bugün

yıllardır kanayan yaramızdır. doğu türkistan'daki uygur türkleri'nin yıllardan beri çektiği eziyetler; burada, eziliyoruz yeeaa faşizm yeaaa diye zırlayan kekolardan daha az konuşuluyor. türk bayraklı tişört giymenin, türkçe konuşmanın dahi yasak olduğu bölgede kandaşlarımız hayat mücadelesi veriyorlar. devletin ve toplumun duyarsızlığı ise her şeyi özetliyor. aynı şeyleri burada türk devleti yapsa gider ağlama duvarında yatarlar amına koduğumun çocukları.

görsel (bkz: çin de türk bayraklı tişört giymek)
görsel

türkiye'de ota boka faşizm diyen pkk yamakları iyi baksın.
türkiye'nin gerçekten müdahale edebildiği gücü olduğunda büyük devlet olduğunun anlaşılacağı zulümdür. ortadoğuda bir iki laf ederek bölgesel güç olduk demek kolay... gerçekten güç olsaydık orta asyayla entegrasyon sağlayıp çine "dur bakalım! soydaşlarımıza zulmedemezsin" diyebilirdik. bu ülkede popülizm o kadar yaygın ki, maalesef insanlar gerçekleri göremiyor.
nedense gerek iktidarıyla gerek halkıyla filistin,suriye,somali gibi yerlerdeki hadiselere gösterilen reaksiyon uzakdoğudaki türklere gösterilmemektedir.ikiyüzlülüğünüz batsın emi.
gazze'de ki suriye'de ki araplara verilen önemin dikkatin onda birinin gösterilmediği sessiz kalınan zulümdür.
http://www.dunyabulteni.n...aber&ArticleID=257166
(bkz: türk e kalkan eller kırılsın)
acımızdır. filistin tişörtü giyip gezenlerin kaçı biliyor acaba urumçiyi. allah yardımcıları olsun. çakma hümanistlerin bilmediği zulümdür.
(bkz: doğu türkistan da çatışma)
ergenekoncuların tam destek verdiği zulümdür.
geçen banu avar abla'yı dinledim de,
doğu türkistanlıları daha çok ezmediği için kızıyor çinlilere...

ergenekoncu arkadaşlar, sizin tarih bilincinize attırayım ben!
herkesin içinin yandığı ama sesinin çıkmadığı bir durum. acımızdır.
--spoiler--
Rabia Kadir Türkiye’yi Uyardı

Uygur Türklerinin sembol isimlerinden Rabia Kadir Fransa’da konuştu: Türkiye’ye yoğun Çinli göçü var, Doğu Türkistan’a da böyle gelmişlerdi.

Uygur Türklerinin sembol isimleri arasında yer alan ve Doğu Türkistan’daki Türklerin uluslararası alanda hak arayışını başlatan Rabia Kadir, “6′ncı Dünya Uygur Kadınlar Konferansı” için Paris’e geldi.

Paris’te Türk basın mensuplarıyla biraraya gelen Kadir, Dünya Uygur Kadınlar Konferansı’nın yanı sıra Fransa’da “Birinci Uygur Kadınlar Kurultayı”nı da toplayacaklarını söyledi.

“Çin’in her alanda dünyada gücünü hissettirdiği ve Doğu Türkistan’daki halka her türlü kanunsuzluğu yaptığı bir dönemde bu konferansı düzenlediklerini” söyleyen Kadir, Çin’in bu konferansın yapılmaması için Fransa’ya anti-demokratik bir şekilde baskı yaptığını ileri sürdü.

Konferansın, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın 25 Nisan’da Fransa-Çin ticari ilişkilerinin 50′nci yılı nedeniyle Pekin’e yapacağı ziyarete denk geldiğini anımsatan Kadir, Hollande’ın Doğu Türkistan konusunu gündeme getirmesini beklediklerini söyledi.

