bugün

yıllar önce çalıştığım yerde tanıştığım taş gibi kadının ısrarıyla tanıdığım topluluk. yazdığınız entryleri okudukça hem detayları hatırladım hem de hatırladıkça güldüm. gerekenleri yazmışsınız zaten ama benim şahsen bu kafası gidiklerden kopuş noktam öncelikle bu kadar saçmalığı taş gibi bir kadın için bile çekemeyecek olmam, ikincisi de bu uzaylı sevgi pıtırcıklarından birisi olursanız üyeler birbirleriyle seks yapamaz kuralı. hee taş gibi kadın sürekli benimle o kadar ilgilenecek, evine davet edecek ama seks yok! hadi oradan... biraz sabredebilseydim o işte olurdu ama yapamadım işte. zaten 2 hafta üst üste toplantıya gitmeyince cosmos otomatikman sizi atıyor bu ışıklı gruptan ve ben de doğal olarak atıldım. kaçan taş büyük oldu ama ne yapalım.
Bu dernek dolandırıcılık yapıyor, haklarında kovuşturma açılmış çoktan. Bir haber sitesinin linkini veriyorum.

https://www.iyibilgi.com/?haber,26628

Haklarında açılan mahkeme dosyası var mı, özellikle bülent hanımın? bilgi veren olursa sevineceğim.
EZOTERiK BiR ÖRGÜTTÜR.
kemalist ufocu vakıf.

elin herifi ramtha diye üfürüp tarikat kurunca bişey yok bizimkiler yüce birlik, mevlana deyince vaaaay... bırakın takılsınlar aq. tonla dinci yapılanma kol gezerken bir de ufocu tarikatımız olsun ne olacak?

dinci, hadisci, ışid özentisi şeyler olacağına böyle tarikatlarımız olsun daha iyi. otursunlar yıllarca uzaydan mesaj beklesinler. belki gelir. bak belki diyorum. *
vedia bülent çolak ın, mevlana' nın reenkarne hali olduğunu iddia ederek kurduğu birlik.
ciddi anlamda üyesi var türkiye de. milyonu aşkın diyelim. derneğin adı depresyona girmiş mutsuz türk kadınları olsa daha iyi olurmuş gerçi.
her neyse kadın ciddi ciddi uzaylılarla iletişime geçtiğine inanmış ve inandırmış. aslında sadece bu bile takdire şayan.
bu kadın, 1881 yılında alfa kanalı ndan birleşik insanlık realitesi kozmoz federal meclisi tarafından anadolu türkiye sine yazdırılmaya başlanan bilgi kitabı nın dünya planeti ne hediye edilmesine aracılık etmiş.
tesadüfen elime kitabın bazı bölümleri geçti.
bi cümleye çok güldüm.
hani uzaylılar yazdırıyor ya bunu. şöyle demiş:
- kendi kendinizi şuursuzca mahveden bir gezegensiniz.
taa uzaydan görmüşler yani rezilliğimizi.

http://www.dkb-mevlana.org.tr/

gördüğünüz gibi web adresi de gayet resmi.
azıcık aklımı kaybedersem kesin üye olacağım.
o değil de, bu derneği inceleyin. azıcık veri toplayın. sonra oturup orta dünya ile iletişime geçtik, vallahi de billahi de gandalf' tan size selam getirdik diye dernek kurma çalışmalarına başlayalım.
üzerinde fotokopiyle çoğaltmayın, tüm hakları saklıdır denip fotokopiyle çoğaltılmış fasikülleri olan bir garip vakıf. geri dönüşüm için, kağıttan uçak yapmak için kullanılabilir. okumak sahiden vakit kaybı.
ilhan irem'in de içinde bulunduğu vakıftır.
dunyanın yarısı birbirine dusmanken garip bir vakıf olmus.
bir ara peşimdelerdi epey zaman, merakımdan bakayım dedim. amaaan masonların arasına giremeyip kendi kendine vakıf kurup, adam yerimne konmayı bekleyen bir çok insandan oluşan, aylık 15 tl gibi bir de para toplanan, ansiklopedi kadar kalın, mor kapaklı bilgi kitabı olan saçma oluşum.
evde kokteyllerle gülüp eğlenip, aralarında toplanıp evrenin güzelliklerinden bahsedip, para toplayıp takılan bir kısım kokoş takımı. uzak durmazsanız sonuçlarına katalanbilirsiniz... hakikaten çıldırmış olmalılar ya da bizler feci derecede aptalız.
diğer vakıflar, birlikler ve sivil toplum kuruluşları gibi kolpa olması muhtemel ve yeni dünya düzeni içinde tazgahlanan bir vakıf. varsayım bu tabi. belki çok azı adam gibi işlere hizmet etmektedirler, ki bir çoğu devletler eliyle resmi olarakta desteklenmektedir.
eğer bu kitabı okuduysanız bu tip vakıfların, birliklerin, sivil toplum kuruluşlarının büyük çoğunluğunun da saçma sapan işlerle iştigal ettiğini anlarsınız.
oku: (bkz: sivil örümceğin ağında)
kendilerine inanan bir sürü angut bulan çakallar topluluğu.
küçücük çocuklara "bismllah demiyceksin bu çok saçmaaa" diyenleri barındıran kafir topluluktur.
bugün orta yaşın üstünde gayet modern görünen bir teyze otobüs durağında elinde bir ton fotokopi kağıdıyla yanıma geldi ve kağıtları göstererek mevlana hakkında bir şeyler anlatmaya başladı adımı sordu söylemedim. sonrasında elinde bu kağıtlardan bir tane kaldığını bana verirse bitecğini söyledi aldım ve otobüse bindim okurken kahkahalar attım.

