bugün

antalya'ya kesinlikle yakışmayan çarşıdır. mimari anlamda bir boka benzemediği gibi yiyecek doğru düzgün bir şey de yoktur.
önünden geçerken insanı geren yerdir. adım başı "buyrun yemek istemez misiniz" diye atlarlar insanın önüne.insanın yiyeceği varsa da yemez.
iş bankası karşısında sıra sıra dizilen dönercilerden oluşan çarşımsı. çalışanların koldan tutup zorla oturtması yok mu? facia bişey.
Ne döneri dönere ne de çarşısı çarşıya benzeyen yer. Hele dip dibe dizilmiş dükkanlardan sizi ısrarla çağıran itici çalışanları yok mu, gecenin bir vakti kafanız güzelken dahi sizi sinirden delirtebilirler.
antalya kaleiçi'nden ışıklar istikametine giderken 100 metre ileride sağ köşede kalan çarşıdır. fiyatları müthiş ucuz, yemekleri de bir o kadar kalitesizdir. hijyenden yoksun, berbat ürünlere sahiptir. ancak bulunduğu jeopolitik konum ve ucuzluğundan ötürü, bolca müşteri girip çıkar.
aç ol ya da olma, zorla milletin yakasına yapışıp döner satmaya çalışıp bir tabak pilavüstü dönere 50 tl isteyen dükkan sahipleri vardır. türk'e böyleyken turistlere ne yapıyorlar kim bilir. derhal kaldırılıp tarihi surlar günyüzüne çıkartılmalıdır.
içinde birkaç adet dükkan olmasına rağmen çarşı olarak adlandırılan bölge(cik).
daha cok halep carsini andiran boktan yer. donercinin boynundaki igrenc havluyu incelemeye gondersen tip dunyasi dehsete duser.
Dükkanların önünde bekleyen çalışanların sırtlan gibi her önünden geçeni içeri çekiştirdiği mekan.

Ve şimdi size altın kuralı anlatıyorum.

--spoiler--
Cüzdanınızın köşesine bir kürdan sıkıştırıp yola çıkıyorsunuz. Gitmek istediğiniz yere gidiyor, dönerciler çarşısının önünden geçerken cüzdanınızdan kürdanı çıkarıp dişlerinizin arasında oynatıyorsunuz. Hiç kimse çıkıpta sizi içeriye sokmaya çalışmıyor.
--spoiler--

Denendi, onaylandı.
Hiçbir zaman hijyenik olduğunu düşünmediğim, ne kadar acıkırsam acıkayım önünden geçerken kokuların asla beni cezbetmediği mekan. Antalya ya yakışmıyor.