bugün

her türlü kavramı kadın erkek ilişkilerinin tüketimine sunmaya hevesli anlayışların üretimiyle; ilişkilerin iki tarafı için zıt his ve düşünceleri yer değiştirerek yaşamaları durumudur.
karşıtlıkların çizdiği çemberlerde bir kadın ve bir adam...
aynı masada oturur aynı yemekten başka tatlar alırlar.ılık bir yaz gecesi ya da bol karlı bir yılbaşı gecesinde ortaya bir hayal sipariş edilir.iki tarafı keskin bi yol olur onları birleştiren. ne ortak noktada buluşmak gibi bir dertleri vardır ne de ayrı noktaya varmak gibi bir arzuları...

çelişkili yollardan bir ikna sanatı onların iletişimi hayır bir ilişki bile denmez buna. diyalektik bir birliktelikte fazlaca paylaşım vardır ancak paylaştıkça çoğalmayan,azalan.

kadın ve adam...aynı masada birbirlerini tüketirler... bir aşkı paylaşmak zor olmasa gerek bir hayatı paylaşmaktan.oysa tam tersi değil midir? kendini ele vermektir aşk,silahları masanın üzerine bırakıp oradan ayrılmak...

loş ışıklı bir evin salonundan boğaza bakan pencerenin önünce belki bi kaç kadeh şarap geceyi kırmızıya boyar,hüzün akar pencereden boğaza...

kadından adama,adamdan kadına... diyalektik bir birliktelik en yıpratıcı olanıdır. savaşma seviş benimle diyen sese kulak vermek ister ikisi de başlangıçta.ancak her zaman dönüşü yok başlanan noktaya...

bir savaş halini alınca tüm paylaşım,değişimin ve hareketin sürekliliğinde,ortak noktaları kalmaz ikisininde...

diyalektik bir birliktelik önceki ve sonraki tüm birliktelikleri anlamsız yapmayaa yeter. o kadar doludur ki,o kadar hareketli ve değişken.

aynı masada yerlerini değiştirirler,fikirlerini...
ve değişimin karşısında boyun eğerek ayrılırlar loş ışıklı evden.