bugün

birazı mazur görülmesi gereken heyecandır. yani toplanıp üyeye dalmak da pek hoş olmuyor mesela. özel mesajla sözlük formatı bağlantısı atılır angut başlıklar açıyorsa.
(bkz: sevinçli bir telaş içerisinde olmak)
şaşırtmaması gereken heyecandır*. formatı bilmeyen, hatalı başlıklar açan yazarlar özelden uyarılabilir; eğer rahatsızlık veriyorlarsa.
(bkz: cayda dem sözlükte kıdem)
(bkz: tertipçilik)
dördüncü nesilden önceki nesle ait yazarların sözlük formatını kavrayamamasını açıkça gösteren entryleri görünce harekete geçen duygudur vesselam.

misyoner yaratan heyecan...*

(bkz: sozlugu forum sanan yazar entryleri)
(bkz: sozlugu forum sanan yazarlar)
(bkz: sozlugu forum sanmak)
(bkz: sozluk forum arasi mod)
(bkz: sozluk forum ikilemini damarlarda hissetmek)
(bkz: sozlukle forum arasindaki farklar)
(bkz: sozlukte forum havalari)
(bkz: sozlukteki forum havasi)
bir kısmı entry sayısını arttırmak için her başlığa birer kelimelik bkz.lar vererek zaman geçirmektedir, sözlüğün kalitesi açısından takdire şayandır, hoşgelmişler.
esas bilgiye doğruların toplanmasıyla değil yanlışların ayıklanmasıyla ulaşacağımızı gösteren olgudur.
(bkz: karl popper)
ba$lık açma gayretinden ziyade, entry girme gayreti gösterilirse, diğer nesillerin de yararlanacağı heyecandır.

"yanlı$ anla$ılmı$ mıdır kaygısı" editi : elbette ba$lık açacağız arkada$lar, bu olmazsa olmaz zaten. ama en yararlı $ekilde olmalı ba$lıklar. çok kötü örneklerini gördüğüm için söylüyorum bunu...
(bkz: biz de geçtik o devirlerden)
yazar olmanın verdiği heyecan değildir bu heyecan, sözlük ortamının samimi ve sıcak bulunmasından kaynaklanan bir gevşeme halidir.
(bkz: dördüncü nesil yazarların başlıklarını yüz metreden tanımak)
(bkz: dördüncü neslin milli olması)
her neslin yaşadığı heyecandır. kimse anasının karnından yazar olarak doğmadı.

ben şahsen doğdumda "ınnggaaa" dedirten olay demedim. diyen varsa beri gelsin.
formata uymayanlar dısında mazur görülmesi gereken heyecandır. gözlem yapmadan allah ne verdiyse başlık acmanın, entry girmenin faydası olmayacagını görmüşlerdir umarım.
bir an önce bastırılması gereken dördüncü nesil duygu.
(bkz: dördüncü nesil yazarların durgunluğu)
alışmamış k.çtaki don gibidir, yerinde durmaz.
(bkz: biter mi lan senin askerliğin)
ilk okula başlama heyecanı gibidir bu heyecan. yeni nesil ne yazacağı konusunda devamlı düşünür ve kendi kendine sorar. acaba ne yazsam? araştırır ve bulur. çünkü neredeyse yazılacak herşey yazılmıştır. ama onun sadece onun bildiği şeylerle daha önce gelenlere de bir şeyler öğretir ve taktir kazanır. hayatın durmadığını devam ettiğini kendileri bize göstermektedir. hoş gelen bu nesil boş da gelmemiştir.
dördüncü nesil yazarların diğer nesildeki yazarların ilk zamanları gibi kendini heyecana kaptırmasıdır. birinci nesil zamanında ikinci nesilden, ikinci nesil de üçüncü nesilden çok çekmiştir.
(bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)
yani adama (bkz: dün boktun bugün koktun derler)
heyecanmış yerim heyecanı patlamasın.
(bkz: bu da geçer)
şimidlik dördüncü nesil yazarım. bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine sözlüğe başladım güzel bir ortam. neyi öğrendim? sözlüğe başlayan herkez çaylak olarak başlıyor sırasıyla dördüncü, üçüncü, ikinci ve birinci nesil yazar olunuyor sözlüğe gönül veren her arkadaşıma teşekkür ediyorum. *
(bkz: seni öyle bir refere ederim ki hangi nesilsin belli olur)
illerimizin telefon kodları veya plaka kısaltmalarını girmesi durumudur. arama butonu kullanma alışkanlığı olmadan, güzel bir şey söylemek için kendini zorlama, onun senin yerine birisi zaten söylemiştir * sözünü kendine henüz aşılamamış yazar arkadaşlarımızdır. hepsi sözlüğün birer değeridir, tekrardan hoşgelmişlerdir.
acemi asker heyecanıdır efendim. lakin ayarlar silikler özel mesajla gelen düzeltme uyarıları arttıkça kısa süre sonra sıkılır bir süre bu heyecanı kaybederler.

aradan bir iki hafta geçtikten sonra bu arkadaşlar kendi içlerinde az da olsa sözlük hasreti çekmeye başlarlar. malum uludag sözlük bu tadına bakan vazgeçemez. bunlarda öğledir efendim eğer kendine alternatif mekanlar ya da zaman öldürecek şeyler bulabilecek kadar sosyal değilse başlar tekrardan entryleri sıralamaya. en asosyallerinden ise de günde 200- 300 entry girmeye başlar..

burda asıl sorun ise, dördüncü nesillerin heyecanı değil, dördüncü nesil geldiğinde kendilerini bir üst devre gören üçüncü nesil yazarlardır. zaten asıl sorunda burda ortaya çıkmaktadır. her yeni nesil gelişinde bir önceki nesil kendi içinde moderatör olduğunu sanmaya başlamıştır. bakalım beşinci nesil gelince dördüncü nesil de aynı duyguları yaşayacak, yaşatacak mıdır?
güncel Önemli Başlıklar