Konuşurken zaman zaman duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Kadir, Çin’in Doğu Türkistan;ı polis, asker ve infaz yetkisi olan özel birliklerle yönettiğini, hapishanelere gönderilen 40 bin kişinin hayatlarından endişe ettiklerini söyledi. Ülkedeki 18-25 yaş arası Uygurlu kızları Çin’in, iç bölgelere sürgüne gönderdiğini ve fuhuşa zorladığını iddia eden Kadir, bu uygulamalara karşı dünya kamuoyunun sessiz kalmasının Çin yönetiminin anti-demokratik uygulamalarına cesaret verdiğini savundu.

-Sadece kendi haklarımızı istiyoruz-

Bölgede “Uygur Ana” olarak da bilinen Rabia Kadir, Çin yönetiminin Uygur hareketini “radikal islamcı terörist” veya “PanTürkist” olarak göstermeye çalıştığını ileri sürerek, “Biz hiçbiri değiliz. Biz sadece kendi haklarımızı istiyoruz” diye konuştu.

Kadın konferansında Doğu Türkistan’da kadınların yaşadığı zulmü dünyaya anlatma fırsatı bulacaklarını ifade eden Kadir, “Dünyadaki anneleri Doğu Türkistan kadınlarına destek vermeye çağırıyorum” dedi. Kadir, dünyada kadın idam eden tek ülkenin Çin olduğunu söyledi.

Son dönemde Türkiye’ye yoğun Çinli göçü olduğunu savunan Kadir şöyle konuştu:

“Son dönemde Türkiye’ye yoğun bir Çinli göçü var. Çinliler, Doğu Türkistan’a da böyle gelmişlerdi. Başlarda hepsi çok nazik ve yardım severdi. Çinli nüfusu artınca saldırıya geçtiler. Türkiye buna dikkat etmeli.”

Türkçesinin yeterli olmaması nedeniyle özür dileyen Kadir, 6 ay boyunca Türk dizilerini izleyip Türkçesini geliştireceğini ve bir sonraki buluşmada tercümana ihtiyaç duymayacağını söyledi.

Kaynak: Sancak Haber

--spoiler--
http://www.facebook.com/D...KanAgliyor.Haberin.Var.Mi
mevzuyla alakalı bir facebook sayfası da varmış.
görsel
devleti olmayan türklerin rahatları yerindeyse herhangi bir girişimde bulunulmasını istememek lazım çünkü can kaybı olur, huzurları kaçar; ammaa huzur yok ve zaten can kaybı oluyorsa ilgililerin gözlerini, teçhizatlarını ve para kaynaklarını oraya çevirmeleri gerekir.
(bkz: türkiye de türkiye zulmü)

oldu mu ? bence gayet güzel oldu.
Çin, Uygur öğrencilerin oruç tutmasını yasakladı!

Çin yönetimi, Doğu Türkistan'da 18 yaşın altındaki öğrencilerin Ramazan orucu tutmasını yasakladı!

Dünyadaki milyonlarca Müslümanın aksine, Doğu Türkistan'daki Müslüman öğrenciler Ramazan ayında oruç tutamayacaklar. Zira yaz tatilleri için Çin'in kuzeybatısındaki ailelerinin yanına dönen Uygur öğrencilerin Ramazan orucu tutmaları Çin yönetimi tarafından yasaklandı.

isveç merkezli Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit, Çinli yetkililerin, çocuklarının oruç tutmayacaklarına dair Uygur ailelerden yazılı garanti aldığını açıkladı. Çin'in akıllara zarar uygulamasına göre ailelerinin yanına dönen 18 yaşından küçük öğrencilerin oruç tutması ve dini faaliyetlere katılması yasaklandı.

