bugün

normaldir. herhangi bir insanınkinden farkı yoktur. içinde biriken enerjiyi bir şekilde dışarı atan insandır düğünlerde oynayan insanlar, diğer insanların ne dediğini kafasına takmayanlardır ya da hakketten hödüktür.

tabi şöyle bir şey de var ki düğünlerde oynamakta her insanın yapabileceği bir aktivite değildir. cesaret ister. asosyallikten kuruyup kalmış adamların oynamayı bilmediğinden kuul ayağına yatıp oynamaması, oynayamaması bu yüzdendir. medeni cesaret. wackenda kafa sallamaktan çok daha zordur anlaşılacağı gibi.
hemen oracıkta eline bir "solo test" tutuşturulur ve kaç piyon bıraktığına bakılarak zeka seviyesi belirlenir, polemiğe gerek yoktur.
(bkz: balolarda vals yapanların zeka seviyesi)
(bkz: hanım koş tespitçi gelmiş)
sergiledikleri figürler ya da oynamak konusundaki hevesleri ile ölçülemez. içinde bulunulan ortama uyum sağlamak başlı başına bir zeka belirtisidir. Düğüne gidip de oynayan insan, düğüne gidip de "ben süper zekiyim, oynamak banal şey, bana yakışmaz" düşüncesi ile kasılan insandan daha zeki olma ihtimali bile ihtiva edebilir. Harward'da nanoteknoloji doktorası yapmakta olan kızımız* ile türkiye'nin ilk bilgisayar mühendislerinden bir yazılım dehasını* bir düğünde* karşılıklı göbek atarken görmek, bu insanların angut olabileceği gibi bir yoruma yol acamaz. Zeka kendinden farklı bilinç ve bilgi düzeyine sahip insanlara gündelik ilişkilerde üstünlük sağlama aracı değildir. Diğer taraftan nedir bu şekilcilik, onu da anlamak güç. Her zeki kafka gibi mi olmak zorundadır, kendini bırakamayacak mıdır, ortama ayak uyduramayacak mıdır? Ya da nedir?
düğünde oynayıp oynamamasına bağlı değildir. düğünde oynanır, tuvalette sıçılır. sen şimdi tuvalette oynanır dersen ben senin zeka seviyeni anlarım. türklerde düğün töreni - batı şehirlerindeki kokoşların asilzade yapmacıklığını yok sayarak diyorum- içinde halayı, horonu olan, kınası olan, para takması olan, çoluklu çocuklu davullu zurnalı bir ortamda yaşanır.

üstüne üstlük çıkıp o meydanda milletin önünde oynamak da her babayiğidin harcı değildir. hiç sanmıyorum
ki düğünlerde oynayan insanların zeka seviyesini merak edenin harcı olsun.
(bkz: hatır)
(bkz: arkadaşlık)
(bkz: akrabalık)
(bkz: dostum geri zekalı demişsin ama bu adam akıllı)
(bkz: sanat anlayışı)
(bkz: fildişi kuleler)
düğünde oynayan insanın zeka seviyesi yüksek de olabilir, normal de olabilir.(düşük olabilir demiyorum çünkü zekası düşük insanın tuvaletini bile zor yaptığını inşallah biliyordur oynayan insanlara çamur atan kişi).sen istediğin kadar zeki ol ama oynayamıyorsan; komplekse girip, oynamak için yeterli estetik ve zerafete sahip olan insanlara laf atmanın da bir mantığı yok.
düğünlerde oynayan insanların zeka seviyesiyle ilgili yorum yapmak, otobüste cam kenarında oturan insanın libido seviyesi hakkında yorum yapmakla aynıdır. ikisinin de sonuçları söz konusu kişiyi belirli yöntemlerle test etmeden anlaşılamaz.
saçmalık ötesi bir düşüncedir.
gerçekten inanamıyorum!
evet düğünde oynadıkları için insanları gerizekalı yaptık ya harbi diyorum çok farklı bir milletiz lan! *
yok ayol, ben oynayamam ki, ben beceremem ki gibi naz cümleleri sarfettikten 12 dakika sonra, masaların üzerine çıkıp, göbecikler atıyorsa şayet, zeka seviyesi düşüktür.
oyununa göre değişir.
üç ayak, deli horon gibi oyunlar müziği ve hareketleri itibariyle izleyene,
milletiyle gurur bile duydurabilir.

