bugün

Benimdir. Hissetmiyor, üzülmüyor, sevemiyor ve artık ağlamıyorsanız...
Heyecan, aşk, sevinç, üzüntü, vs. her duyguyu iyisiyle kötüsüyle yaşamış geçirmiş atlatmış insandır.
Hislerini kaybetmekten daha çok Zamanla alışmıştır hissetmiyordur. (bkz: Girince alışıyosun)
Bomboştur. Ruhunu kaybetmiş ve bilincine çekilmiştir. Bu herkese olmaz ama. Öyle her hissetmiyorum diyen hissetmiyor olmuyor. Tüm duygulardan arınmak çok ilginç bir haz. yarı baygın gözlerle etrafı seyrediyor da değilsin.

Gülüp eğlenebilirsin ama bunları yaparken bir camın ardından sorgu odasını izler gibisin. Bir cesedi izlersin ruhu kaybolmuş. Bilinci olarak komuta merkezindesin ve sadece emir verir ancak bedene verilen zararla pek ilgilenmezsin.

Duygular sana dokunamaz sen onları hissedemezsin ama çevrene yaşar gibi gösterebilirsin çünkü ne yaparken ne tepki vermen gerektiğini bilirsin. Eski halinle şimdinin arasında, insanların fark edebileceği tek şey göstermeye odaklandığın duyguların robot özellikler kazanmış olmasıdır ki bunu seni iyi tanımayan biri göremez. Ama bu kadar kendine çekilmii biri kimseye kendini tanıtmaz da zaten. Bu yüzden anlarsa ailesi anlar onlar da hayatına devam ettiğini gördükleri için gülüşlerdeki robotik altyapıyı görmezden gelirler. Oysa o kişi içten içe çürümeye devam ediyordur.

Çürümenin son evresine geldiğinde birey tıpkı bir dindar gibi dünyevi her şeyle ilişkisini kesmeye başlar. Kaybolan ruhunun yerine bedeni koruyacak yeni bir ruh yaratmaya başlar. Yani hala görünürde aynıdır aslında ama kendini aza indirger ve onunla yetinme eğilimi gösterir çünkü hırs, haz ve benzeri şekilde insanı daha çoğuna iten şeyler de duygudur. Tek odada yalnız yaşasa mutlu olacaktır. Kalabalık eşyaya gerek yoktur, mesela.

Bu süre zarfında kişi kendi içine çekilip çevresiyle ilgilenmeyi bıraktığı için merak duygusu da körelir ve kendini tanımaya başlar. Bu sırada ruhunun kaybolmadığını sadece kendini zihinde bir yere sakladığını görür. Bir üst paragrafta bahsettiğim kendine indirgeme durumu kendi kendine yarattığı ruhu kabullenme ifadesiyle devam eder. Kendi kendine bir metre kareden daha az bir alanda kimsenin girmeye izni olmayan bir dünya yaratır ve bu dünyanın duvarlarını kaybolan ruhuyla güçlendirir. Tüm o acılar, yaşanmışlıklar kırgınlıklar duvarı sağlamlaştırır. ona yaklaşmaya çalışan insanları o dünyanın duvarlarıyla tanıştırır. Duvarlar yıkılmaz değildir. ancak yıkmaya cesareti olan birini bulmak imkansız gibidir.

Yine de duvar yıkıldığında kaybolan ruh yeni ruhla birleşecek ve bilinci de içine katacak ve işte o zaman bireyin en olgun haline tanık olabilirsiniz.
duygularını kaybeden insandır. aslında kaybetmez bence. sadece görünmeyeceği bir yere gizler duyguları. daha doğrusu hem duyguları hem de kendine göre mantık düşüncesi zıt kutup olarak birbirini itmek ister. ya bir süre, ya da bir süreden baya uzun süre. ya da geçici olarak. edebiyat yapmak istemem ama duygularını kaybetmiş bir şekilde olan, çevresine bu şekilde gözüken birinin o hali de aslında bir duygu durumuna bürünmedir bir anlamda. hiçbir şey hissetmediğini bilmekte bir duygu çeşidi değil midir. karşı tarafın hissetmemesine tamam ama insanın ya kendi de hissetmediğini hissederse demek istiyorum. duygular önemli arkadaşlar. duygular deyince kırılgan duygular aklınıza gelmesin hemen. güçlü gözüken insan da bir duygu durumuna bürünmüş olur. mühim olan o duygunun altında olması gereken zamanlar için yufka yürek bulundurmak bence. en güzel duygularla hisseden herkese selam olsun. iyi yazmalar. iyi geceler.
oldum olası duygusuz biriydim zaten. bu sebepten hiç bu konuda edebiyat yapmayacağım.
Hipotalamus bölgesinde ağır bi aksaklık olması muhtemeldir.
Duygularını kaybetmek değilde hissizleşmek diye bir şey var. Sanki korkudan duvar örmüşsün kalbine.
Renksiz yaşamaya alışmıştır.
Gece gizli gizli ağlayandır, gözyaşlarını sözyaşlarına dönüştüren kişidir ama kimsenin farketmeyeceğini bilir.
Ama kaybetmeyeceği bir duygu var, umut.
Umudunu kaybedersen vahşi ve kuduz bir köpekten farkın kalmaz.
Umudunu kaybedenlerin ruhu çoktan ölmüştür.
ne duygusu ulan. kes bıdıbıdı yapma. herkes ne hali varsa görsün banane.
kaybetmekten çok duygularını içine gömen insandır..
oysa ki, fırsatı olsa neler söyleyecektir neler yapacaktır..
ama korkar seslenmekten ,
korkar ruhunu uzaklara göndermekten,
çaresizce sevmekten ..
Duyguları kaybettirilen insandır.
(bkz: apati)
(bkz: anhedoni)
(bkz: künt duygulanım)
duygularını kaybetmemiş, gizlemiştir. travmalar, yenen kazıklar, derin acılar bir süre sonra ruhun artık bir şey kabul etmemesine sebep oluyor. dolu bir bardağın su almamasını düşünün. insanda da durum aynı. bunu bir tür halsizlik, red olarak da düşünebilirsiniz. kişiyi korur ama rahatlatmaz. duygularını yitirmiş insan durumun fatkındadır, rahatsızdır ama bu hali değiştiremez.
insanı odundan yada metalden yada plastikden ayıran şey duygulardır .

hele hele bunu kadınlar gayet iyi bilir .

duygulu odun gördünüz mü hiç .

duygusuz odun ne kadar çok ama değil mi .
Bu şey değil mi? Ben.
Duygularım tarumar oldu sözlük.
7yaş.
Yine kim balık burçlarını üzdü :(.
iş yerinde mobbing görüyor olabilir.
herkes beni çok eğlenirken,ağlarken duygularımı dibine kadar kullanırken ezik gördü.şimdi de sayelerinde hissizleştim,duygularımı kaybettim ama bu sefer kendini bir şey sanan olmşum,cool takılmaya çalışıyorumuşum ne alakaysa.
Sadece duygularını kaybetse iyi. Bir müddet sonra aklını, hayallerini, sevdiklerini de kaybetmeye başlar. En sonunda bir bütün olarak kendini kaybeder.
Olmak istemediğim ama olmaya başladığım insan.

Duygusal olmaya gerek yok.
üzerine toprak atılmalı -ki başka insanların duygularını da öldürmesin.
isterse benimkileri verebilirim fazlasıyla var her şeyden. Lanet gibi.
Tozlu rafta duran beynini artık almayan karar vermiş insandır.
güncel Önemli Başlıklar