mevlana adı altında insanlara fikirlerini yaymaya çalışan bir tarikat.
Arkadaşımla birlikte merak ederek gittiğimiz bir vakıf.
Masonluğa karşı büyük bir eğilimleri var; örgütlenmeleri ve oluşumları masonluktan örnek alınarak yapılıyor, ama mason değiller.
Neyi savunduklarına gelince. Kendileride bilmiyor, mesela derneğin il sorumlusuyla neyi savunuyorsunuz diye sorup düşüncelerini dinlemek istediğimde bana iki saat dil döktü. dedikleri şunlardı; 'biz Dünya'yı kurtarmak istiyoruz, sınırları kaldırıp evrensel Dünya barışını sağlayıp insanlığı bilgi kitabının fikirsel boyutlarıyla şekillendirmeye çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda ufolardan, uzaylılardan ve metafizik ögelerden yardımlar almaktayız. Amacımız kalıcıdır çünkü reenkarnasyon sonucunda yeniden doğarak amacımıza farklı bir boyuttan hizmet sağlayacağız.' (bkz: peki zeki mürende bizi görecek mi) Tam 1 saat 45 dakika boyunca hep aynı şeyleri anlattı durdu, bir süre sonra arkadaşımın gülme krinize benimde sigara krizine girmem üzerine derneği alelacele terk ettik, aslında terk etmedik kaçtık!
Gerçektende boşunda boşu yani, uzaylıların işleri güçleri yok size finans sağlayacaklar; (bkz: boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz)Dünya'yı kurtarıyoruz; birde sınırlar kalkacakmış diyiler anarşit mi olacaksınız!
alt komşumuz bu derneğe üye ve aynı zamanda kedisinin reankarne olduğunu söylemekte.

(bkz: tuhaf)
kafayı yiyiklerin kalın kitabıdır.
Hep yasli kokanalar olacak degil ya bir adet beyfendi az önce bu vakfa ait oldugunu soyledigi kitapcigi elime balkonumdan ( evim zemin kat )tutusturup gitti. okudum yazilanlar hosuma gitmedi degil. ama allahtan sozlük var. birde sozluge sorayim dedim. yapilan tanimlardan sonra fikrim tamanen degisti. seni seviyorum sözluk. zoraki tanim ise. kitapciginda yahudi yildizi esas olan vakif. mevlana ile yakindan uzaktan alakalari yok.
şu an evinde birlikte yaşadığım kokona kadının üye olduğu, beni de türlü çabalarla tarikatlarına katmaya çalışırken ne halt olduğunu öğrendiğim dernek adı altında insanları hem maddi hem de manevi açıdan sömüren dandik topluluk.

kadınla mutfak ta karşılaşmamak için dua ediyorum çünkü lafa direk mevlanadan girip bir türlü çıkmak bilmiyor. örnek diyaloglar:

- eee rapsodik okul nasıl dersler nasıl gidiyor?
* teşekkürler kokona teyzeciğim her şey yolunda gayet iyi ehe.
- tabii kızım burası mevlana kapısı, sen buraya boşuna gelmedin, yolumuz kesişti bizim, mevlana senin burda olmanı istiyor, senin çakraların açık, üçüncü gözün görüyor, mevlana senin iyiliğini gördüğü için sana yardım ediyor, tesadüf diye bir şey yoktur yaratılmış ortamlar vardır, bilgi kitabı bla bla, mevlana bla bla, her şey çok güzel olacak bla bla, yeniden dünya kurulacak bla bla, yobazlar şöyle bla bla, uzaylılar bla bla, insanlar bunu yakında anlayacak bla blaaaaghhhaa...
* iç ses: ne diyor lan bu? ulan ben hu eve okulda ilanı görüp geldim, yurt zam yapmıştı, eve de çıkamadık satıcı bir arkadaşın yüzünden mecbur kaldım yani, vallahi mevlana git filan demedi.
* dış ses: tabi doğrudur. haklısınız. teşekkür ederim.

- günaydın rapsodikçiğim ne oldu okuldaki iş kabul edildin mi?
* daha belli değil kokona teyze başvuru yaptım görüşmeye çağıracaklar.
- olacak olacak ben sinyalleri alıyorum, mevlana bu işin olmasını istiyor, sakın kötü düşünme olacak bu iş.
* amin inşallah, bakalım bekliyoruz. sonuçlanınca haber veririm.
- yüce mevlana efendimiz.. bilgi kitabı.. evren.. manyetik alan.. hebele hübele..
* iç ses: başladı yine hadi artık su kaynasa da kaçsam. sanki işi kendi ayarlıyo ulan araya elli tane aracı koydum olsun bir zahmet mevlanayla me alakası var, gittim uğraştım başvurdum bi sus be kadın!
* dış ses: tabii evet haklısınız kokona teyzeciğim.

sevgilimle kavga edip hafif moralim bozuk olduğu bir anda yakalanıyorum ve:

- rapsodik kızım bak hiç kimsenin manyetik alanına girme, kendini ezdirme, ayaklarının üzerinde dur, yeniden yaratılış, insanlar, mevlana, bilgi kitabıdıvıdıbıdı..
* iç ses: sana da bilgi kitabına da derneğine de bilmem neyine de tövbe tövbeeeee..
* dış ses: merak etmeyin kokona teyzeciğim, evet aynen öyle.

bir de beni kandırıp üyelerimden biri gelmiyor bu haftalık toplantıya gelir misin lütfen diye toplantıya götürdü adi kokona, gördüklerime, duyduklarıma inanamadım hayatımda gördüğüm, katıldığım (sanki her hafta toplantıya katılıyorum .d) en saçma toplantıydı yemin ederim.

şöyle ki dernekte her cuma yapılan toplantılarda bilgi kitabının bir fasikülü ordaki güneş annedenilen moruklardan biri tarafından okutuluyor, açıklanıyor, insanların beyni yıkanmaya çalışılıyor. fasikülün yarısı zaten anlamadığım uzay terimleriyle dolu, rabsal boyut, bilmem kaçıncı evren, dıdısının galaksisi, kadir- i mutlak, direk enerji boyutu, birleşik nizam konseyi, santrifüj boyut, mini atomik bütün vb sayamayacağım saçmalıklar bulunuyor. öyle bön bön baktım etrafımda zaten yaşlı kokonalar dolu, onu da geçtim öğretim üyeleri, öğretmenler, avukatlar filan var hani boş insanlar değil ama resmen beyinleri çürümüş. güya allah, rab, peygamber kelimeleri geçiyor ama olayın inançla alakası yok, mevlanayı yüceleştiriyorlar. ha bir de çıkarken toplantı boyunca köşeden beni kesip duran adam gelip çaktırmadan elime kartını sıkıştırmaya çalıştı, yüreğime indi. kadına bunu söyleyince de benim manyetik çekiciliğimden bahsetti. ulan ne çekiciliği bildiğin kot pantolon kazak var üzerimde hani dünya güzeli bir kız da değilim.

bir de bu kokona güneş annelerin ayda bir toplantıları oluyor bu kadının evinde. mesela toplantı olduğu zamanlarda eve girip çıkarken onlarla yüz yüze gelmememiz gereiyormuş, enerjlerimiz çakışıyormuş, fazla enerji kötülük doğururmuş. yok ebesinin şeyi, bildiğin manyak lan bunlar.kadının evinde son senem inşallah çıkıp kurtulcam saçmalıklarından. ama şu yönden iyi ki; kadın süürekli dernekte olduğu için evde çok rahat takılıyorum.

