bugün

Dolmabahçe buluşmasında Tayyip Erdoğan, ABD tarafından hazırlanan "şantaj dosyalarını" Yaşar Büyükanıt'ın önüne koydu...

5 Mayıs 2007'de, Ankara'daki Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson'un Washington'a gönderdiği "acil" ve "gizli" kodlu kriptoda ise "Tayyip Erdoğan ile Orgeneral Yaşar Büyükanıt anlaştı. Operasyon başlayabilir..." ifadesi yer aldı.

ABD Büyükelçisi Wilson, Dolmabahçe buluşmasının akşamında Washington'a "acil" kodlu bir kripto geçti...

5 Mayıs 2007 tarihi, yakın siyasi tarihimizin dönüm nnoktalarından biri. Kamuoyu, bu tarihin neden önemli olduğunun sadece bir yönünü biliyor. Bilinen ve bu yüzdden çok konuşulan husus şöyle:

O gün Başbakan tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, istanbul'da Dolmabahçe Saryı'nda buluştu. Konu, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 27 Nisan tarihinde yayınlanan 'elektronik muhtıra' ile ortaya çıkan hükümet-asker gerilimi. internet sitesinde yayınlandığı için 'e-muhtıra2 diye bilinen bildiride, Genelkurmay, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesine isim vermeden net bir şekilde karşı çıkıyordu.

Dolmabahçe buluşmasında Tayyip Erdoğan, ABD tarafından hazırlanan "şantaj dosyalarını" Yaşar Büyükanıt'ın önüne koydu. Dosyalarda, Yaşar Büyükanıt'ı da şahsen suçlayan "yolsuzluk", "siyasi müdahale", ve "özel hayata ilişkin" iddialar vardı. (Başka komutanlar da suçlanıyordu).

ABD Büyükelçis'nin Kriptosu

Dünkü haberimizde Yaşar Büyükanıt'ın önüne konulan şantaj dosyalarını başlıklar halinde yazdık. Bugün ise, Dolmabahçe'den hemen sonra, 5 Mayıs 2007'de, Ankara'daki Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson'dan Washington'a gönderilen çok önemli bir kriptoyu halkımıza sunacağız. "Acil" ve "gizli" kodlu kriptonun özeti şöyle:

"Tayyip Erdoğan ile Orgeneral Yaşar Büyükanıt anlaştı. Operasyon başlayabilir. 27 Nisan 2007 tarihindeki muhtıradan sonra (5 Mayıs 2007) istanbul Dolmabahçe Sarayı'nda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ofisinde gerçekleşen gergin ve endişeli görüşme, restleşmeden sonra uzlaşma ile sonuçlandı. iki taraf eteklerindeki taşları döktü. Başbakan Tayyip Erdoğan elindeki dosyayı ortaya sürdü. Bu veriler CD'den oluşuyordu. Tayyip Erdoğan konuşmasını bitirdi ve sözü Yaşar Büykanıt'a verdi. Orgeneral Büyükanıt, ilk hamleyi kaybeden kişi olarak konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu özelliğinden faydalanılırsa, Amerikan çıkarlarının devamı çok kolay oalcaktır. Bu fırsat elimizde bulunmaktadır. diğer ayrıntılara ait değerlendirmelerin oluşum ve gelişmelerini incelemek gerekmektedir."

Kripto Neler Söylüyor?

ABD Büyükelçisi'nin kriptosundan neler öğreniyoruz:

1- Tayyip Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt arasındaki Dolmabahçe buluşması gergin başlıyor.

2-iki taraf da görüşmelere dosyalarla gelmiştir. Büyükanıt'ıne linde "bölücülük" ve "irtica" konusunda önemli dosyalar vardır.

3-Ancak Erdoğan, Büyükanıt'a fazla konuşma fırsatı vermiyor. ABD'nin hazırlayı verdiği şantaj dosyalarını masaya sürüyor.

4-Elbette bunun ardından Büyükanıt da konuşuyor. Ancak ABD Büyükelçisi kriptosunda, Büyükanıt'ın "ilk hamleyi kaybeden kişi olarak konuştuğunu" vurguluyor.

5-"Anlaşma" ile rahatlayan Büyükelçi, Washington'a işaretini veriyor: "Operasyon başlayabilir"

6-Başlaması istenen operasyon nedir? Bunu da sonraki gelişmelerden öğreniyoruz. 5 Mayıs'ıizleyen günlerde Emniyet'e Trabzon kaynaklı bir ihbar mektubu gönderiliyor. istanbul Ümraniye'deki bir adreste el bombaları olduğu bildiriliyor. 12 Haziran'da bu bombalar güya bulunuyor. Böylece Türkiye'nin Cumhuriyet olarak tasfiyesini hedefleyen "Ergenekon" tutuklamaları ve davaları süreci başlıyor.

Aydınlık, 3 gündür içeriği sır gibi saklanan Dolmabahçe görüşmesinin öncesini ve sonrasını yayımlıyor. 3 günlük yayınlar bir gerçeği bütün yalınlığıyla ortaya koydu:

1- ABD, 1 Mart 29003 Irak tezkeresinin TBMM'de reddedilmesini TSK'nın tavrına bağladı. Bu yüzden TSK'yı milli ordu olareak tasfiye kararı aldı. Direnme eğilimindeki komutanlar hakkındaki dosyaların işleme konulması kararlaştırıldı.

