bugün

güçlü devlet imajı ile ters düşen durumdur.

marmara depremi ile van depremini kıyaslayacak olursak van depremi gerek ölü sayısı gerek ise yıkılan bina sayısı olarak çok daha insaflı bir boyutta gerçekleşti.
ama sağolsun devletimiz böyle kendi başının çağresine bakabileceği bir depremde dışarıdan yardım almayı kabul edebiliyor.

kafama takılan şu ki, biraz mantıklı düşününce; dışarıdan bakıldığında dünya'nın en büyük 16. ekonomisi ve avrupa'nın en hızlı büyüyen birinci ekonomosi olan bir devlet böyle can kaybı beşyüz'ü geçmemiş bir depremde dışarıdan gelen yardım taleplerine "hayır, nezaketiniz için teşekkür ederiz ama kendi kendimize yetebilir." diyemiyorsa burada bir acayiplik var.
özellikle yabancı kurtarma ekipleri düşünüldüğünde, arama kurtarma çalışmaları için kritik süre olan ilk 72 saati heba etmemektir.
3-5 can daha kurtulsaydı göçük altından, gururumuz kırılacaktı anlaşılan. yazık...
kötü bi harekettir.vanda deprem olmuşsa van belediyesi yeter, ne diye seferber olduk ki?
eğer bir vanlı istanbuldan gelen yardıma, "hayır, teşekkür ederiz" diyemiyorsa burda bi acayiplik vardır.
bu tip yardım teklifleri; genelde iyi niyet göstergesi olarak yapılır. bu bakımdan "şeklen" değerlendirilmesi gerekir ki yardım teklifi kabul eden ülke 'acz içerisinde' adledilmez, ondan karşılık beklenmez. uluslararası ilişkilerde bu böyledir. gebe bırakmak özellikle batının kullandığı aktif bir yöntem olsa da burada izlerini görebileceğimiz gibi bir "gebe kalma korkusu" şarki bir pasifliktir.
alana neden aldın, almayana neden almadın demektir.
yahu bi git. bu iş sünnet düğünü vs yapmaya benzer. asla 100 kişilik sandalyen olmaz evinde, lazım olunca konu-komşudan alabiliyorsan alırsın.