bugün

yüzlerce ton değerindeki dualardan mahrum kalmış ecdatlarımız. güzel olmaz mıydı şimdi bulgaristan, polonya, macaristan, cek cumhuriyeti, slovakya falan bizim olsaydı. çirkin türk kızlarının o bayıcı nazlı yapısına muhtaç olmazdık. ben olsaydım gençleri düşünür doğu avrupa'yı bırakmazdım hiç. kötü olmuş.

editim la: ironiden anlamayan nesle aşina değilim. hem belki doğu avrupa'da ironiden anlayanlar vardır, biz bilemeyiz atalarımız bilir.
(bkz: sana gene yar olmazdi)
(bkz: amcık sevdasındaki genç nesil)
(bkz: karadenizi dolduralım ukrayna ile sınırımız olsun)
osmanlı oraları karı kız için fethetti sanan şahsın hezeyanıdır.*
(bkz: atalar atalar şimdi gözümde canlandılar)

(bkz: beni bu akşam ağlattılar)
elindekine sahip çıkamayan, elde kalmışı pazarlayanlara alkış tutan tembel torunun nafile ağlaması...
Ellerinden geleni yapmalarına rağmen çekilmek zorunda olan atalardır.
Bir örnek verirsek; Macaristan Osmanlı'nın elindeyken Macaristan'da yapılan masraflar alınan vergiler'den daha fazlaydı. Buna rağmen o toprakları bırakmamışlardır. Çünkü orayı bir sömürge değil vatan olarak kabullenmişlerdir. Aynı durumda ingiltere, ABD yada Fransa olduğunda neler olduğunu görmekteyiz.
(bkz: doğu avrupa yı fethedip elinde tutamayan rahmanlar)*
o kadar geriye gitmeye gerek yok. kadıköy'den arsa alıp yok pahasına satan atalara yoğunlaşmalıyız bence.
"kılıçla fetih yapanlar sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecburdurlar"

mustafa kemal atatürk.

daha geniş versiyonu için:

"Dünyada zaferlerin iki aracı vardır. Biri kılıç, diğeri saban. Başka yerde de söyledim ve burada bir daha tekrarı faydalı buluyorum. Zaferinin aracı yalnız kılıçtan ibaret kalan bir millet, bir gün girdiği yerden kovulur, küçük düşürülür, sefil ve perişan olur. Öyle milletlerin sefaleti, perişanlığı o kadar büyük ve acı olur ki, kendi memleketinde bile mahkûm ve tutsak bir halde kalabilir. Onun için gerçek zaferler yalnız kılıçla değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarında tutmanın, millete oturmuşluk kazandırmanın yolu sabandır. Saban, kılıç gibi değildir; o kullanıldıkça kuvvetlenir. Kılıç kullanan kol çok geçmeden yorulduğu halde sabanını kullanan kol zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur. Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu. Tarihin büyük vak'aları ve olayları, yaşamın bütün gözlemleri bunu doğruluyor."