bugün

tarihi bir gerçektir.

dr rıza nur'un kaleme aldığı "hayat ve hatıralarım" adlı kitabı okuyan herkes rıza nur'un bir şizofren olduğunu kolayca idrak edebilir.
ayrıca yine aynı kitapta yazar kendi şizofrenliğine kendisi de değinmiştir.

keza rıza nur ile birlikte tiflis-moskova arasında rus steplerinde uzun bir tren yolculuğu yapan yusuf kemal tengirşenk'te bu şizofrenik durumdan bahseder.

eskiler der ki "bir insanı tanımak istiyorsan onunla yolculuğa çık..."
işte, söz konusu yolculuk epey uzun sürmüştür ve yusuf kemal tengirşenk bey'de rıza nur'u bu yolculuk esnasında epey bir gözleme ve onun hakkında fikir sahibi olup beyan etme hakkına sahip olmuştur.
o yüzden yusuf kemal bey'in anlatılarını sahih kaynak olarak kabul edebiliriz.

eşcinsellik mevzusuna gelecek olursak.
dr rıza nur'un delikanlılık yıllarında tacize-tecavüze uğradığı yine kendi beyanıdır efendim.
rıza nur "anadolu notları" adlı yazılarında da eşcinselliğine birkaç defa değinir.

zaten rıza nur'un şizofren olmasının sebebi de işte bu fiili livata olayına maruz kalmasıdır.

yukarıda bahsi geçen tiflis-moskova tren yolculuğu esnasında yusuf kemal bey, rıza nur'u genç bir rus delikanlısı ile birkaç kez samimi ve uygunsuz halde gördüğünü de anlatmıştır.

ne yazık ki dr rıza nur kendi eşcinselliği ve şizorenliğini harmanlayarak, kendi sapkın fantazilerini başkalarına çamur atmakta bir beis görmemiştir.
(bkz: rıza nur a tecavüz eden kaloriferci/#32128771)