YASAĞA UYMAYANLARA, UYMAYANLARI iSPiYONLAMAYANLARA CEZA

Öte yandan yasağa uymayı kabul etmeyen öğrencilere ceza veriliyor. Çin yönetimi, Uygur öğrencilerin yasağa uymalarını sağlamak için, ancak askeriye uygulamalarında görülen ''toplu sorumluluk'' esasına dayanan disipline göre çalışan gruplar kurdu. Şöyle ki 10 kişiden oluşan bu gruplarda eğer oruç tutan olursa diğerleri de ceza yiyor. Çin yönetimi buna ''10'lu garanti sistemi'' adını veriyor.

Çin'in akıllara zarar uygulamalarından biri de Müslüman öğrencilerin cep telefonları ve bilgisayarlarına Ramazan ayı öncesinde el koyarak bu cihazlarda (kim bilir ne bulmak için) ''araştırma'' yapmak...

işin ilginci ise bütün bu uygulamalar güya 1955'ten beri özerk olan Doğu Türkistan'da yapılıyor...

Özerk (!) Doğu Türkistan'da 1940'larda yüzde 5 olan Han Çinlilerinin nüfusu günümüzde yüzde 40'lara ulaşmış durumda...

Doğu Türkistan ayrıca çok zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip...

''ÇiN DOĞU TÜRKiSTAN'I ÜÇE BÖLMEK iSTiYOR''

Diğer yandan Çin'in Doğu Türkistan'daki zulmünden kaçarak isveç'e sığınan Uygur Türkleri, isveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen toplantıda, ülkelerinde yaşanan baskıya ilişkin tepkilerini dile getirdi.

Dünya Uygur Kongresi'nin Türkçe yayın yapan sitesinde yer alan habere göre, isveç meclisinde düzenlenen seminerde, Hacettepe Üniversitesi öğretim görevlisi ve Uygur kökenli Doç. Dr. Erkin Ekrem, kendisinin de bir dönem yaşadığı "Doğu Türkistan" bölgesindeki Çin politikaları hakkında bilgi verdi. "Doğu Türkistan meselesi"ni, akademik çalışmalarla destekleyerek açıklayan Ekrem, bölgede yıllardır süren baskının nedenlerini anlattı.

"Çin'in hedefinin Doğu Türkistan'ı 3 bölgeye ayırarak direniş etkisini kırmak" olduğunu söyleyen Ekrem, "Böylece mücadele edeceği Uygur nüfusu da azalacak. Böylece azınlık statüsü de Uygurların elinden alınmış olacak. Asimile olmaları daha da hızlanacak" değerlendirmesini yaptı.

Doğu Türkistan'ın stratejik öneme sahip bir bölge olduğuna işaret eden Ekrem, bölgenin Çin için Batı'ya açılan kapı anlamına geldiğini belirtti. Ekrem, "Ayrıca Doğu Türkistan topraklarında, enerji ve madencilik açısından değerli ve zengin kaynaklar bulunuyor. Çin bu değerlere de sahip olmak istiyor" şeklinde konuştu.

Gürsel Aksoy - Dünya Bülteni / Haber Merkezi
· ·
görsel
Bütün Afrika'ya sahip çıkan,
elin isyancı, özgürlükten ziyade emperyalizm yanlısı yabani libyalılarına uçakla, bavul bavul para gönderen,
suriye'de benzersiz katliamlar yapan vahşi ötesi, amerikan yanlısı muhaliflere silah gönderen hükümetin görmezden bilmezden gelmekte büyük başarılar gösterdiği türklerdir.
--spoiler--
Doğu Türkistan'da çatışma: 27 ölü

Doğu Türkistan Bölgesi'nde sabah saatlerinde meydana gelen çatışmada 27 kişi hayatını kaybetti.

Çin'in Doğu Türkistan Bölgesi'nde sabah saatlerinde meydana gelen çatışmada 27 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'nın haberine göre, çatışmaların Turfan bölgesine bağlı Şanşan ilçesi, Lukçün nahiyesinde meydana geldiği kaydedildi.

