bugün

akp yandaşlarında bir demokrasi masalı almış başını gidiyor. ve demokrasiyi araç olarak gören bir genel başkanın partisi bu akp. pardon değişmişti ama demi!!! arkadaşlar mersinli bir çiftçi vardı, hatırlarsınız. hani şu anasını da alıp gitmesi demokrat(!) başbakanımız tarafından istenen mersinli vatandaşımız. olayın üstünden bir sene geçtikten sonra başbakan ın mersin mitingi yapacağı gün tekrar gözaltına alınmıştı. ne olur ne olmaz diye! sanırım onu da hatırlarsınız. peki burada ki demokrasi anlayışıyla türkiye nin giderek demokratlaştığını söyleyen kör yandaşlar, demokrasinin tanımını bilmektemidir acaba? yoksa başbakanın dediği gibi demokrasinin amaç değil araç olduğunu onlarda benimseyip bu doğrultuda mı demokrasi masalları anlatmaktadırlar?
(bkz: domates ve et konuşan mal)
hükümet tarafından sıkça söylenen yalandır.
kemalistlerin demokrasi algısı ne acaba sorusuyla cevaplanması gereken soru. bunlar resmi ideolojinin köpekleri ya illa dayatmacı olacaklar, kendi doğrularını topluma zorla empoze edecekler. çağdaşlaştıracaklar güya toplumu. kendi çağdaşlık algıları tamamen( özkök'ün sezen aksu'yu savunurken kullandığı kelimeler bunu açıkca ortaya koyuyor.) kadın bedeni üstüne yıkılmış. onlara göre başın örtülmesi, gerici zihniyetin işareti imiş. yani islamiyeti gericiliğin ana dayanğı olarak görüyorlar. yani bizi geri götürüyor iddiasındalar. bizi geri götüren bunlar, atatürk zamanına, kör pozitivizm anlayışına götürüyorlar. bunlar gerçekten, olgun bir kafadan nasibini almamış ''ebedi teorisyenler'' hep göze hoş gelen fikirler üretirler. pratikte hiç işe yaramaz bunlar. tamamen sığdır bu zihniyet. şekilcidir.
(bkz: anti-laikleşiyoruz gerçeği)
(bkz: sömürülünesi bir ülke oluyoruz gerçeği)
(bkz: plütokratikleşiyoruz gerçeği)
(bkz: amerikanın gücüne boyun eğiyoruz gerçeği)
(bkz: arap olduk bittik biz gerçeği)
siyasetçilerin aidiyetler üzerinden insan hakları pazarlığına kalkıştığı bir ortamda, demokrasinin ''kime göre?'' sorusunun cevabının siyasetçileri pek alakadar etmediği bir zamanda demokrasinin gerçekliği kör ve sağır savunucuları arasında kendi fikirlerine göre bir gerçeklik olacaktır.
kendi fikirlerine uygun olmayan isteklerin pazarlığında da her kesim birbirlerinin demokrasi söylemlerini yalanlayacaktır.
Türkiye'nin yarısının inandığı olaydır . saygı duyup yalan dememk gerek. biz görmeyeli demokratikleşmenin anlamı değişmiş olabilir .
yıllardır diktadörlükten sonra evet demokratikleşiyoruz. bu durumda diktadör yanlısı katilleri rahatsız ediyor.
yine insaflı yalandır. demokratikleşiyoruz yalanından önce, bu ülke, çekoslovakyalılaştırılamadığından şikayetçiyci. birileri inandırmış herhalde.
sağ iktidarların böyle bir derdi olmadığı ve hatta demokratikleşmenin kendileri için zarar verici olması nedeniyle ülkemiz gerçek anlamda demokratikleşememiştir. askerlere darbe yaptıkları için sözde kızgınlık duyanlar, kendileri askerlerden bile geri çizgiye düşmekte ve sivil iktidar adını hak etmemektedirler. türkiye'de egemen sınıflar, hiçbir zaman halkın çıkarlarını düşünmezler. onlar, demokrasiyi, daha fazla sömürmelerine bir ayakbağı olarak görürler. halkı kandırmak işinde mahirdirler. ağızlarından "milli irade"yi düşürmezler, ancak milli irade dedikleri, aslında "kendi iradeleridir". 12 mart 1971 muhtırası, 1961 anayasasının tanıdığı sosyal hakları "bu anayasa bize bol geldi" diyerek çok görmüş ve ardından geçen 40 yılda, demokratik haklar sürekli gerilemiştir. bırakınız 1961 anayasasını aşacak ölçüde, ona yaklaşacak ölçüde dahi demokratikleşme sağlanmamıştır. akp'nin, zihniyet olarak 1971 askeri darbesini yapanlardan ve sivil destekçilerinden hiç bir farkı yoktur. eski egemenler yerine, akp egemenleri geçmiştir. yasama erkini dahi gereksiz gören, ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetmeye kalkışan, kuvvetler ayrılığı ilkesini tanımayan ve yerle bir eden, basın özgürlüğünü boğan, işçilere cop ve biber gazını reva gören, hopa'yı ablukaya alan, pankart açan öğrencileri aylardır hapislerde çürüten, gazetecileri zindanlara tıkan ve herkesi dinleyip fişleyen bir iktidarla, bu ülke asla demokratikleşemez. ülkemize biçilen demokrasi, sınırlı demokrasidir ve ılımlı islam politikası, daha fazlasını vaat etmemektedir. egemen sınıflardan gerçek demokrasi kurmalarını beklemek hayaldir. demokratikleşme, asla tepeden aşağı gerçekleşmeyecektir. bu bağlamda, demokratikleşiyoruz iddiası, külliyen yalandır.
güncel Önemli Başlıklar