bugün

https://www.youtube.com/watch?v=4UOlvSMgyko

Zülfü Zivaneli'nin çok güzel, anlamlı bir şiiri.

bozkırda bir kasabadan geçerken
tozlu yolda iki sıralı kahveler
öyle sakin kıpırtısız
otobüsü süzerler
doğdukları yerde ölenler
sıcak öğle sonları, kan uykularda
serinliği dipsiz kuyuların
soğutulmuş testilerde sızıntı
güneş birden devrilir gider
ve geceleri titrer fenerler
hiç şikayet etmezler
doğdukları yerde ölenler
dağ başında bir köyde
kar altında dal gibi bir kız
munzur dağı gibi köye yazgılı
çeşme başındaki gülüşmeler
dünya onlar için dönmez
bilmezler yol yorgunluğunu
sesleri yankı bulur
hep aynı kayadan, aynı saat diliminden
düşlerinde çin ü maçin'e giderler
doğdukları yerde ölenler.

Bu çağdan önce neredeyse dünya nüfusunun %90 ı. insan düşününce ne kadar şanslı olduğunu anlıyor. Bütün dünyası 3 5 evlik köy kasabadan başka bir yer olmayacak kişiler. Bütün tanıdığı bir kaç kişi.
Köyden de uzakta yalnız iki ev. Sabah güneşle uyanıp inek sağılır. Çay kaynarken soba yakılır bir yandan. Küçük hayatlar ve küçük dertler vardır. Dam akar, bahçeyi don vurur, yağmur az olursa ekinler verim vermez.

Soba başında otururken geceleri çay ve şeker varsa, en azından trt yi çekiyorsa televizyon, tabakta kuru dut, kayısı çekirdeği varsa...

Belki de kötü değildir doğduğun yerde ölmek.
Yerli yerinde yaşamışlardır.