bugün

dtp'li bünyelerin son günlerdeki hezeyanlarıyla halkın asabını bozan hadisedir.

sırrı sakık: "atatürk ve arkadaşları çanakkale'de toprağa gömülenlere ihanet ettiler."

sebahat tuncel: "türkiye'nin 20-25 parçaya ayrılması lazım."

pervin buldan: "kapınıza gelen tabutlar karşısında "Bir evladım daha olsa bu vatana feda ederim" dediğiniz sürece bu savaş bitmez."

emine ayna: "pkk bizim koruyucumuz."

ulan önceden ayda bir falan yaparlardı, olay olurdu memlekette. şimdi haftada en az 5-6 açıklama yapıyorlar kimsenin sikinde değil. iyice yalama olmuşuz.

başbakanımız olan mükemmel şahsiyetin gündemi ne? "bana sen diyemezsin" ve "akp değil ak parti".

(bkz: türkiye nin dingonun ahırına dönmesi)
zıvanadan çıkmak değil de özgürce düşüncelerini açıklayabilmek olarak tanımlanabilecek hadisedir.
Türkiye cumhuriyetinin, bir anayasası ve yüzlerce kanunları vardır. Kanunda suç sayılan bir eylem var ise gereğinin ne yapılacağı da mukabilinde mevcuttur.
Nitekim;
(bkz: dtp hakkındaki kapatma davası)

şu ironiyi unutmayalım ki dtp halkın oylarıyla meclise girmiş bir siyasi partidir. her ne kadar silahlı eylemcilerin borazanlığını yapsa da "falancının demokraside yeri yok" diyerek ancak tek başına iktidarları tepenizde görürsünüz.
can dündar'ın dtp ile ilgili katıldığım bir fikri var. der ki eğer dtp bugün kendisine dayatıldığı gibi pkk teröristtir derse kendi tabanı üzerindeki temsil gücünü yitirir. yani dtp'yi tabanından koparmayı amaç edinmek anlamsız, çünkü o noktaya gelirlerse zaten tabanı kendisine şüpheyle bakacaktır. terör ktü bir şey olduğu için parlamentoda kürt vekiller, bu işi en kısa sürede bitirmek için söylediklerine kulak vermek gerekmekte her kesim tarafından. yani aslında olması ve dikkate alınması gereken sözlerdir zıvanadan çıkmaktan ziyade.
(bkz: dtp nin iyice zıvanadan çıkmsı)