bugün

ahmed hulusi'nin yazılarında geçen bir lafı.
sosyal ve demokratik devlet anlayışına uyan bir tespit.
saçma bir önermedir. zira devletin dini olmazsa hangi din için yeteri kadar hizmet götürebilir ki? sonuçta türkiye'nin durumunu baz alısak;

-din dersi kitaplarında her dinden detaylı ve öğretici şekilde bahsetmek mümkün değildir,

-her ibadethane için personel temin etmesi çok büyük külfet getirir,

-mahalle baskısı sorunu tekrar ortaya çıkar,

-maraş katliamı, sivas katliamı gibi olaylar ortaya çıkar...vb.

neticede devletin dini olmak zorundadır ama birey o dine mensup olmak zorunda değildir.
ahmet hulusi nin şeriat rejimi kurma taraflarına tokat gibi lafıdır.kendi içlerinde çıkana ne denilecek diye merak edilen.

--spoiler--

Tek bir anlayış, tek bir yorum insanlara ezberletilerek DiN öğretilmiş olmaz!.

Ne devletin işine gelmektedir GERÇEK islâm Dini nin dillendirilmesi; ne de tarîkat veya cemâat ehlinin!.

Neden acaba?...

Bunu iyi sorgulamak ve düşünmek gerekir kanaatimce.

Hiç bir DiNÎ işlev, para karşılığı yapılmaz!. Yapılırsa, ticâret olur adı, Dine hizmet değil!.

DiN, meslek değildir!. Meslek olmaz!.

Mesleği DiN olanın, işi de ticârettir!.

Din, para kazanmak veya dünyevi başka çıkarlar için kullanılabilir, ama bunun sonucu hüsrandan başka bir şey olmayacaktır!.

Kafasında tanrı yaratan, kendi anlayışına göre herşeyi mubah görebilir istekleri doğrultusunda... Ancak Hazreti Muhammed in açıkladığı ALLAH ve O nun getirdiklerini anlayanların dünyası bambaşka bir dünyadır!.

Dünya GEÇiCiDiR!.

Hazreti isa, kendisini siyâset için kullanmak isteyen Barabbas ın oyununa gelmedi!.

Çünkü o ALLAH ehli idi... Biliyordu ki insanlar için önemli olan, sonsuz olan ölüm ötesi yaşam dır!.

Bıraktı onları kendi yaratılış şekilleri üzere dünyevi faaliyetlerle kulluklarını yapmaya!.

Yaşamlarında, şeriâtın ne olduğunu farketmemiş insanların, devlete şeriat isteme duyguları ne kadar enteresandır!.

Bütün bu konularda yanlış anlamanın gerçekte tek bir sebebi vardır:

Kurân işaretleri ve uyarıları ile Rasûlullah uygulamasının bir bütün olarak ele alınmayıp; içinden seçilen tek bir âyet veya hadisin doğrultusunda meseleye bakılması!. Gizli kurslarda veya evlerde ezberletilen yorumların gerçek orijin DiN sanılması!.

Devlet müsaade etse de, herkes görüşünü açıkça TV’lerde söyleyebilse, toplum gerçekleri anlayıp herşeyi değerlendirebilecek; telekomik ilahiyatçıları fark ettiği gibi!.. Ne var ki buna bile izin yoktur! Çünkü düşündüğünü dile getirme özgürlüğü yoktur ülkelerin çoğunda!.

Gerçek özgürlük, düşündüğünü özgürce dillendirebilme özgürlüğüdür! Uygar ve gelişmiş toplumlarda yaşanan bir özgürlüktür!. Bütün özgürlüklerin de başıdır!.

Yol uzun... Ömür kısa... Şiddetli depremler ve çöküntüler, meteorlar yolda!. Üçüncü dünya harbi kapıda... Deccal sırada!.. Yenileyici kendi işlevini yapmakta ortaya çıkmadan!..

Hakikata eremeden, Allah ı bilemeden, Allah sistem ve düzenini kavrayamadan ve buna göre hazırlanamadan dünyadan ayrılmak her an söz konusu!