bir çok halk oyunu, birlik ve beraberliğin hemen oracıkta tezahür etmesiyle ortaya çıkar.

ama bunu görecek göz, bi sürümlükte akıl lazımdır.
einstein'a eşdeğer olmadığı su götürmeyen gerçektir.
oynarım, oynatırım, zevk de alırım. tamam kabul ediyorum zeka seviyem pek yüksek değil. ama düğünlerde oynarken hani su efeler gibi kolları açmışken, tam karşında sana bakan kumral bir kızla göz göze gelmek paha biçilemez oluyor valla.
denemek gerek, hea evet çok zekiler anlayamaz bunu. biraz düşmek gerek.

ayrıca söylemeliyim ki insan çok rahatlıyor ya babasınla ve dedesinle oynarken.

cidden, zekayı akılı bırakında kendinize gelin.

utanmadan sıkılmadan bi deşarj olun.
dügünlerde piste cikip oynayacak cesareti olmayan , ya da oynamayi bilmedigi icin dügünlerde oynayabilen insalara salak diyen kisinin zeka seviyesi tartisilmalidir öncelikle.
mısır yedim, taşa oturdum, su içtim. tespit s.çtım şakır şakır.

tanım: bilinemez.
çok sayın ve zeka seviyesi yüksek! olan entel pısırıklar için bir açıklama farz oldu. efenim burada estetikten kastımız tabiki hareketlerdeki estetiktir. şarkının ritmine hareketlerini uydurmaktır. bazı insanlar bunu beceremiyor. kimi, adam olduğu için kabul edip köşeye çekiliyor ama kimi de oynarken oduna benzediğini kabul etmek yerine başkalarının zekasıyla uğraşıyor. söz konusu sadece estetik de değildir. halk oyunlarımızın hemen hemen hepsinde değişik anlamlar vardır. bu anlamları anlayabilmek için de bir zekaya sahip olmak gerekir. ama ne yazık ki bazı insanların beyinlerinin idrak edebilme seviyesi bu anlamları anlayabilmek için çok düşüktür. yazıktır hem de çok yazıktır.
bunun bir de düğünlerde oynatılan insanlar versiyonu olması gerektiğini düşünüyorum. Düğünlerin vazgeçilmezleri arasında "zorla" oynatılmak vardır.
-Kız noluuur, benim için. Bi kerecik oyna, vallaa küserim. Bak ahmet abin de küser :o
oynadığı figürlere bakarak da az -çok anlayabilirsiniz.arabada beş evde onbeş de oynayan insanla where the wild roses grow da danseden insanın zeka seviyesi pek de aynı değildir.
tabii düğünlerde oynayan insanlara bakarak zeka seviyesi belirlemek de pek mantıklı bir davranış olmasa gerek!!
(bkz: crazy dance in kayseri)
düğün dışında bir yerde oynarsa zeka seviyesi tartışılabilecek olan insandır.
olay şu yöndede incelenebilir biz çekeriz halayı oynarız oyunu damat vurur mala
şimdi bu eğlence bu kadar şebeklik niye sorduğunda eeee işte evleniyor lan adam eee 2dk. düşündükten sonra harbi lan bu gürültü bunun için mi?
Onun için düğünlerde oynayan insan ortalama bir düğün saatinden(bilim adamları bunu 4 saat olarak açıklamıştır)ilerisini göremeyen insandır.
güncel Önemli Başlıklar