bugün

genellikle "ben olsam..." şeklinde cümleler kurarlar.
bu kişi olsa olsa emekli olunca kahvehaneye takılmaya başlayan diplomattır.
bunlar aynı zamanda futbol yorumcularıdadırlar.
sözlükte çok var bunlardan. eh, sözlükler de bir nevi sanal kahvehane sayılırlar nihayetinde. eline klavye alan atıp tutuyor, ahkam kesiyor her konuda.

oysa bilmediği, vakıf olmadığı konuda susmayı bilse insan, ne güzel olur hayat değil mi? *
(bkz: kahvede maca kizi oynayan bagkur emeklisi)
(bkz:türk insanın yapmaktan en çok hoşlandığı şey
(bkz: siyaset konuşmak)
kahve kültürünü oluşturan ve yön veren başlıca elementtir kendisi..bütün ülke problemleri için kesin ve katı bir çözümü vardır..zıt fikirlere ise kesinlikle tahammülü yoktur..kısacısı o büyük kurtarıcımızdır aslında ama kimse onun farkında değildir..
bu kategoriye giren insanlar eger gercekten okumaya ve dusunmeye zorlansalar, sonra bi yuzde 50'si falan filozof olsa, turkiye'nin ronesansi diye adlandirilabilecek bir cagin acilmasi kuvvetle muhtemeldir, beyin gucu olarak kimsenin karsimizda duramayacagi gun gibi ortadadir! * *
(bkz: emekli hariciyeci amcalar)
(bkz: heredot cevdet)
bu olay gecekondulaşmayla ilgili tezini yazan doktora öğrencisi bi tanıdığımın başına gelmiş ve beni dumurdan dumura sürüklemiştir;
-şimdi bacım ben burada isim vermek istemiyorum ama bu gecekondu yıkımlarının arkasında tek bi adam var.
-alla alla kim acaba amca söyle işte herkes öğrensin
-afedersin o şerefsiz çocuğu dick cheneybacım!!!
-...
(bkz: nasıl ya neden)
(bkz: hasan abi)
kahvehanede oturduğu süre boyunca muhabbet etiikleri tipler sabittir. hergün aynı adamların geldiği o mekanda , hergün aynı konular açılır, aynı konulara aynı fikirler beyan edilir. aynı adamların değişmeyen fikirleri ile çıkmaza dönen bu fikir çatışmasında , hep aynı bok olur. hiç uzlaşılmaz , herkes ille de eşşeğimin parası der. sonuç değişmez ama bir kazanç da doğmuştur elbette ; o da yarın da aynı konuyu konuşup , aynı fikirlere karşı durma şansı ve ertesi güne yine aynı konuyu taşıma kabiliyeti.