Dünya’da yaşamaktan amaç, özündeki Allah’a ait kuvveleri keşfedip onları uygulamaya sokarak sonsuz yolculuğa çıkmaktır!. Bunu başaramazsak, diri diri gireceğimiz mezarda başlayacak sonsuz yolculukta hâlimiz perişan olacak!..

Kâbirdeki üç soru, Rabbin, Nebin, Kitabın sorularıdır sana; Şeriat devleti kurup sopayla insanları hidayete eriştirip eriştirmediğin değil!.

;Biz isteseydik tüm insanlara hidayet ederdik” veya ... Sen onlar üzere zorlayıcı değilsin âyetlerini iyi düşünmek gerek!..

Prensibimizi Rasûlullah koymuş:

Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; sevdirin, nefret ettirmeyin!..
Allah kolaylaştıra...

http://www.ahmedhulusi.org/yazi/seriat.htm
--spoiler--
devlet tüm dinlere eşit durur, bu bakımdan doğru bir önermedir. laik bir devlet yapısında tek bir dinin egemenliğinin olması kabul edilemezdir. ve tabi bu vesileyle islamcı ve faşistlere de mesajı verelim; türkiye müslüman bir ülke değildir. *
(bkz: laiklik)**
devletin tek bir dini olmamalıdır ki, ülkesinde ve dünyada ki diğer dinlerin ne bir hakkı yensin ne de hakaret edilsin.
(bkz: devlet gay olmaz birey gay olur)
devletin, halkın dinlerine yeterince hizmet götüremeyeceği için, dinsiz olmaması gerektiğini düşünlere, sen laiklikten hiç birşey anlamamışsın dostum denilesi, sonuna kadar destek verilesi söylem...

devletin dini olmaz, devlet belli bir sınırlar içinde yaşayan insanların, birbirlerine karşı yasal yaptırımlarını kullanabilmeleri için kurdukları komunitelerdir. elbette bu sınırlar içerisinde yaşayan insanlar da belli dini inanışlara sahiptirler ve devlet yine yasal zeminlerde o inanışlara saygıyı geliştirmeye çalışacak bir örgüttür. ancak bu sınırlar içerisinde yaşayan bütün bir halk rijit bir dini görüşe sahip olamayacağı için, devlet bunların sade ve sadece hak ve hukuklarını gözetebilir, vicdanlarına ve neye nasıl ne şekilde inanacaklarına müdahale edemez...

işte o yüzden bizim ülkemiz laik değildir aslında. diyanet işleri bakanlığı gibi bir dini kuruluş var iken ve sadece sünni müslümanlara hizmet götürürken, devletin parasıyla camiler yapıp, imamlar atar iken, bir yandan da istanbul'da kurulu olan patrikhaneler ve ortodoks hristiyanların bütün haklarını gözeten bir örgüt tamamen devletten bağımsız kendi kararlarını alabilmektedir... böyle bir ortamda, rahatça belirtilebilir ki türkiye cumhuriyetinin resmi dini sünni islam, ve şimdi sorun kendinize, patrikhaneler ve daha özgür bu konuda, sünni müslümanlar mı? sünni müslüman bir yere cami kurulacağı zaman, ben bunu beğenmedim mimarisi saçma vs. gibisinden bir itirazla camiye engel olamıyor mesela, devlet belli bir yasa-hukuk vs. çıkarıp, planı projeyi kondurup senin gözünün önüne yapıyor, ağzını açamıyorsun... ama ülkemizdeki hristiyanlar daha şanslı inanın ki, adamlara devlet bir engel koymaya kalktığında da doğruca insan hakları mahkemesine gidebiliryorlar...

patrikhaneler, kiliseler, camiler ibadethane olarak görülür iken neden hala cemevlerine farklı gözle bakılıyor. şimdi bu durumda devlet yasal zeminlerde her vatandaşının hakkını ve hukukunu gözetiyor mu? açık açık ortodoks hristiyanları ve sünni müslümanların hakkını gözetirken, alevileri şiileri yoksaymakta ülkemiz. bu durumda vatikan'dan ne farkımız kalıyor?

