bugün

277 dönem de bizzat yaşadığımız bir olaydır. adam dört ay azmetti, derslerini çalıştı, pentatlon da, güç engelleri nde canavar gibi performans gösterdi, dönem sonunda birinci oldu. ilk 12 kişinin dilediği yeri seçme hakkı vardı. bu arkadaş gözünü kırpmadan batman jandarma-komandoyu istedi.

tümgeneral in gözyaşlarına hakim olamayarak ağlaması ve bu asteğmen i bağrına basması hala gözümün önündedir.
gözlerinden öpülesi vatan evladıdır
(bkz: vatansever) *
Bu ülke için her daim ümitvar olunması gerektiğinin kanıtıdır. Gerçekten saygıyı hakedendir. Bin ruhum olsa feda etmeye hazır olduğumdur.
(bkz: herşeye rağmen türkiye den ümidi kesmeme nedenleri)
herkesten alacağı olan insandır.
herkese verdiği bir dersi olan insandır.
aslan dedem benim, helal olsun...anı dönem olsaydıkta komutanım olsaydı keşke...inşallah, allah sağ salim evine dönmesini nasip etmiştir. öyle evlat yetiştiren ananın, babanın da ayrıca ellerinden öperim.
şehit olmak için dua eden vatan evladıdır.
vatan sevgisi en üst seviyede olan, şehitlik mertebesinin yüceliğini bilen ve inandığı değerler uğruna canını feda edebilecek vatan evladıdır. bu ülkenin devamlılığını bu insanlar sağlayacaktır. hepsi tek tek övünç kaynaklarımızdır. * *
takdir edilecek insandır.
ama , yurtseverliğin tek ölçüsü bu değildir. pekala faşist ruhlu bir insan da olabilir.
üniversite mezunu biri olarak ülkeye yararlı bir hizmet yaparak da kahraman olabilir insan. karıştırmamak lazım...
sadece "zavallı" diyebileceğim insan. örnekleri vardır, doğuya gitmek isteyen erler de vardır. bir insan düşünün ki kaybedecek hiçbir şeyi yok, o kadar yok ki ne olduğu bir belirsiz bir savaşın içine gönüllü girip kahraman olmak istiyor. ailesi tarafından, okulda öğretmeni, işyerinde patronu tarafından birey muamelesi bile görmeyen adam ilk defa varlığını ortaya koymak, kendini göstermek istiyor. oysa kaybedecek bir kariyeri, sevgilisi, güzel bir hayatı olan bırakın doğuya gitmek istemeyi "vicdani ret" der. vatan kurtarmaya gidilmiyor çünkü.

buna rağmen, göz göre göre bu gönüllüler kahraman ilan edilip pohpohlanıyor ya... ben "yazık" diyebiliyorum sadece.
Vatanı uğruna zor şartlar altında askerlik yapmaya razı olan asteğmendir.

Terör melanetini kimlerin başımıza musallat ettiği, kimlerin bundan nemalandığı, kimler tarafından bitirilmek istenmediği, pkk'nın ardında yatan küresel gerçekleri sağır sultan bilem duymuştur artık.

Oralarda oynanan bir tiyatro oyunudur, göz boyamadır. Asıl düşman dağdaki salak terörist değildir.

Herkesin köpüreceğini adım gibi biliyorum ama köpürenler sırılsıklam salaksa ben napayım?

ekstra tanım olarak da :
(bkz: bildiğin keriz)
bazılarının kıçını tekmeleyerek bu vatandan atmayı hak eden kişidir. ha bide arkasından atıp tutanlar bunu onun yüzünede söyleyebilse.

(bkz: bildiğin ahmak)
bir anlamda mustafa kemal'dir.

ulu önder de bir grup gönüllü arkadaşıyla savunmak üzere trablusgarp'a gidip, bir avuç askerle yerel halkı örgütleyip savunma hattı kurmamış mıdır?

burada bahsedilen bir asteğmen; kaybedecek birşeyi olmayan ilkokul mezunu bir er değil. bilakis sivil yaşamda asker ocağında bir arada olduğu kişilerden daha yüksek düzeyde bir yaşam standardına sahip olması daha olası bir üniversite mezunudur.

zavallı ilan ederek avunanlar da gün gelip böylelerine muhtaç kaldıklarında, gözyaşlarından sırılsıklam iken yazdıklarını gözden geçirirler artık.

edit: trablusgarp'la doğuda olanları farklı şeyler zanneden bilgisayar komandolarınca trablusgarp'ın da doğunun da iyi analiz edilmesi gerekmektedir. farklılık neymiş, anlatılsın da bilelim. atatürk mü boş iş yapmıştı trablusgarp'ı korumak için harekete geçmekle, doğudaki vatan toprağında görev yapmak isteyen asteğmen mi yapıyor?

ikinci edit: ortada ülkesi için canını vereceğini iddia eden birisi yok. efendi gibi yedek subay okulunda üstün başarı göstermiş bir üniversite mezununun en ağır koşullara sahip bir askeri birimde görev alma isteğini dile getirmesi var. herkesi kendileri gibi zannedenler, bir ara olayları da iyi analiz etmeliler.

