bugün

bu kişiler, eski alışkanlık ve kullandığı araç, gereçlere kadar her şeyin olabildiğince uzun süre aynı kalmasını yeğleyenlerdir.

içlerinden biri olduğum ve gurur duyduğum topluluk.

kendimden örnek vermem gerekirse ; bundan sonrası 'subjektif entry' içerir.
2007 yılında aldığım, opeth'in still life albüm kapağı baskı(motif, ne dersen de ) bulunan zippo çakmağımı halen kullanıyorum. not: yenisini almıştım bir ay önce, da vinci code işlemeli ama eskisi daha güzel, daha çok hatıra kapasitesine sahip ve kullanıyorum.

w810i markalı telefonu ilk çıktığında almıştım, bütün ihtiyaçlarımı karşılıyor.. insan içindeyken ''sosyal paylaşım'' saçmalığına ihtiyaç duymuyorum.

yüzü bile unutulmaya yüz tutmuş eski sevgilimin aldığı led zeppelin t-shirt'ü favorilerimin arasında, dolaba sığmayan kıyafetlerimin içinde.

inanır mısın ? msn'e girdim bugün, livia'yı online gördüm. (uzun hikaye.)

telefonumdan da eski spor ayakkabımı, sabahları koşarken kullanıyorum. (yenisi bir kenarda duruyor, bu gidişle birine vereceğim)

bir başkasının hediye ettiği oldukça gerçekçi(tüyleriyle falan) kızıl derili başı, duvara monte olan uzun kitaplığımın altında asılı duruyor.

''yıllar öncesinde dinlediğim fakat sonra adını hatırlayamadım şarkı'' geleneğini hiçe sayarcasına onlara da saygımı sunuyorum.

serisini okumama rağmen şeker portakalını bitirdim bu gün.. zeze olmuştum, yada başıma gölge geçmişti..

yazar notu: insanın içindeki çocuk ruha ihanet eden değişimlerden nefret ediyorum ve yılın değişim zamanı..i
monoton bi hayatı olma ihtimali yüksek insan.
eşyalarıyla, arkadaşlarıyla, çevresiyle duygusal yoğun bağlar kuran introvertlerdir. sevdiği t-shirtleri yedekler, en sevdiği eskimiş ayakkabısını atamaz. hayatındaki major değişiklik ayda bir koltuklarının yerlerini değiştirmesidir.