işte bu yüzden devlet müslüman-hristiyan-yahudi olamaz... ne yani ateist mi diyecek olan mallara peşin peşin söylüyorum, devletin kendi iradesi olamaz. devlet içerisinde yaşayan insanların iradesi olabilir, onlar da kendi özgürlüklerini bireysel olarak aramakta, gözetecek olan yasal bir örgüt oluşturmak zorunda buna da devlet diyoruz... yani müslüman birey kendi dinini yaşamalı, yaşayabileceği nesneleri oluşturmalı, hristiyan birey de öyle, yahudi birey de... hatta mezhep mezhep kendi inanışlarını yaşatmalılar. bu inananların sorumluluğu, devletin değil. sonuçta ahirette insanlar kendi yaptıklarından sorumlu tutulacak, orada kalkıp devletim yaptı-yapmadı onun sorumluluğuydu bu diyemezsin dimi?
eğer devlet bireylerden oluşuyorsa, dinin etkisinin görülmesi kaçınılmaz olduğundan tutarsız bir sözdür.
doğrudur. devletlerin dini olmaz. aksi halde, toprağında yaşayan diğer dindeki insanlar için iyi bir şey olmaz. laikçiliğinde de dediği gibi, din ve vicdan kişiye kalmış bir şeydir. kimse kimsenin dininden sorumlu değildir.
Birey de Müslüman olmaz. Öyle olduğu tebliğ edilir kendisine.

(bkz: Bir günlük bebeğin nüfus cüzdanına islam yazmak)
tek bir soru ile rezil olacak yanlış tespit.

o zaman hazreti muhammed (sav) neden medine islam devleti diye bir devlet kurdu?
kısaca laiklik diyoruz biz buna. amma;

din devlet işlerine karışamaz. ancak devlet din işlerine karışabilir.
o ülkenin insanlarına diğerlerinden öne çıkarılmış bir din*, diğerlerinden öne çıkarılmış bir mezhep* dayatılır.

yani türkiye örneğine bakarsak çıkarım nettir;
kemalist cumhuriyet'in yaptığı; müslümanlığı ve hanefi mezhebini o ülkenin halkının resmi dini olarak ebedi olmasını sağlamak ve devlet işlerinden soyutlamak.

laikliği din düşmanı olarak gören zihniyet laikliği bu çerçeveden okusun. ve bugün türkiye'nin %98'inin neden hala müslüman olarak kaldığını -ki bu özgürlüğe rağmen- düşünsün.

şüphesiz ki akıllarımızı işletmemiz yaradanın emridir.
e yani, bu cümlede yanlışlık yok ki, çok doğru. Gerçi bizim tarih boyunca devletimiz hep mümin imiş, mübarekmiş yani...
bireyler müslüman ola-madığından devlet bu hale geldi dedirtendir.

devlet pek ala müslüman olur

(bkz: osmanlı imparatorluğu)
(bkz: iran islam cumhuriyeti)
devletin dini olsun da sonra sonu bizim gibi olsun.
devlet laik olur, birey olamaz.
boş laflardan biri daha...

bu denilen doğru olsaydı, peygamberler putları yıkma mücadelesi vermezdi. oturur köşelerine, namazını kılar, orucunu tutarlardı.
hurafe efendim hurafe. ağzı olanın laf türettiği durumdur.
1928den beri olan ve olması gereken durumdur. (bkz: devletin dini olmaz)
din vicdan meselesidir. vicdan ise sadece canlı varlıkların özelliği ise cansız varlıklar din ile nitelendirilemez dolayısıyla doğru bir önermedir. devlette cansız bir varlık ise dini olamaz.
kuran ve sünnette hiçbir delili olmayan söz.
(bkz: medine islam devleti)
(bkz: osmanlı devleti)
(bkz: iran islam cuhuriyeti)
doğru bir cümledir. devlet her dinden insana eşit yaklaşmak zorundadır. din laik bir kurumdur.