bugün
- anın görüntüsü18
- yigitzsche17
- icardi190511
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı14
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak22
- junkman13
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- başıboş köpek sorunu25
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği24
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği15
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
şöyle ki, totaliter sistemlerin temel mantığına göre, bir toplumdaki toplumsal sınıfların artışı o toplumun daha kolay idare edilmesini sağlar. örneğin, askeri bir birlikte bir çok rütbe olur ve kişiler gerçekte tek bir merkeze bağlı olsalar da, kendilerinden bir üst rütbedeki kişiler tarafından yönetilir ve yönlendirilirler. bu da kitlenin hem kendi kendini hem de tek merkezden yönetimini sağlar.
sivil toplumda da aynı şekilde bir çok sınıf bulunur ve bu sınıflar aslında hükümetlerine bağlı olsalar da birbirlerini yönetir ve yönlendirirler. bu sınıflar, kimi zaman sahip olunan para miktarına göre belirlenir. para sahibi üst sınıflar daha iyi bir yaşam sürme imkanlarına sahiptir. bu durumu gözlemleyen alt sınıflarda aynı şeylere sahip olmak isteği doğar ve bunun da iyi bir sınıf edinerek mümkün olabileceği düşünülür. tüm bu meseleler sınıf edinme mücadelesine temel teşkil eder.
kuşkusuz ki kitlenin bu mücadelesine hem cevap verip, hem de nemalana bileceğini düşünen sermayedarlar, özel üniversiteler kurar ve kitlelere sınıf edindireceklerini vaat ederler. üniversitelerin gerçekteki amacı her ne kadar eğitimmiş gibi görünse de, aslında bunlar -günümüzde- diploma satan ve sınıf kazandırma vaadi veren şirketler haline gelmişlerdir. bu sebeple eğitim sistemleri nihai amaçlarıyla ilgili çelişkiler içindedir. verdikleri eğitimler de bu çelişkilere paralel biçimde kalitesizleşir. bu durum kitlenin bolca üniversite mezununa dönüşmesine sebep olur ve diplomalı işsiz/cahil miktarı artar.
meseleyi biraz daha genişletirsek, -normalde- eğitim kurumlarının nihai ve perde arkasındaki amacı, sistemin kendi çıkarlarına uyarlı şekilde düşünen ve yaşayan bireyleri oluşturmaktır. buna göre, kurduğu toplumun gereksinimleri doğrultusunda meslek grupları vb. için insan yetiştirir.
kişisel ve sosyal gelişim eğitimleri, sistemin aleyhine olabilecek kadar tarafsız verilmez, bilakis resmi bir ideoloji ile ilişkilendirilir. bu nedenle toplumun her bir bireyi belli başlı işler yapabilecek yeteneğe sahip olsa da, kişisel ve sosyal anlamda yeterince gelişmiş olmamakla birlikte, resmi ideolojisine körü körüne bağlı bir biçimde tutucudur.[1] yani perde arkasındaki mesele, canlı organizmadan robotlar imal etmeyi andırır. diplomalı cahilliğin bir diğer nedeni de bu temele dayalıdır.
günümüzde artan nüfus ve buna paralel olarak gelişen öğrenim talepleri, kitleye egemen olan sermayedarların iştahını kabartarak, eğitim kurumlarının -eğitim satan- şirketlere evrilmesine sebep olmuştur.
1. resmi ideolojiden kasıt, kitlenin tutuculuğunu oluşturan doktrinin kendisidir ve bu, o toplumun konjönktürel yapısına göre değişir. bu doktrinlerin gayesi, toplumun bir önderi sevip örnek almasını temel alır. ayrıca bu doktrinler, güncel devrimlerle ilgili şekilde oluşturulabildikleri gibi, güncel olmayan -monoteizm gibi- devrimlerle ilgili de oluşturulabilirler.
sivil toplumda da aynı şekilde bir çok sınıf bulunur ve bu sınıflar aslında hükümetlerine bağlı olsalar da birbirlerini yönetir ve yönlendirirler. bu sınıflar, kimi zaman sahip olunan para miktarına göre belirlenir. para sahibi üst sınıflar daha iyi bir yaşam sürme imkanlarına sahiptir. bu durumu gözlemleyen alt sınıflarda aynı şeylere sahip olmak isteği doğar ve bunun da iyi bir sınıf edinerek mümkün olabileceği düşünülür. tüm bu meseleler sınıf edinme mücadelesine temel teşkil eder.
kuşkusuz ki kitlenin bu mücadelesine hem cevap verip, hem de nemalana bileceğini düşünen sermayedarlar, özel üniversiteler kurar ve kitlelere sınıf edindireceklerini vaat ederler. üniversitelerin gerçekteki amacı her ne kadar eğitimmiş gibi görünse de, aslında bunlar -günümüzde- diploma satan ve sınıf kazandırma vaadi veren şirketler haline gelmişlerdir. bu sebeple eğitim sistemleri nihai amaçlarıyla ilgili çelişkiler içindedir. verdikleri eğitimler de bu çelişkilere paralel biçimde kalitesizleşir. bu durum kitlenin bolca üniversite mezununa dönüşmesine sebep olur ve diplomalı işsiz/cahil miktarı artar.
meseleyi biraz daha genişletirsek, -normalde- eğitim kurumlarının nihai ve perde arkasındaki amacı, sistemin kendi çıkarlarına uyarlı şekilde düşünen ve yaşayan bireyleri oluşturmaktır. buna göre, kurduğu toplumun gereksinimleri doğrultusunda meslek grupları vb. için insan yetiştirir.
kişisel ve sosyal gelişim eğitimleri, sistemin aleyhine olabilecek kadar tarafsız verilmez, bilakis resmi bir ideoloji ile ilişkilendirilir. bu nedenle toplumun her bir bireyi belli başlı işler yapabilecek yeteneğe sahip olsa da, kişisel ve sosyal anlamda yeterince gelişmiş olmamakla birlikte, resmi ideolojisine körü körüne bağlı bir biçimde tutucudur.[1] yani perde arkasındaki mesele, canlı organizmadan robotlar imal etmeyi andırır. diplomalı cahilliğin bir diğer nedeni de bu temele dayalıdır.
günümüzde artan nüfus ve buna paralel olarak gelişen öğrenim talepleri, kitleye egemen olan sermayedarların iştahını kabartarak, eğitim kurumlarının -eğitim satan- şirketlere evrilmesine sebep olmuştur.
1. resmi ideolojiden kasıt, kitlenin tutuculuğunu oluşturan doktrinin kendisidir ve bu, o toplumun konjönktürel yapısına göre değişir. bu doktrinlerin gayesi, toplumun bir önderi sevip örnek almasını temel alır. ayrıca bu doktrinler, güncel devrimlerle ilgili şekilde oluşturulabildikleri gibi, güncel olmayan -monoteizm gibi- devrimlerle ilgili de oluşturulabilirler.
güncel Önemli Başlıklar