velhasıl kelam;
böyle saçma sapan topluluklara filan inanan insanlara acıyorum sadece. birisi bizim kadıncağızın da beynini yıkamış, 70 yaşında evinde oturup ibadet edeceğine dernekte saçma sapan işlerin peşinden fink atıyor. o değil edebiyat okuyorum mevlana canımızdır ciğerimizdir çok severim ama resmen soğuttu kadın ismini duyunca tüylerim diken diken oluyor. daha gördüğüm garipsediğim bissürü şey var da sinirlerim bozuldu yazasım bile gelmiyor vallahi. ay sanırım bu konuda çok dolmuşum ben oh be anlattım da rahatladım.
profesör olan kuzenimin katıldığı argo tabiri ile "götüyle" gülerek anlattığı tarikatımsı.
icq kullanılan zamanlarda profilimde yazan bilgilerden dolayı (ufolara inanırım, uzaylılar kesin vardır gibi) bunların üyelerinden birinin çağırması ile 1 sefer toplantılarına katıldığım topluluk.
toplantıdaki yöneticilerden birinin benim için yaptığı tespit aynen şuydu: sen uzaylısın ama bunun şu anda farkında değilsin, dünyadaki görevin bitince yani dünya insanlarının gözünde ölünce yörüngede bekleyen ana gemiye ışınlanıp yeni görevini alacaksın ve tekrar dünyaya bir bebek olarak döneceksin. gemide beni bekleyenleri de söyleyeyim de nasıl önemli bir adam olduğum anlaşılsın. atatürk, fatih sultan mehmet, hz. muhammed, buda, büyük iskender vs.vs. elimede 5-10 sayfalık bir yazı verdiler. bunu okursan normalde 500-600 sene sürecek olan evrimimin 1 gecede tamamlanacağını ve artık galaktik lisanı anlayabileceğimi söylediler.
ama beni ençok şaşırtan olay üyelerin büyük çoğunluğunun toplumun üst kesiminden doktor, avukat vb. kişiler olması. ben yirmili yaşlarımda olayın komedisini anlamıştımda o adamlar hala nasıl bu topluluk için şevkle çalışıyorlardı bir türlü anlayamadım.
az önce markette alışveriş yaparken, sosis kısmındaki sosisleri yere devirmem sonucu yanımdaki bayan yardım etti. neyse teşekkür ettim, gülümsedim falan. bayan gitti.. reyonu eskisi kadar olmasa da ona yakın hale getirdikten sonra* ilerlemeye devam ettim. o sırada 60 yaşlarında bir teyze yanıma geldi. "afedersiniz, az önce gördüm de çok pozitif şekilde karşıladınız olayı, dikkatimi çekti. dünya kardeşlik birliği mevlana yüce vakfı'nı duydunuz mu?"dedi. ben de hayır dedim tabii. sonra anlatmaya başladı, şöyle tiyatrolar, seminerler.. dünya kardeşliği.. bana bir de tanıtım kitabı misali bir şey verdi. kartımı vereyim ya da siz numaranızı verin dedi. kartınızı verin ben istersem ararım sizi dedim. bir kez daha numaramı istedi, aynı şeyi söyledim. kartı ve kitapçıklarını verip gitti. ne kadar güleryüzlü görünsem de kadına, anladım tabii ne olduklarını. ah be teyzecim, sağol sen de çok pozitiftin.*
kolpanın önde gidenidir para söğüşü yapılıyor.

mevlana nın adı kullanarak kolpacılık yapılıyor.

geçen ayların birinde gayet hoş giyimli, kibar bir hanfendi fikirlerini empoze ediyor bende ayıp olmasın diye hee diyip geçiyordum. derken bu hanfendi tava geldiğim zannına kapılıp bizim her ilçede şubelerimiz var sizin evin yakınlarında da mevcuttur isterseniz sizi burada çalışan arkadaşımla tanıştırayım dedi. peki dedik. ve ertesi gün o arkadaşını da alıp geldi oturduk bu bizi yalnız bıraktı.

kadın arkadaşım zaten size mevzuyu anlatmıştır diyerek fazla derine dalmadan üyeliğe getirdi mevzuyu. o güne kadar fasikülleri de okumuş gülmekten ölmüştüm.

ama bu kadının tavırlarıyla işin rengi değişiyordu kadın bir an önce üyelik formunu doldurmamı istiyor, hafiften frikikler veriyordu ve bakışlarıyla resmen baştan çıkarmaya çalışıyordu. aldım elime formu ve en altta şu yazılıydı:
................. ödemeyi kabul ediyorum.

