bugün

kadınları sinsi gösteren ayrıntı. sevimli duranı da vardır.
dudağının üstünde ben olanlar kıskanç diye nitelendirilirler halk arasında.
öpülesi bir yerdir.
(bkz: bülent ersoy)
dudağın altında olanın daha çekici olduğu bendir.

(bkz: burcu kaya)
bazılarında oldukça seksi duran bendir.
pek albenisi yoktur.
(bkz: cindy crawford)
(bkz: tülin şahin)*
(bkz: abe) çingene kızlarında sıklıkla görülür
(bkz: izzet altınmeşe) dudağın tam üstü olmasada dudağı sınır kabul edersek üstte kalıyor sanırım, günahını almıyorumdur inşallah. *
olması gerekendir. ben'den başka kim olacaktı ki? kocadağ'lı mahmut abinin bıyıkları değil ya? hasılı; benim o dudaklar, benim!

gözlerinde arzu, kollarımda yalnız sen,
o dudakların üstünde ben olayım sevgilim..

bir başka açıdan bakacak olursak da;
bir bayan için güzellik unsurları sayılacağı vakit, ayrıntıya girilecek olandır dudak üstündeki ben.

ayrıca dudağı buldun da bensizini mi arıyorsun diye de sorabilirler adama.*
bir dönem kadınların göz kalemi yardımıyla da olsa sahip oldukları bendir.
daha seksi gösterdiği konusunda bazı iddialar vardır.
emel yeşiltaş'ta çok güzel duruyor, ayrı bir çekicilik katıyor.
en çok da bu kadına yakışıyor: pelinsu pir
ısırılarak kopartılır.
Fazla abartıldığını düşündüğüm şeydir.
izzet altınmeşe ben'inden iyidir.
haziran ayının ortaları, beş-altı yaşlarındayım o zaman. arkadaşlarımla beraber üst mahalledeki sıbyan mektebine gidiyoruz. mektep dediğime bakma, apartmanın giriş katında iki odalı bir daire. zehra abla elif cüzünü, duaları ve namaz kılmayı öğretiyor gelen çocuklara. yerdeki minderlere kuruluyoruz her gün. tabi müthiş bir curcuna. dersini hazırlayan zehra ablaya gidip, veriyor. o gün; benim önümde cüz, elimde annemin baş örtüsü, abimin bana verdiği kalemle oynayıp halıda birşeyler çiziyorum. o sırada yanıma tanımadığım benden biraz büyükçe bir çocuk geliyor. adımı sorunca, yüzüne bakıyorum dikkatlice. sonra, "dudağının üstüne ben konmuş, ne kadar değişik" diyor. yine cevap vermiyorum. sinirlenip diğer kızların yanına gidiyor. bir daha da gelmiyor sonra yanıma. o günden sonra dudağımın kenarındaki o ben, yüzünden benimle konuşmadığını düşünmüştüm. eve gidince bütün gün aynanın karşısında onu çıkarmaya çalıştım, öyle ki kaşımaktan yara yapıp kanatmıştım bile. sonra anladım ki, cevap vermediğim için küsüp gitmiş meğer.

küçükken bir kusur sanıyordum arkadaşlarımda olmadığı için. sonra anladım ki sinemizde ve simamızda ne varsa tuhaf gelen, aslında bizi biz yapan yegane şey.
Ikiz kardeşimle aramızda ki tek fark. Sevimlidir. Bir de kulağına gül taksa en bilinen şopar figürü olur.