bugün

Dibe vurma evresinde sadece dua etmek aklıma geliyor onu da hangi yüzle edeceğim diye kendimi sorguluyorum ve dua etmekten de vazgeçiyorum.
Allah Kur’an’ında DUA ile ilgili şöyle buyurur:

Allah’ın adıyla

«77. FURKAN SURESi’nden]

(iNANANLARA) de ki:

“Duanız (kendinizi aciz görerek O’ndan istemeniz) olmasa,
Rabbim size ne diye değer versin?”

(Ve de inkârcılara de ki:)

“Gerçek şu ki, siz (Allah’ın mesajını/ayetlerini) yalanladınız:
Artık bu (azap), kaçınılmaz olacaktır/yakanızı bırakmayacaktır!”»
Olursen dua etmeye utamacagin bir sansinda olmayacak . Firsati kacirmamak gerek hatalara takilip yolu birakmak olmaz.
Dua etmeye yüz bulamamak anlaşılabilir bir hal olsa da aynı zamanda kesinlikle aşılması gereken bir hal. allaha karşı çok ayıp ettim ziyaret etmeye çekiniyorum içeri almazsa hakkıdır der gibi. Kulun da Allahın da tanımıyla taban tabana zıt. Bir sonraki vaazda görüşmek üzere.
hissettiğimdir. akıllanmayıp, gidip aynı boku yiyip gelince hissedilen utanç duygusudur bu aslında.

kapısını çalacak cesareti bulamazsın. küçüksündür zaten; iyice küçülürsün. yüzüne bakamadığın, aslında yüzünü göremediğin, gözlerini kaçırsan da önünde olan hatta gözlerin olan bir histir bu. yerin dibine gire çıka gittiğin yücedir aslında ama kendi benliğin anlamaz affediciliğini. şefkat bazen düşüncelerini birisine ithaf ederken hissedilir.

ağlaya sızlaya haklıydın demek gerekiyor belki? yüreklenmeni bekliyor? belki sana gülümseyip " gel benim yaramazım " der haklı bir bilmişlikle. denemek gerek.

yine de... yüzüm yok şu sıralar. arsızca hata yapıp sen en büyüksün affedersin diyip gönül rahatlatmak bana göre değil sanırım.

bu arada 2.entryde dikkatimi çekti. ben kadar küçük birinin duası bilinen bilinmeyen her şeye sahip olduğu düşünülen bir varlığın nesini çoğaltır? yara alıp döndüğünde sen kötüye gittin diye geri dönüşü kabul etmeyen kaç yüce vardır?

insanın tanrısı da mütevazı olmalıdır. sakinleşin.
Yaradan kuluna küsmez. iste vereyim diyen bir rabbin var. Önce tövbeni sonrada duanı et kardeşim.
kur'an'da musa peygamberin bir adamı öldürdüğünü görüyoruz. Fakat musa peygamber bu olaydan sonra "artık Allah beni bağışlamaz" diye kendi kafasına göre karar vermiyor. tam aksine Allah'tan bağışlanma diliyor ve Allah da onu affediyor.

kasas/15: Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirdirip işini bitirdi. Dedi: "Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. insanı saptıran açık bir düşmandır o."

kasas/16: "Rabbim," dedi, "ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla." O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir.

ayetlerden devam edelim:

nisa/116: Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.

zümer/53: Onlara bildir: "Kendilerine karşı sınırı aşan kullarım, ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmeyin. ALLAH tüm günahları affedicidir. O Bağışlayandır, Rahimdir."

(not: konuyla alakasız ancak, yukarıdaki iki ayeti peşpeşe okuyan biri Kur'an'da çelişki olduğunu düşünebilir. Kur'an'ı cımbız cımbız değil, bütünsel olarak değerlendirmemiz gerektiğini bir daha hatırlatıyor ve buraya şu açıklamayı iliştiriyorum:
http://kurandaceliskiolma.../allah-sirki-bagislar-mi/)

devam edelim:

maide/39: Kim yaptığı bu haksızlıktan sonra tevbe ederek düzelirse, ALLAH yönelişini kabul eder. ALLAH kuşkusuz Bağışlayandır, Rahimdir.

nisa/106: ALLAH'tan bağışlanma dile. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

şu açıklamayı derleyip kısaltarak burada paylaştım. tam hali için bkz: http://www.diniyazilar.co...011/06/allah-affedicidir/
Dua zaten gururunu Allah karşısında ayaklar altına almaktır. Yani aslında yüzün yok diye dua etmemek çok yanlış. Allah bağışlayıcıdır, affeder ümidiyle derin bir dua etmek dua etmemekten çok daha faydalı.
bu düşünce şeytanın kandirmacasidir. duaya sarılmak lazım.
Ne olursa olsun biricik rabbine sığın, en güzel tevbe yüzü kızararak yapılan tevbedir. Abdest suyunun temizleyemeyeceği yürek, arındıramayacağı yüz yoktur.
Hiç öyle şey olur mu? Rabbimizden yüz çevirirsek, asıl yevmil mahşerde huzuruna varınca yüzüne bakacak yüzümüz olmaz. Allah emretmiş bana dua edin duanızı kabul edeyim. Benden (bana kulluk etmekten) yüz çevirmeyin demiş. Kul hatasız olmaz. Hatan kusurun günahın varsa temizlen tevbe et günahı terket. Kulluğunu yerine getir emir ve yasaklara riayet et dua et. Dua et. Dua et dua. Dua yı terkedersen allah ile bağını kopartırsın. Allah ile bağın koparsa neye malik olursan ol hepsini kaybedersin. ne bu dünyada ne öbür dünyada ne huzurun olur ne selametin ne kurtuluşun.
bunun bir inanç meselesi ve hiç dua edememenin daha kötü olacağından bakış açısına göre şekillenmesi gereken durum. hem bu ümitsizlik olur, ümitsizlik de şeytandandır. dua etmenin dua edebilmenin, yaratan allahın en azından kulunu dinlediği anlamına geldiği kanaatindeyim. onun için dua etmekten vazgeçmeyin.
Hacı tavrıyla Kendini huşu içinde hissetmektir.
aslında bu düşünce bile kişinin naifliğini gösterir. yalnız dikkat etmek gerekir ki naiflik ve bu düşünceyi bahane olarak kullanmak arasında çok ince bir çizgi vardır. bu ince çizgide şeytan uğraşırda uğraşır.
dua allah ile aracısız iletişime geçmektir. lakin bence en güzel dua namazla yapılandır. namaz adamı yola koyar, kalbini yumuşatır, stresini alır, ruhunu ferahlatır. allah rızası için kılınan namaz insanı dinlendirir. namazla rabbe bağlanmayı deneyin. namaz; rabbin çokça, haddinden fazla, tahmin edemeyeceğimiz kadar önemsediği bir ibadettir. o'nun önemsediğini bizde önemsemeliyiz. ben böyle düşünüyor ve uyguluyorum.
"Ellerimi semaya kaldırırken utanır oldum artık"..

Eski bir verse'ü hatırlatır..
güncel Önemli Başlıklar