o nokta noktalar sikmişti mevzuyu işte. dedim şimdi hazır değilim buna. benden ümidi kesmiş olmanın siniriyle arkadaşına gidelim dedi. gittiler telefon numaramı almıştı ama ertesi gün arayip fikrimi sordu ve kadıköy boğa heykelinin orda beklediğini söyledi kahve içermişiz. altında da son model cip var ve bu kişi ingilizce öğretmeni olduğunu söylüyor.

gitmedim. o nokta noktaların ise kaç garibana giydirildiğini merak eder dururum.

toplantılarında ise mevlana dan vahiy geldiğini söylüyorlarmış.
(bkz: dunya kardeslik birligi mevlana yuce vakfı)
Dünya Kardeşlik Birliği Derneği ve Mevlânâ Yüce Vakfı'nın geçmişi 1980'li yıllara kadar dayanıyor. Vedia Bülent Çorak, izmir'de ruh çağırma ve hipnoz toplantılarına katılan bir ev kadınıyken 1 Kasım 1981'de uzaylı güçler tarafından kendisine mesaj verildiğini iddia ediyor. Eşinin bile kendisine inanmadığı Çorak, bir süredir psikiyatrik tedavi de görüyor. Sonra daha da ileri giderek uzaydan geldiğini, peygamber üstü bir varlık olduğunu ve hatta yüce yaratıcının yeryüzündeki yansıması olduğunu söylüyor. 1993 yılında istanbul'a taşınan Çorak, Dünya Kardeşlik Birliği Evrensel Birleşim Merkezi Derneği ile Mevlânâ Yüce Vakfı'nı kuruyor. Örgüt, dernek ve vakıf merkezi olarak da Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki aynı adresi kullanıyor. Bülent Çorak'ın, UFO'lar aracılığıyla fasikül fasikül yazdırıldığı iddia edilen ve 'Bilgi Kitabı' denilen 621 sayfalık bir kitabı bulunuyor.

Vakıfta adı yolsuzluğa karışan 8 kişinin görevden uzaklaştırılması için yargı yolu açılırken, konuyla ilgili hazırlanan müfettiş raporu içişleri Bakanlığı ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunuldu. Kendisini bir nevi 'sahte peygamber' ilan eden Vedia Bülent Çorak ve vakfıyla ilgili istanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü müfettişleri tarafından inceleme yapıldı. Vakıftan ayrılan eski üyelerin yaptığı şikâyet üzerine başlatılan inceleme sonucu hazırlanan 43 sayfalık müfettiş raporunda, tarikat yapısına bürünen vakfın Anayasa ve yasalara aykırı faaliyetler yürüttüğü tespit edildi. Raporda, "Vedia Bülent Çorak'ın vakfı alet ederek, inanç istismarıyla para topladığı; ancak bu açıkta tutulan paraların çok büyük kısmını vakıf kayıtlarında resmileştirdiği, yani nitelikli dolandırıcılık yapıldığı iddiası söz konusu." ifadelerine yer verilirken, bağış gelirleriyle bağış makbuzları arasında uçurum bulunduğu belirlendi.

Yapılan incelemelerde Çorak'ın vakıf harcamaları diye lanse ettiği yaklaşık 465 bin YTL'yi yandaşlarının kasasına aktardığı, daha sonra yapılan yasal incelemeler üzerine bunların tekrar vakıf bağışı gibi kayıtlara geçirildiği anlaşıldı. Müfettişler, vakfın kasasına giren paraların nereye harcandığının tespitini istedi. Öte yandan, Vedia Bülent Çorak'ın kendi adına bastırdığı paralardan da 2003 ve 2004 yıllarında toplam 17 bin 500 YTL bağış geliri elde ettiği ortaya çıktı. Bunun üzerine, vakıflarla ilgili tüzüğün 23. maddesini ihlal eden Yönetim Kurulu Başkanı Necip Kışlalı, Başkan Yardımcısı Necla Kavruk, üyeler Ayfer Gürel, Veda Duru, Erkut Yeğen, Rona Tığlı, Serap Yaşlıoğlu ve Özden Özat'ın hakkında mahkemece 'işten uzaklaştırılma' davası açılması talep edildi. Raporda, Çorak'ın, kendisinin Atatürk'ün reenkarnesi olduğunu iddia ettiği kaydedildi.
*
güncel Önemli Başlıklar