bugün

yumruk değil tokattır atılan. ibo karşılık vermemiştir deniz'e ama araları uzun süre düzelmemiştir. turhan feyizoğlu olayın tanıklarıyla konuşup yazmıştır olayları.
o değil de dünyanın en düzeyli kavga biçimlerini hep bu sol cenahın içinde görüyoruz. bizim ufkumuzu açıyorlar.

-hacı sen oportünistsin senin ananı .kerim.
+ ama ne marks ne de lenin böylesi bir eylemi asla benimsememiştir.
- o zaman sosyalizme soldan tecavüz ediyorsun. ebene atlarım.
+ bir engelse sorsaydık önce ?

böyle oturup seyredesi geliyor insanın. iştahlı iştahlı. aklıma ne geldi bak: maden filminden hani şu cüneyt arkın'ın (devrimci işçi ilyas) kendisine orospu çocuğu diyen patronun yalakasıyla olan diyalog sahnesini hatırlarsınız. alkışlarlayaşıyorum. com da bu sahnenin altında yorum yapanlardan birisi şöyle demişti: "bunlar birbirine öyle güzel orospu çocuğu diyor ki, insanın biryerden fırlayıp orospu çocuğu benim diyesi geliyor." *

böyle birşey işte devrimci - solcu - entelektüel kavga. pek bir hoş.
Yaşanılan bir diyaloga "senin ananı sikerim" küfürünü ekleyebilecek kadar ufku kapalıların, akıllarınca ironi yapmaya çalıştığı durum. Olaya gelince böyle bir tartışma olmuştur deniz gezmiş, kaypakkaya'ya bir tokat atmıştır. bunlar o dönem olabilecek şeylerdir. Daha sonra ibrahim kaypakkaya, thko gerillalarının pusuya düşmesine sebep olan muhtarı bularak cezalandırmıştır. yani canlarını yine birbirleri için feda eden insanların aralarında yaşadığı ufak bir şeydir. muhsin yazıcıoğlu'nun ölümüne üzülmeyenleri "adam ölmüş hala ne diyorsunuz" şeklinde eleştirenler burada küfür ediyor ya ayrı bir komedi.
halk için savaşanların, halkı için yediği tokatın hiç bir önemi yoktur. ama yoldaşları tarafından olunca çok koyar. bu yinede kimseyi kimseden ayırmaz. mahirler deniz için öldü, ibo, ulaşların-sinanların kanını yerde bırakmadı. ve bir çok devrimcide ibo'nun davasına sahip çıktı.
devrimci ciddiyetle irdelenmesi gereken konu. "masanın üstünden bardaktaki suyu alıp içmek" eylemini kitabi olarak tarife kalkışmanın gereği yok. komik olmayın. ufuk sarıkaya'nın engels - marks diyaloglarını da kaldıralım tam olsun. dans edemediğim devrim devrim değildir demiş bir devrimci. kapitali okurken papyon mu takayım anasını satayım?
deniz işin teorisinden çok pratiği üzerine durmuştur genelde. ibolar mahirler sinanlar ise daha ziyade devrimin yavaş ve emin adımlarla gerçekleşmesi taraftarıydılar. kendilerine göre teorileri, bilimsel varsayımları vardı. yani ''devrim hemen şimdi'' değil ''devrim bir süreçtir'' demişlerdir. tabi günün şartları onlara düşünme fırsatı pek sunmadığı için hepsi silahlı kanada ağırlık vermişler. bu olay da klasik sol fraksiyon çatışmasının bir sonucudur. yoksa amaç aynı fakat yol tartışması vardır. ikiside onurludur ikiside gururumuzdur.
70'lerde bazı sol grupların neden birbirlerini öldürecek boyutta kapıştıklarınında göstergesidir bu tür olaylar.
ibrahimi bir kefeye koy bir yanada denizi. deniz resmi ideolojinin artık emniyet subabı resmi ideoloji hiç bir zaman ibrahim adına park açmaz, açtırmazlar çünkü ibrahim gerçek bir karakterken deniz yapmacık ve naylondur. ha bu adamların bu gün felsefeleri savunulur mu. artık eski çamlar bardak kısaca osuruktan teyyaredir hepide, tüm dünyayı sermaye yönetiyor eskidende böyleydi şimdide böyle. bu adamlar tarihin tozlu sayfalarında iki deli dumrul olmaktan öteye gidemezler artık.
dallanıp budaklanan büyüyen kavgalar
nasıl büyüdü hiçbirimiz bilmeyiz
kimin parasını kim için kimden çaldı deniz
görmezden gelir, biliriz de söylemeyiz.
tamam artık yorgan gitmiş kavga bitmiştir.
olay esasen şöyledir..
deniz gezmiş hapishanede teorik çalışmalar yaparken volta atan kaypakkaya'nın ikide bir söze girip öyle değil böyle, şurası eksik kaldı vs ile eğitime müdahele etmesine kızan gezmiş'in katılsana icabına karşı ibrahimin hayır demesiyle gerginleşen denizin attığı tokattır.
hayır, zeka kalıntılarına hiç rastlanamayan beyinlerin, bu kavga meselesini "terörizm" eksenine alma çabası ne kadar aptalca ve gereksizcese de, o dönemde olur böyle şeyler canım, demek o kadar gereksiz. ayrıca ibo'nun ve deniz'in takipcisi ya da ona sahip çıkan yüzlerce insan bu forumda yazıyor. onlara laf yetiştirebiliniyor da, neden konuşulamıyor efendi.
ser verip sır vermeyen yiğit kitabında tam tersi yazmaktadır. ibo nun sıçrayıp denize yumruk attığı kitapta yer almaktadır.
radikal sol belasının nasıl birşey olduğunu gösteren basit bir olaydır. bunlar ülkenin dinine, kültürüne, geleneğine her türlü zarar verdikten sonra birbirlerini yemeye başlarlar. benzer şekilde lenin devrimden sonra pek çok devrimciyi harcamış komünist bir kadın tarafından suikaste uğramıştır. yediği kurşunun acısını son demlerine kadar yaşamıştır. stalin nasıl bir psikopattır anlatmama bile gerek yok. stalin ölünce başa geçen kruşçev önce stalinin sağ kolu beria'yı harcamış ve stalinizm adına ne varsa ülkeden süpürmüş geçmiştir sonra kendisi darbeyle baştan inmiştir.

uzun sözün kısası sol insanları terörize eder öldürecek düşman bulamayınca birbirlerine öldürmeye başlarlar.
kaypakkaya abdülhamidi savununca tokatı yapıştırmış olabilir.
Orta doğudaki en boktan sosyalzm akimi herhal türkiyededir yamali çarşaf gibi.
ikisini de çok sevmem ama ibrahim kaypak gibi birinin karşısında haklı olan denizdir.
kaypakkaya'nın işkencelere rağmen konuşmamasından başka bir kıymeti yok bana göre.
gerçek manada dava adamlığı velev ki batıl bir dava da olsa ideolojisinden taviz vermeden zorluğu ve her türden sıkıntıya rağmen kavgasını sürdürebilmektir...

solcuların ağırlıkta olduğu varoş semtlerde adı halen duvarlara yazılan ölümsüz (!) kahramandır! kasketli ve mazlum bakışlı....
Hadi ya? Öyle miymiş?
Bu arkadaşlar tarikatlardaki gibi, orda kerametler dolanır ağızdan ağıza burda da bu efsaneler.

Mahir ç. perinçeği vurdu da ondan topal kaldı, deniz kaypakkaya yı dövdü vs vs.