdi diye ağlayanlar, şimdiyse götümüze girecek diye çığlık atmaktadırlar.

yani bazı insanlar her türlü yenilgiyi kabul etmiş. göt dönmeye meraklı insanlar tabi...
dünümüz; http://www.moralhaber.net...r/image/Clintonoturus.jpg

bugünümüz; http://www.milliyet.com.t...galeriid=5623#galeriStart