bugün

türkiye de sıkça görülen bir durumdur. kişi ne dini bağlı bir insan olur ne de tamamen ateist bir düşünceye sahip olur. bir ortada kalmışlık vardır. bunun için herkes kendine göre bir din yaratmıştır. kuran-ı kerim i anayasa olarak kabul edip herkes kendi yönetmeliğini çıkartmıştır. fakat çoğu zaman anayasa ile yönetmelik birbiri ile bağdaşmaz çelişir. insan kendi nefsini dizginleyemez ve sonra ya pişman olur ya oluruna bırakır. kişi hem eğlenip hem hayatını yaşayıp dininin gereklerini yerine getirme konusunda o kadar başarılı olamaz. şeytan ona ''hem namaz kılıyorsun hem içki içiyorsun olmaz.'' şekline vesvese verip sağdan yaklaşır. sonuçta hep ortada kalmışızdır. koyverip her istediğimizi yapamayıp belli ibadetler ile ayakta kalmaya çalışan bir grubu oluşturuyoruz. sonra çok tartışılan benim kalbim temiz adı altında belli bir görüş oluşturuyoruz. fakat galiba ortada kalmak ne kötüsü; safını belli edememek belki içinden çıkılmaz bir labirent gibi ve çok tehlikelidir. insanlar bu kararı kendileri veriyor. bana göre doğru olan ona göre olmayabilir ama temel ibadetleri yapmamanın hiçbir açıklaması olamaz. onun için çok ortada kaldığımız için iki tarafa da gitmek bize zor geliyor. hep ortada kalıp uzaktan ipin ucunda ki hayatlara mı bakıcağız yoksa bir tarafı seçip diğer tarafı arkamızda mı bırakacağız.
insanın doğasıdır.normaldir.*
(bkz: inci sözlüğün diyanetin başına geçmesi)