bu kişiler her kime oy verirlerse versinler , seçimlerden yaklaşık 1 sene sonraya kadar o partiyi savunurlar , aleyhtarlarına karşı. daha sonra türkiye şartlarında olması muhtemel bir olay oluverir. ''bir daha bu nanuna goduhlarıma oy verenin...'' cümlesi çıkagelir. artık roller değişmiştir. seçimler de yakınlaşmıştır hani. icraatler hoşa gitmemiştir. bu da fos çıkmıştırya hani , parti değişecektir. demeçler de buna paralel olarak endek döndek bir hal alır. 1-2 sene önceki adamdan eser yoktur. ''vay nanu koim , hani sen böyle diyordun?'' dur ama ''işte öyle abi.. ben nerden bilirdim bunların böyle şerefsiz olduğunu''dur. ''zaten bunlar hep seçim olana kadar adam.. sonra... ben bunların...''dır.. kahvehane adamı hayatının ergenlikten sonrasını kahvehanede geçiren insandır. hayat felsefesi gelen kozlar , yerden çektiği okeyler ve domino taşlarının cazibesi etrafında şekillenir. o hayat okulunda yetişmiştir , okuyup da mezun olması en zor okul da o dur zaten *. o yüzden o ne diyorsa doğrudur , aksi bir fikri kabul ettirmeye çalışan insan ise tam bir anguttur... sebebi de burda yazılanları okumamış ya da akıl edememiş olmasıdır...
ülkemizde bol bol bulunan insan tipidir kendileri. kahvehane kapanınca meyhanede rakıyla ülkeyi kurtarmaya devam ederler. sayelerinde bütün komplo teorileri çözülür, okey oynamanın rakı içmenin esasları öğrenilir. dünyayı kurtaracak adam belki de içlerinden biridir ama okeye dörüdüncü arandığından hiç boş vakitleri yoktur. ah bir boş vaktimiz olsa da dediklerimizi hayata geçirebilsek diyen kendini herşeyi bilen olarak değerlendiren insanımsılardır. **
sağlam küfrederler, fikir değiştirmezler. en verimli anları (bkz: okey) oynadıkları zamanlardır.
şu günlerde ortadoğudaki olayları mercek altına alan insandır. aslında israil'in lübnan'a, suriye'ye gözdağı vermek için girdiğini savunur. suriye'nin de israil ile amerika'nın bölgenin hakimi olmaması için iran'dan büyük destek alacağı kanısındadır. tabi iran'a gözzdağı vermek yine amerika'nın işi olacak yalnız ırak'ta büyük yara alan abd'nin de önümüzdeki 10 yıl böyle birşeye kalkışması imkansız gibi birşeyi ifade edecektir.

(bkz: kahvehane kahvehane gezip nabız tutmak)
depremi bile onceden bilen gazete okumasina tv seyretmesine gerek olmayan demlenmis caydan iyi anlayan ulkem insani
gününün 15 saatini kahvehanede geçiren geri kalan vaktini de uyumak , beslenmek, sıçmak gibi yaşamsal faaliyetlere ayıran kişidir bu adam. gün boyu açık olan kahvehanenin o dandik televizyonundan trt 1'in saat başı haberlerini takip edip okey oynar..aynı zamanda o boktan kahvehane masasından bütün rakiplerinin oyun politikalarını bilen adamdır bu adam. solundaki adamın 5 leri biriktirmesinin en önemli faktörünün ne olduğunu, sağındaki adamın kaç eldir okeye döndüğünü ondan daha iyi bilir. hele bi de böyle iki kişi başlarlarsa okey oynamaya tadından doyulmaz bir tablo çıkar ortaya. *
en değerli kişiler.en azından trt de haberleri takip eden kişilerdir.boş işlerle uğraşmazlar.
(bkz: sülo ağa)
çok az okuyan ve bildiklerinin herşeyi çözeceğini savunan kişiler.
o kadar şeyi çözmekle beraber aylaklığın insan bünyesine zararını çözememiş adamlardır. bunların bazen bazı yerlerde işi olur. doktora muayeneyi, şoföre araba kullanmayı, bankacıya kredi vermeyi öğretmeye kalkarlar. verilecek cevap; "11 yıldır çalışıyorum ama, tabi siz daha iyi bilirsiniz." olursa verilen ayar tadından yinmez...
gününün 15 saatini kahvehanede geçiren geri kalan vaktini de uyumak , beslenmek, sıçmak gibi yaşamsal faaliyetlere ayıran kişidir bu adam. gün boyu açık olan kahvehanenin o dandik televizyonundan trt 1'in saat başı haberlerini takip edip o boktan kahvehaneden bütün dünya ülkelerinin siyasi politikalarını bilir. a.b.d.'nin ırak'a girmesindeki en önemli faktörün ne olduğunu, iran'ın elinde ne kadar kimyasal silah, füze, vs olduğunu tsk'dan daha iyi bilirler. hele bi de böyle iki kişi başlarlarsa tartışmaya tadından doyulmaz bir tablo çıkar ortaya.