bugün

Okulun proje haftasinda, sinif ogrencileriyle otokrasi konusunu islenecektir. Rainer Wenger, otokrasiyi ogrencilerine bir deneyle anlatmak ister. Ulkeye yeniden fasizmin gelemeyecegine inanan ogrencilerine, onlarin da hoslarina gidecegini dusundugu bir oyun oynamak ister. Ogrencilere cazip gelen bu oyun, filmin akisinda cok farkli boyutlara ulasir.
Fasist hareketlerin kokenini anlamak bakimindan oldukca faydali bir film. Filmin ana temasi bu olsa da film bize buna benzer orgutlenmelerde insan psikolojisini cok net irdeletiyor.
Bu ve benzeri ideolojilerin yesermeye basladigi nokta ile gelinen nokta arasindaki farki Die Welle ya da benzeri bir film olan The Experiment'de insani anlayabilmek bakimindan cok buyuk benzerlikler arz ediyor. Arayis icerisinde olan insan ya da kitleler boyle olusumlarda birlik olmanin verdigi gucle ya da arkasina aldigi iktidarin destegiyle hayalperest ve şovenist bir ruh sergileyerek kendini ustun gormeye basliyor. Ve bu ogretinden yola cikarak ayrimcilik basgosteriyor. Filmde dikkat ceken diger bir nokta da boyle harektelerde, kisilerin ruh ve aile yapisi, olusumda ustlendikleri misyon ve olusuma verdikleri destek bakimindan oldukca dusundurcuydu.
Aidiyet duygusu, kendini savunmasiz hisseden bireylerin dahil olduklari toplu harektelerde kendini daha onemli gorme istegi ve bu olusumda bulunmaktan aldigi hazda filmin verdigi mesajlar icerisinde. Filmden cikan baska bir mesaj ise kitle hareketlerinde dil, din, irk ve sinif farkinin silindigi zanniyla kisilerin kendinde bulduklari guc ve tatmin hisleridir. Die Welle filmini yalnizca fasizm hareketine indirgemek konuya oldukca sig bakmaktir. Filmi iktidar, orgut, cemaat ve benzeri olusumlar uzerinden de cok rahat analiz edebiliriz. Ve boyle olusumlarin altinda yatan arzu; otekilesmeyi reddetme ve aynilastirma cabasidir. filme yaklasimim fasizme alternatif aramaktan ziyade, insan odakliydi.
izlenmesi gereken film. etkileyici.
almanca yarra... ee pardon dalga demektir.
çıkartmaların yapıştırıldığı ve yazılama yapıldığı sahneler çok iyiydi.
izlenmesi gereken bir film.
eğitim sistemimizdeki otokratik yapıyı fark etmek için birebirdir. proje için üretilmiş hayali bir sınıf olarak önümüze konanın, bizim gerçeğimiz olduğunu görmek iç burkuyor. unutmadan; faşizm ve komünizmin argümanlarının ne kadar da benzer olduğunu göstermesi bakımından ilginçtir. --spoiler--işsizlik oranının yükseldiği, sosyal adaletsizliğin arttığı, fakirlerin daha fakir zenginlerin daha zengin olmaya başladığı durumlarda faşizm boy vermeye başlar--spoiler--
Bir grubun icine giren insanlarin benliklerini nasil kaybettiklerini anlatan bir filmdir. Alman halkinda bir fuhrer ozlemi hep var onu da anlamis olduk. Cikip iki coskulu laf edenin kulu kopegi oluyo adamlar.
izlendiğinde pişman olunmayacak filmdir. olayların dalga gibi büyüyüş tarzı alır götürür izletir filmi. ve günlük hayattan tanıdık gelir. herkes bir grup içinde bulunmuştur illa. bu grup içindeyken farklılıkların nasıl dikkat çektiği ve zamanla herkesin birbirine benzemesi yaşanmıştır. insanların faşizmle dalga geçerken kendilerini faşizm dalgasına nasıl kaptırdığını anlatır.
mükemmel bir film.. bir grubun bir diktatörlüğün doğuşunu ve batışını konu alan inanılmaz deney.. faşizmin düzene nasıl bir yılan gibi girebeliceğini inanılmaz bir şekilde anlatıyor..
izlenmeye değer ama sonunu çok yapmacık bulduğum film. Ayrıca gerçek hikayeden alıntıdır.
Almancanız varsa almanca izleyin.
insanların ne kadar kolay kandırılabildiğini, kontrol edilebildiğini ve ötekileştirmeye açık olduğunu anlatan harikulade bir film. zamanında hitler'e milyonların nasıl inandığını ve hatta günümüzdeki insanların da ne kadar kolay dikta edilebildiğini anlatıyor. izleyin, belki bir parça ders alırız.
başından sonuna kadar su hızında akıp giden, insanın zihnini açan alman filmi.

