bugün

akıllara yan yana iki bar sandalyesinde oturmuş, öfkeyle burun buruna gelmiş iki insanı getiren soru cümlesi.
bir zenci atasözü.
türkçe meali:
ne bakıyon lan?
+derdin ne ahbap..?
-derdim şu dostum " lanet olası kıçının kafandan büyük olması".
+demek öyle şuna ne dersin.. anneni becerdikten sonra iki kez kendi etrafımda döndüm hala annenin üzerinde idim..
+
-
+
-

şeklinde devam eden amerikan sözü.
- derdin ne ahbab.
- cok sikistim.
- bak surdan sola donunce camii var onun tuvaletini kullanabilirsin.
- hay allah senden razi olsun... kimsin sen yabanci... hey nereye gittin yabanci.
- ben yalniz bir yabanciyim (fonda redkit'in final parcasi calar)

the end

(bkz: kendi capinda redkit olmak)
yabancı filmlerden sonra, dilimize iyice yerleşen söz. dünyanın en güzel, derde deva sorusuyken, azarlama sözü oluvermiştir. artık, bu söze asla, "ev sahibi zam yaptı, ödeyemiyorum" gibi cevaplar verilememektedir.
yabancı filmlerin değişmez repliği:
- hey ahbap senin derdin ne ha?
+ derdim ne mi? derdim şu ahbap: senin o koca popon* *