Çin Komünist Partisinin Sincan bölgesel komitesi yetkilileri, bıçaklı kişilerin bir karakol, yerel yönetim binası ve inşaat alanına saldırdığını öne sürdü.

iddialara göre saldırıda aralarında polis ve sivillerin de bulunduğu 17 kişinin öldüğü, ardından olaya müdahale eden polisin ateş açması sonucu 10 kişinin daha hayatını kaybettiği savunuldu.

Polisin olay yerinde üç kişiyi yakaladığı ve diğerlerini takip ettiği belirtilirken, olaya karışanların sayısı hakkında bilgi verilmedi.

Yoğun olarak Müslüman Türklerin yaşadığı bölgede son dönemde artan tansiyon nedeniyle bu tür saldırılar sıklıkla görülüyor. Son olarak nisan ayında yaşanan çatışmalarda onlarca kişi yaşamını yitirmişti.

2009'DA 200 KiŞi ÖLDÜ

2009 yılında Urumçi'de Han Çinlileri ile Uygur Türkleri arasında meydana gelen çatışmalarda 200'e yakın kişi yaşamını yitirmişti. Geçtiğimiz Nisan ayında Kaşgar kentinde meydana gelen çatışmalarda da 21 kişi öldürülmüştü.

9 MiLYON UYGUR YAŞIYOR

Çin’in kuzeybatısında bulunan Doğu Türkistan Bölgesi'nde yaklaşık 9 milyon Müslüman Uygur Türk yaşıyor. Uygur Türkleri, Han Çinlilerinden baskı gördüklerini ve kültürlerinin marjinalleştirildiğini belirtiyor.

timeturk.com

--spoiler--

görsel

orospu çocuğusunuz.. net
--spoiler--
Çin polisi şikayete gelen Uygurlara saldırdı

Doğu Türkistan'ın Lemçin şehrindeki olayların toprakları zorla ellerinden alındığı için karakola şikayete gelen halka Çin polisinin saldırması ile başladığı ortaya çıktı

Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi'de beş yıl önce düzenlenen katliamının beşinci yıldönümü yaklaşırken, Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan'da katliam, şiddet ve baskılarını arttırarak sürdürüyor. Bölgenin Lemçin şehrinde Çin'in topraklarına el koyup Çinlilere vermesine karşı çıkan köylülerin karakola şikayet etmesi üzerine polis gruba karşı şiddet kullandı.

Çin'de dün resmi Şinhua ajansı ile Sina internet sitesi kesici aletlerle silahlanan bir grubun Lemçin Polis Merkezini bastığı 9'u polis ve 8'i Çinli Sosyal işçi (Silahlı Çinli Milis) toplam 17 kişinin öldüğünü iddia etmişti. Ajans, saldırganlardan 10 kişinin öldürüldüğünü, üç kişinin ise sağ yakalandığını açıklamıştı.

Olay mahallinden ulaşılan bilgilere göre ise, olaylarda Çin yönetiminin iddia ettiği gibi ölü sayısının 27 değil çok daha fazla olduğu, içlerinde yaşlı kadın ve çocukların bulunduğu yüzlerce kişinin ise yaralandığı, Lemçin Hastanesinde yer bulamayan yaralıların bölgedeki diğer hastanelere sevk edildiği bildiriliyor.

Çin işgal yönetimi yıllardan beri Doğu Türkistan'da Uygur Çiftçilerin topraklarına zorla el koyuyor ve destek ve teşviklerle ülkeye getirdiği Çinli göçmenlere bu toprakları tahsis ederek yerleşmelerini sağlıyor. Lemçin'deki olayların da topraklarını kaptırmak istemeyen Doğu Türkistanlı Müslüman Türklerin protesto gösterisi düzenlemesi üzerine gerçekleştiği ve polisin eylemcilere şiddet kullandığı belirtiliyor. Geçtiğimiz ay da topraklarını Çinlilere kaptırmamak için Gulca bölgesinde yaşayan çiftçiler tarlalarında kulübeler yaparak sürekli nöbet tutmaya başlamışlardı.