das experiment ile bazı benzer yönleri olmakla birlikte, insanların içgüdüsel olarak faşizm tuzagına ne kadar cabuk düşebileceğini gösteriyor.
faşizmin bireyleri nasıl ele geçirdiğini? bu yapı içerisinde yer alan kişilerin kendi aralarında oluşturdukları izole edilmiş bir ortamda kendilerini ne denli güçlü hissettiklerini görebilirsiniz bu filmde. bu olgunun yalnızca bir sistem olmaktan ziyade bireylerin yaşam şekillerini etkilediği, ne kadar güçlü hissettirdiğini görmek mümkün. almanlarin son zamanlarda yaptığı güzel, izlemesi kolay hızlı ilerleyen filmlerden. fazla spoiler vermeye gerek yok. filmi izleyince havada kalan çok birşey olmuyor zaten.
faşist olduğunu sözlükte anlayan yazarlara ayılmaları için izletilmesinde yarar olacak bir film.
siyasal bir eleştiri. 7,6 gibi sağlam bir imdb puanına sahip. bu filmi beğenenlere bir de klass' ı öneririm. konu aynı değil ama kalite aynı.
alm. dalga. akım (siyasi, kültürel v.b.) anlamında da kullanılır.
bu film insanı acayip motive ediyor. grup olmak, belli bir zümreye ait olmak. o güç süper. filmi izlerken ulan keşke ben de bu gruba ait olsam diye geçiriyorsunuz içinizden.

http://www.imdb.com/title/tt1063669/?ref_=rvi_tt
yaşadığımız şu günlere dair önemli bir film. faşizm insanları ne hale getiriyor görülmeli.
ahahah ulan. hakkında komünistlerin gelip "ülkücülerin izlemesi gereken film", "faşizm faşizm" diye sayıklamaları yüzleri gülümseten film. dersin adı "die Autokratie" arkadaşlar, "Faschismus" değil. lütfen, rica ediyorum, bari kendi ideolojiniz hakkında bir şeyler okuyun be.
güzel film.

--spoiler--
bir psikopat manyak öğrencinin oluşturulan ekip ruhunun ve ortaklığın içine sıçmak suretiyle çakma jason statham reisi hapse attırmasını konu alan film, beklenmedik bir finali var, etkileyici olmuş. aslında oluşturulan ekipten bir sürü öğrenci fayda gördü, mesela sutopu takımı başarılı olmak üzereydi, kendini yalnız hisseden öğrenciler bi aile ortamı yaşadı ve bütün öğrenciler disiplinin faydalarını keşfetti; yani güzel bir takım ruhu doğdu ama grup rayından çıkıp şiddet de işin içine girince (dalga selamı vermeyen bebeyi içeri almamak, karşıt grubun bildirilerini dağıtılmadan toplamak, bildiri dağıtan kızı korkutmak vb) tünelin ucu bombok bir yere çıktı.

kitle eğitimli ve bilinçli de olsa faşizmin yayılmaya ne kadar müsait olduğunu başarılı biçimde ortaya koymuş, kitlelerin psikolojisi'nde gustave le bon'un bahsettiği üzere kitle bir araya geldiğinde aklın yerini coşkunluk ve duygusallık alıyor ve sonuç bu oluyor. ayrıca filmden adeta almanlık akıyor, çok da güzel ve doğal bir almanca konuşuluyor. almanya'nın o güzel atmosferini, canlılığını ve doğasını tekrar görmek beni mutlu etti.

l'avventura denen lanet filmi izledim, o bomboş geçen 2.5 saatten sonra 1 saat 40 dakikalık bu yüksek tempolu gençlik filmi ilaç gibi geldi. hatta izlediğim en iyi 10 filmden biri olabilir.
--spoiler--
1967 yılında Kaliforniya Cubberley Lisesi. "Mukayeseli Dünya Tarihi" dersi tarih öğretmeni Ron Jones yaptığı deneyden yola çıkan film. Açıkcası seçim zamanları oy bile kullanmayan biri olarak politika ve politik filmlere bakış açım pek sıcak değildir. Farkında olmadan bu filmi izleme gafletinde bulundum (bundan fazla pişman olmasam da). Film ilerledikçe aslında bir ideolojiyi, onun hakkında bir fikir sahibi olmadan körü körüne benimsemek ve ego tatmini üzerine bir konu çıkmaya başladı ki anlatılanlar verilen örnekler sadece faşizm değil kominizminde birer parçasıydı (ikisi de aynı şeyin laciverti hesabı). Genelinde kominist bir hava esse de sonlara doğru bunun biraz daha artması tarafsız bir yapım beklerken beni filmden soğuttu. En çok güldüğüm olay ise millet kapitalist kapitalist, mutlu mesut yaşarken sağ ve solun kavgasının insanların ölümüne neden olmasıydı.