bugün

(bkz: yönlendirme esnasında yaşanan gerilim)
1 lira uzatılır ve gözle takip edilir, şoför parayı alıp kutusuna fırlatır ardından üç beş bozukluk alır ve arkaya eliyle tutar. evet işte bu sizin paranız olmalı fakat size dönüş yolunda kaybolan para içinize dert olmuştur. sürekli sakin bir an beklersiniz kaptandan para üstünü istemek için. araç yeterince boşaldıktan sonra o an gelmiştir:

-kaptan x liranın üstü gelmedi

kaptandan ses yok* sanırım sinirlenmeye başladı eyvahlar olsun. kabuğunuza çekilirsiniz ve inmenize kısa bir süre kala müthiş bir özgüven gelir; neden hakkını aramayasın ki; ayağa kalkarsınız ve nispeten daha yüksek bir ses tonuyla:

-kaptan x liranın üstü gelmedi

+kardeşimm gönderdimmm

-eyvallah kaptan. müsayid bir yer lütfen... hayırlı işler kaptan öptüm.
'ben vazifemi yapıp hizmetin karşılığında ücretini yolluyorum ama sen paranın üstünü yollamayacak kadar ya dalgınsın ya da çakalsın' gerginliğidir esasında.

(bkz: isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara)
Eğer verilen para 100 ytl ise sonu karakolda bitecebilecek eylem.
dolmuscu abilerin dikiz aynasindan bakarak " para ustu alamayan var mi? " diye sormalarina da sahit oluruz. bu aslinda yolculara " parasini vermeyen birisi var " ihbarindan baska bisey degildir. dolmuscudan gozunu kaciran olagan supelidir. kendinden emin yolcular gozlerini kisarak bakisi devam ettirler. zaten onlar icin bir sorun yoktur. musait her yer paris'tir..
zallın red dergi röportajında görüp, metroda kendi kendime gülmemi sağlayan, deli damgası yememe neden olan olay. para üstü alma isteğiyle, dolmuşçu hakkı ustaya bulaşmama arasındaki zor seçimi ifade eden sorunsal.
bursa'da pek rastlanılmayan gerginlik. Hatta birçok dolmuş şoförünün efendim'li cümleler kurduğu da tespit edilmiştir ki, para üstünü istediğiniz bir şoför kesinlikle gerginliğe mahal vermeyecek paranızın üstünü derhal iade edecektir.