bugün

türk vatandaşlarına düşen büyük görev.
bilim, sanat, teknik ve ticarette o kadar ileri değer üretmek ki dünya da Türkçe bilmeyene iş yok atmosferi yaratmaktır.

olur bu. hedefin oluru olmazı olmaz.

ek: dil düşmanlığı içermemektedir. kendi dilinin öne çıkmasını istemektir. abes mi ?
bu başlık, dünya daki ingilizce hakimiyetine gıcık kapılarak açılmıştır.
resmen dil emperyalisti, bu ingilizce.
(bkz: World record of the siklenmeme)
ingilizce öğrenmeden; üniversiteye başlayamayan, yüksek lisans ve doktoraya kabul edilmeyen, özel sektörde parası iyi ve rahat bir iş bulamayan, bulunduğu iş yerinde yükselemeyen, birçok bilgisayar programını kullanamayan, yurtdışına çıktığında kimseye derdini anlatamayan... gibi birçok özellikleri barındıran insanlar tarafından gayet iyi anlaşılan bir zorunluluktur.

Bonus olarak gelsin: http://www.youtube.com/watch?v=MuC10oRUOjo
o kadar ezilmiş, o kadar kendine güvensiz bi hale gelinmiştir ki bu başlığa yazmaya kimsenin cesareti yetmeyecektir. hatta "herife bak ingilizceye neler söylüyor" diye düşünecekler çok bol olacaktır.
halbuki türk olmazlara direk dalan bir karaktere sahiptir.
bırak bunun için çalışmayı, hedef olarak bile yazılması konusunda inanç yoktur. bir insan ulusuna, diline bu kadar mı güvenmezdir.
(bkz: ingilizce öğreneyim derken ingiliz olmak)
mesele türkçe'nin dünyada barışın dili, selamın, selametin dili olmasıysa, olması gönülden istenir.

ama türkçe; ingilizce gibi dünyada sömürünün, oyunların, fitnenin dili olacaksa, o da kalsın. ama pek sanmıyorum çünkü "ışık doğudan gelir."
the light comes from the east yani onu demek istedim. diyerek bir de şaka yapayım. herhangi bir dile düşmanlık yapılmaz ama dili kullananların neden olduğu sonuçlara düşmanlık yapılır diyerek bir de tespit yapayım. *
pratiğe bakıldığında ingilize de ingilizceye de bir düşmanlığımız yoktur ama Türkçe yi daha çok severiz.

sadece konuya dikkat çekelim, böyle bir cümle kurulabilir, mantıksız değildir.
tanrının neden zorba bir canlı yarattığını sorgulatır gece gece.yok eğer üflediği ruhunda da zorbalık varsa bu daha da düşündürür.
şimdi gidenler bilir. çoğu Fransız ingilizce bir sorunuza bilse de cevap vermezmiş. e ne güzel. orası fransa oraya geldiysen 3-5 kelime öğren ya da daha çok öğren.
gayet rahatça ingilizceyi savunabilenler var. içinden geçirenler daha da çok. hakkaten kafalar bile etki altına alınmış.
yahu bir düşün, senin olmayan bir nesneyi senin olandan üstün tutuyorsun.
akıl, fikir.
allah tan devlet tedbir almışta, okullarda 12 sene ingilizce dersi olduğu halde kimse öğrenemiyor ya birde öğretseydi, ben çorc olurdum sen gelip borç isterdin. ne güzel.
turkiye dunyada ne konumda ki millet turkce ogrensin ya pardon?
Sacmalamis yazarin sacma sozudur.
Turkce guzel dildir amma ve lakin dunyada belli bi kademeye ulasamamis yeterince aydinliga cikamamis daha kendi insanlari ac iken ekmek bulamazken soylenen en gereksiz en sacma tabiri caizse en malca laftir. Ancak insanlar burdaki topraklari satin almak zorunda. Cunku satiliyor. O kadar.
konuyu başarma umudumuz olmasa da yediğimiz haltın farkında olalım.
kendimizinki ile değil elinkiyle övünüyoruz.
bir hedeftir. Garip olan bir türkün bu hedefi koyması değil. Bu hedefi koyanlar tarafından hor görülmesidir. Ne yazıkki hedef sahibi hedefinde yürürken muhaliflerle aynı havayı teneffüs etmek zorundadır.
sömürgecilik yapmaktır. ingilizlerin yaptığı kültür sömürüsü. sömürge anlayışı türklerin yapısında yok.
güzel bir hedef ancak dil düşmanlığı yapmak saçma. dünyadaki yüzlerce dilin tamamı "ellerin dilidir". herhangi birini öğrenmek hiç ayıp değil. bu bakış açısı kusurlu. mesele yapılacaksa, ingilizce'nin nasil yayıldığı ve buna neden olan modernist hatta nihilist bazı felsefelerin ve bu yolda binlerce insanın yaptığı hata mesele yapılmalı ve üzerinde düşünülmeli. yoksa o emperyalist dil ingilizce değil, türkçe, rusça da olsa değişen bir şey olmayacaktı, o dil yine aynı dil olurdu. arkasındaki hikaye hedef alınmalı, üzerinde düşünülmeli, ders alınmalı, ingilizce öğrenip olaya girilmeli "aga bak bu böyle denmeli". tabi bunu sen değil medeniyetin diyecek hal diliyle.

filan