üçüncü edit: savaş, yalnızca düşmanla silahlı çatışma, vesaire ile yapılmaz. güvenliği sağlamak, sivillerin çatışmasını önlemek, karşılığında onurlu ve uygar bir yaşam standardı sunmaya çalışmak da bir nevi savaşımdır. cehaletle mücadele etmek de bir savaştır. yedek subaylar fiili çatışma dışında doğuda ihtiyaç duyulan köy okullarında, becerileri oranında eğitim de vermektedirler. burada üzerinde durulması gereken, tekrarlarsak, ölmek ve öldürmek üzerine değil, yaşatmak, koşulları zor olsa da kendisine verilecek görevi layıkiyle yerine getirme azmidir.

tansu çiller zamanında parayla tutularak biraraya toplanan özel tim mensubu faşistlerle türk silahlı kuvvetleri'nin mensubu onur sahibi bu örnekteki gibi yedek subaylarımızı kesinlikle karıştırmayalım.
içini insan sevgisinden arındırıp tamamiyle turk milleti sevgisi, türklük aşkı, türklüğü aşılamak* vs. gibi aşırı milliyetçi duygularla gidiyorsa gitmesin daha iyi. yok ben bu geri bıraktırılmış, taa doğumundan beri zorla savaştırılan halka insan sevgisini, yurttaş sevgisini aşılayacağım diyorsa; buyursun. başımız üstünde yeri var.
vatanseverliği sadece askerlik olarak gorenin yaptığı iş. sorunun kökeni ne diye sorsa daha hayırlı olacak bence, ölüme , öldürmeye değil yaşama sarılarak vatansever olunur. ha dağda terorist oldürüyor orası doğru ama bu güne kadar 28 büyük sınır dışı operasyon yapılmış hala bombalar patlıyor hala canlar gidiyor artık gözümüzü açıp hatalarımızı da kabullenmemiz lazım.

edit. bu entry pkk savunması değildir sadece tc nin de hataları olduğu ve sıkılan her kurşunun ölen her askerin ya da pkklının türk ve kürt halkları arasındaki uçurumu daha da büyüttüğü gerçeği üzerinedir.
bazıları sandalyesinin başında oturup rahat rahat entry girebilsin diye, dağ tepe demeden teröristlerle çarpışmayı göze almış insan evladıdır. pkk ya terörist diyemeyenlerin, memleketin tonla sorunu varken hala atatürk'ü eleştirenlerin, bir torba kömüre karşılık memleketini satanların, din kisvesi altında dinci yetiştirenlerin cirit attığı memlekette, bu astteğmen gibi vatanını sevenler olduğu için rahat uyumaktayız. bizlerin rahat uyuyabilmesi için hayatını ortaya koyan birisini eleştirirken bile durup biraz düşünmemiz gerekir. yoksa bir gün sokaklarda aylak aylak dolanırken yanıbaşında patlayan bomba bi keriz ararsa bulduğu keriz sen olmayasın.
atatürk e benzeteilmesi saçma olan insan. bir kere trablusgarp ve doğudaki olayın birbiri ile ne kadar farklı olduğunu anlamak gerek önce. şimdi burada boşu boşuna anlatmayım uzun olur. ayrıca her şeye atatürk demek atatürke biraz zarar veriyor gibi , ne dersiniz? pekala bu asker bildiğin ülkücü ya da faşist, ya da ırkçı olabilir yani ülkem için canımı veririm demekle her şey bitmiyor canlar. önemli olan bu cesaretin hangi düşünce ile kanalize edildiği , canınızı vermek istediğiniz koşullar.
273. dönemde * es kaza düştüğü aksaz deniz üssü'nde doğuya gitmek için çok çabalayan, bir ara kendisine selam vermeyen bir kıdemli kadameli başçavuşa tekme tokat giren delikanlı kişiliktir.
gece gece gözlerimin yaşlarla dolmasına sebep olan kişidir.