2- Bu çerçevede, 22 MArt 2003'te ABD Büyükelçisi, Washington'a gönderdiği kriptoda, "Büyükanıt hakkındaki belgelerin Erdoğan'a ulaştırılmasının onayı gerekmektedir" diye Washington'dan izin istedi. Washington bu talebi onayladı.

3- Tayyip Erdoğan da bunları ve ve daha sonra verilen şantaj dosyalarını 27 Nisan 2007 elektronik muhtırasının ardından yapılan 5 Mayıs Dolmabahçe görüşmesinde Yaşar Büyükanıt'ın önüne koydu.

4-Böylece Ergenekon tutuklamaları ve davalar süreci başlatıldı.

5-Net bir şekilde görülüyor ki Cumhuriyet'i tasfiye etmek, bu amaçla TSK'yı ve milli güçleri etkisizleştirme operasyonları doğrudan bir ABD planıdır. Sürecin her aşamasında ABD'nin eli vardır. Planlamayı, zamanlamayı ve yönlendirmeyi ABD yapmaktadır. Yani baazı çevrelerin zannettiği gibi, 3-5 AKP'li ve Fethullahçı'nın planladığı bir süreç değil bu. Senaryoyu yazan da, yöneten de ABD'dir. AKP ve Gülen hareketi ancak uygulayıcıdır.

Kriptodan Sonra ilk Operasyon Ümraniye'de

Amerikan'nın Ankara Büyükelçisi'nin 5 Mayıs 2007 tarihli "operasyon başlayabilir" kriptosundan sonra Ergenekon süreci başlatıldı. Sürecin ilk adımı da istanbul Ümraniye'de bir evin çatı katında bulunduğu ileri sürülen 27 adet el bombası ile atıldı.Dava tutanaklarına göre 12 Haziran 2007 günü saat 12.55'de Trabzon Jandarma Komutanlığı'na kimliği belirsiz bir kişi telefonla bir ihbarda bulundau. Ümraniye'de bir gecekondunun çatı arasında bir sandık dolusu bomba vardı. Tutanaklara göre istanbul Terörle Mücadele polis timi, aynı tarihte verilen adrese gitti ve bir cephane sandığı içinde sözü edilen bombaları "buldu"! Bir tutanakla durum tespit edildi.

Ancak ne hikmetse, istanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri inceleme ve Kimlik Tespiti Şube Müdürlüğü'nün çektiği görüntüler, gerçeğin hiç de öyle olmadığını gösterdi. Mahkeme aşamasında olayın video görüntüleri incelendi. Zaptın "olay" yerinde değil, karakolda tutulduğunu gösteriyordu. Üstelik, Ümraniye karakolunda yapılan görüntü ve ses kayıtları, polisler arasındaki ilginç konuşmaları da ortaya çıkardı. Daha soruşturma yeni başlamış ve kimsenin ifadesi alınmamışken, polislerin aralarındaki konuşmalarda, bundan sonraki bütün süreci biliyormuşçasına şöyle ifadeler kullandıkları dikkat çekti:

Bir polis:

"Genelkurmay falan var bunun altında..."

Diğer bir polisin, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt için "O..... çocuğu" dediği görüldü.

Bir polis şefi, "Soruşturma Ergenekon olduğu zaman s.kerim hakimi, savcıyı" deme cüretini dahi gösterdi. Oysa soruşturma savcısı Zekeriya Öz, iddia edilen örgütün "Ergenekon" olduğunu ilk kez 21 Ocak 2008'de açıklamıştı.
Aydınlık gazetesi mutabakayı yine aydınlatmıştır.
Terörle mücadelede AKP ve Erdoğan'a asla güvenilemeyeceğinin ispatı.

Bugün milliyetçilik taslayan Erdoğan'ın yaptıklarını unutmadık. Koyunları bilmez bile ama ben unutmadım.
Dava acilirsa birilerini ipe dizecek olay.

"Haberim yoktu" falan kurtarmaz, "kandirildik" hic kurtarmaz.
hala tam olarak bilinmeyen olay.
erdoğan önce haberim var sonrasında kimse haber vermedi diyerek her zamanki gibi çarketmişti. tıpkı ne tek dil dedim ne tek din dedim açıklaması gibi.
ceehaape ile hdpkk arasinda yapildi. ona göre oy atin.
Tam iş bitecekken ne oldu da erdoğan ben kendim hazırladığım mutabakatı tanımıyorum dedi.

Hep merak ettiğimdir
Sorarsan hdp ile dirsek teması olanlar pkkdan medet umuyor dersiniz.

Chp ve hdpkk arasında geçen mutabakattır.
Görsel ile destekleyelim
görsel
hdp müttefiklerini mutlu edecek olan mutabakattır.

sahi üç büyük şehrin hdp adayı kimdi?

ne demek adayı yoktu chpye verdiler?
arşiv unutmaz.