Dünkü olayda topraklarına el konulan çiftçiler mahalli yöneticilere şikayette bulunmuş ise de, sonuç alamamıştı. Bunun üzerine bölge halkı, Urumçi ve Pekin'e giderek başta Çin Ulusal Halk Kurultayı ve yargı organlarına başvurmuş ancak, sorunu mahalli makamlar nezdinde çözmeleri söylenerek polis nezaretinde memleketlerine zorla geri gönderilmişti. Toprakları zorla ellerinden alınan ve geri alma başvurularından hiçbir sonuç alamayan Turfan Vilayeti Piçan ilçesi Lemçin Gungşe (Kasabası) halkından bir grup 26 Haziran Salı günü sabah namazından sonra topluca Lemçin Kenti Polis Merkezine giderek ellerinden alınan ve Çinli göçmenlere verilen topraklarının kendilerine iade etmelerini istedi. Çıkan tartışma daha sonra çatışmaya dönüştü. Çatışmalarda onlarca kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı, polis merkezinin ateşe verildiği bilgisine ulaşıldı. Ayrıca, bölgenin Çin askerlerince kuşatıldığı, sıkı yönetim ilan edildiği, giriş çıkışların yasaklandığı, bölgeye Çin'den çok sayıda askeri birlik sevk edildiği bildiriliyor.

ABD'de yönetim karşıtı Çin muhalefetinin internet siteleri ile Çin'den yayın yapan bağımsız siteler de olayları isyan olarak nitelendiriyor.

RABiA KADiR: ÇiN'iN ASiMiLASYON POLiTiKASININ BiR SONUCU

Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı ve Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk ile birlikte bölgeyle temas halinde olduklarını belirterek olayların Çin'in baskıcı asimilasyon politikaları ve nüfus transferleri nedeniyle meydana geldiğini söyledi.

Kazak Türklerinin yoğun olduğu Altay ve Çöçek vilayetleri dışında Doğu Türkistan'ın tüm vilayetlerinde Uygur Türklerinin toprakları, işyerleri ve evleri çeşitli bahanelerle ellerinden alındığını söyleyen Rabia Kadir, şöyle konuştu:

"Bu güne kadar Çin hükümeti, 6 milyon Çinliyi bölgeye getirip Doğu Türkistan köylülerinin arazilerine yerleştirdi. Uygur Türklerine inanç hürriyeti ve kendi kültürlerini yaşamalarına imkan tanınmıyor. Bu eylemleri şiddetle kınıyor, hayatını kaybedenlere, bütün kardeşlerimize Allah'tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyoruz."
--spoiler--

Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamid Göktürk
Dünya Bülteni - Haber Merkezi
(bkz: cindeki turk piramitleri) bu işlerde bir seyler var.
o kadar uzağa gitme burnunun ucundaki zulmü gör.
komünist veletlerin yaptığı soykırımdır. Atsız Ata'nın önemini bizlere kavratandır. Tao'nun piçleri!!
Dünyanın her köşesinde bulunan türkleri bir birlik olarak toplasan selahaddin eyyubi ordusu kadar olabilecek türklerin nedense hep amerika ve sair kuyu kazan ülkelerle müttefik olma gayretleri yüzünden ihmal ettiği kendi ırkına yapılmış bir asimilasyondur. Mete han 40 kişi ile giderdi bu orospu çocuğu çekik gözlülerin sarayını basmaya. Şimdi amerika'dan teskere çıkmadan bir iş yapılmıyor. Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyen bir yavşakla bu işler olmaz zaten. Bugün başbakan olsam oradaki bir kardeşim zarar görmesin diye kalkar ziyarete giderdim. Bizim başbakan şov peşinde olduğu için oranın yolunu dahi bilmez. Tanrı türk'ü korusun ve yüceltsin, amin.
suriye deyip kısaca özgürlüklerden bahsedenlerin uzak kaldığı zulüm.

ha orası çin burası i-çin değil mi. pardon !!
güncel Önemli Başlıklar