kimine göre akıldan yoksundur #3952477

kimine göre zavallıdır #3367478

kimine göre öldürmeye gidiyor #3734550

bize göre yaşatmaya gidiyor. vatanı orada var etmeye gidiyor. devleti var etmeye gidiyor. her doğuya gitmek isteyeni silah sıkacak gibi gören beyinler uyanın ! o asteğmenin oraya ne götürdüğünü biliyor musunuz ? ya bize ne bıraktığını ? yaşam sarılmaya gidiyor belki... belki oradakileri yaşatmak için gidiyor.
kimilerine göre, kürt halkının varlığı, dili, kültürü, tv'si-radyosu için mücadele eden kürt gerilla (!!!) örgütü olan pkk tarafından, şehit edilmesi muhtemel , en asil vatansever insan evladıdır.
bu ülkede birilerinin geride bir şeyler bırakma pahasına aylarca azmedip karşılığında tehlikesi en fazla birliklerden birinde askerlik yapmayı seçtiğini, bazılarınınsa en ufak bir utanma emaresi göstermeden sözkonusu davranışa zavallılık, mantıksızlık, militarizm gibi yaftalar yapıştırabildiğini göstermiş olay. görüldüğü üzere türkiye de birileri doğal bir refleks olarak gördüğü ulusçuluğu ve aidiyet duygusunu hayatında belli kararları almak için referans görürken bazıları da eşek kovalıyormuş gibi kaçtığı aidiyet duygusunu ayrıca çamurlamak için de elinden geleni yapıyor. üstelik bunu yaparken öyle enteresan demagojiler üretiliyor ki şu ortamda küçük dilimi yutacağım geliyor şaşkınlıktan. "efenim sorununun köküne inmek lazımmış" ulan adam baya bildiğin sade vatandaş! sana orada şipşak ekonomi paketi mi devreye soksun be hey artin kemal imitasyonu?! hele bir de utanmadan "sevgilisi, işi olan adam yapmaz öyle şey hatta vicdani red işine girer hayat bayram olur" diyenler var ki bu entrynin şu sözlüğün databaseinde bulunmasından hicap duyuyorum! ulan herkes götünü yasladığı aylık gelirle bir kızı vatanına tercih etmiyor senin gibi! biliyorum bundan sonra da "toprak fetişizmi" diyeceksin, "vatan nedir yahu?" diyeceksin, diyeceksin sen hep. vatan sensin güzelim, vatan benim, vatan sabah ekmek aldığın bakkal dükkanının sahibi, vatan milli takımın sol beki, vatan hem ordu nun fatsa ilçesi 5 no lu sağlık ocağı başhekimi hem de muğla nın milas ilçesindeki bir turistik esnafın yanındaki kalfa. vatan biziz ulan biz! bunu hala anlamadınız. o adam bunu onun yerine başka biri yapmak zorunda kalmasın diye yapıyor. adam sen orada bu anti aidiyetçi zırvalıkları götünü sandalyeye yaya yaya yaz diye yapıyor bunu. sizin bu saçmalıklarınız bi ara az daha bu halka sevri imzalatıyordu. ama artık yeter! bir kez daha kafanızı kaldıramayacaksınız! nerenizi yırtarsanız yırtın bu sövdüğünüz işleri yapan birileri hep olacak!
türkler'in bu topraklarda 1000 yıldır devlet olarak yaşayabilme sebebini bizlere gösteren asteğmendir. ilki değildir sonuncusu da olmayacaktır. vatan toprağının kutsiyetine inanmış insanımız her ne kadar "kullanılmışlık ve enayilikle" suçlansa da, küçük görmeye çalışanların da özgürce alıp verdiği nefesin teminatıdır bu hissiyatın sahibi kahramanımız.

(bkz: vatan sana minnettardır)
(bkz: acıya gülmek)

bir masal kahramanı gibidir, o masallar ve kahramanlar bitmeyecektir bu ülkede, lakin her masalın içinde kötü adamlar da vardır, o masal kahramanının önüne, kuyular kazacaklardır.

biz o masal kahramanını her daim bagrımıza basarız da, asıl sorun; defalarca okudugumuz bu masalı neden bir türlü anlayamayız?

gidenlerin, ölenlerin çoğu gönüllü degil mi zaten?
olur, şimdi oturup sayfalarca yazalım hakkında, tamam, kabul ama bunun ötesi yok mu?

yani onlar gönüllü olarak ölümlerine giderken, bizler de gönüllü olarak onları yollamaya devam mı edecegiz?

kimse gönüllü olarak bu gönül insanlarının hesabını sormayacak mı?

şimdi hakkında bu entry yazdıgım, o güzel insanın, kısa bir zaman içersinde, şehit haberine de, entry yazmayacagımızın garantisi var mı?

-yok...

ne yapalım, saglık olsun, 'vatan sağolsun', şehit olursa da yazarız,

ne de olsa biz, gönüllü yazıcıyız....