bugün
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği11
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı62
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- assembly kodu14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
delilik, çoğu insana göre oldukça aşağılıkça bir şeydir. bizim toplumumuz da dahil olmak üzere, bir çok toplumda delilere karşı inanılmaz antipatik bakılır. deliler her zaman toplumdan itilmesi gereken insanlar olarak algılanır. gündüz vassaf isimli psikoloğun cehenneme övgü isimli kitabında da bahsettiği gibi, delilik bizim algıladığımız gibi bir durum olmaya da bilir.
bir topluluk düşünün, beyazların çoğunlukta olduğu. burda siyahi biri çoğu zaman itici, antipatik gelir insanlara. ya da bir başka topluluk düşünün, birkaç kişi hariç herkes hetoraseksüel. biseksüellerden nefret edilir. peki ya tam tersi olsaydı? biseksüellerin ve siyahilerin tamamına yakınını oluşturdğu toplulukta hetoreseksüeller ve beyazlar hakkında her zaman kötü düşünülür. toplumdan dışlanırlardı. delilik de böyle bir durumdur işte. deli olarak tabir ettiğimiz bireylerin azınlıkta olduğu günümüz dünyasında onları iter kakar, toplumun dışında bırakırız. öyle yapıyoruz nitekim. onları tımarhanelere kapatıyor, daha kırsal alanlarda zincirliyor, hatta zaman zaman onları öldürüyoruz. çocuklar mahallelerinde deli akranlarını dövüyor, onlarla dalga geçiyor.
peki ya deliler çoğunlukta olsaydı? kafasında huniyle dolaşan, işe gitmeyip parayla haşir neşir olmayan, doğadan bulduklarıyla karnını doyuran, ki günümüz kentlerinde doğa çöp konteynerlerinden ibarettir. herkesin başına buyruk hareket ettiği, birbirlerini ve özgürlüklerini sınırlayan kuralların olmadığı, herhangi bir otoritenin boyunduruğuna girmemiş delilerden oluşan bir toplumda bizim gibi pragmatist, bencil, kimi zaman narsist, sadist bireyler nasıl algılanırdı? yerde bulduğu akıllıların çağından kalan 100 dolarlık banknotu ince ince kıvırıp burnunu karıştıran bir deli, 100 dolar için kendisini, bedenini, kişiliğini, çocuklarından eşinden ayrı saatlerce işverenlerine, patronlarına kiralayan insanları nasıl görürdü? delilerin çoğunlukta olduğu topluluğun delisi akıllı diye tabir ettiğimiz asıl deliler olurdu.
tımarhanelerdede, sokağa çıkıp para kazanmak için kendisini parçalamasından korkan bireyler hapsedilirdi. kendilerine zarar vermeleri delilerce, tımarhanelerde engellenirdi.
sonuç olarak, delilik diyojen gibi gün boyu fıçının içinde keyif yapmaktır. hayatın zevklerini yaşamak, zaman kavramının bize dayattığı aceleciliği gözardı etmek, metaya gereğinden fazla önem vermemektir delilik. biz kendi küçük dünyamızı dünyaya hakim ederek, hayatımızı ev-iş arası ve bu iki gelgitin arasına sıkıştırılmış, toplumun kimi zaman sosyal hayat olarak bize dayattığı, totaliter düzeni; kimi zaman da özel hayat diye lanse edilen yalnızlığı ruhumuza ve bedenimize çerçeve olarak çizmişiz. bırakın her şeyi gelin birlikte delirelim. yüzyıllardır akıllıyız da neler yaptık bizim, insanlığımızın, sözde medeniyetimizin adına?
bir topluluk düşünün, beyazların çoğunlukta olduğu. burda siyahi biri çoğu zaman itici, antipatik gelir insanlara. ya da bir başka topluluk düşünün, birkaç kişi hariç herkes hetoraseksüel. biseksüellerden nefret edilir. peki ya tam tersi olsaydı? biseksüellerin ve siyahilerin tamamına yakınını oluşturdğu toplulukta hetoreseksüeller ve beyazlar hakkında her zaman kötü düşünülür. toplumdan dışlanırlardı. delilik de böyle bir durumdur işte. deli olarak tabir ettiğimiz bireylerin azınlıkta olduğu günümüz dünyasında onları iter kakar, toplumun dışında bırakırız. öyle yapıyoruz nitekim. onları tımarhanelere kapatıyor, daha kırsal alanlarda zincirliyor, hatta zaman zaman onları öldürüyoruz. çocuklar mahallelerinde deli akranlarını dövüyor, onlarla dalga geçiyor.
peki ya deliler çoğunlukta olsaydı? kafasında huniyle dolaşan, işe gitmeyip parayla haşir neşir olmayan, doğadan bulduklarıyla karnını doyuran, ki günümüz kentlerinde doğa çöp konteynerlerinden ibarettir. herkesin başına buyruk hareket ettiği, birbirlerini ve özgürlüklerini sınırlayan kuralların olmadığı, herhangi bir otoritenin boyunduruğuna girmemiş delilerden oluşan bir toplumda bizim gibi pragmatist, bencil, kimi zaman narsist, sadist bireyler nasıl algılanırdı? yerde bulduğu akıllıların çağından kalan 100 dolarlık banknotu ince ince kıvırıp burnunu karıştıran bir deli, 100 dolar için kendisini, bedenini, kişiliğini, çocuklarından eşinden ayrı saatlerce işverenlerine, patronlarına kiralayan insanları nasıl görürdü? delilerin çoğunlukta olduğu topluluğun delisi akıllı diye tabir ettiğimiz asıl deliler olurdu.
tımarhanelerdede, sokağa çıkıp para kazanmak için kendisini parçalamasından korkan bireyler hapsedilirdi. kendilerine zarar vermeleri delilerce, tımarhanelerde engellenirdi.
sonuç olarak, delilik diyojen gibi gün boyu fıçının içinde keyif yapmaktır. hayatın zevklerini yaşamak, zaman kavramının bize dayattığı aceleciliği gözardı etmek, metaya gereğinden fazla önem vermemektir delilik. biz kendi küçük dünyamızı dünyaya hakim ederek, hayatımızı ev-iş arası ve bu iki gelgitin arasına sıkıştırılmış, toplumun kimi zaman sosyal hayat olarak bize dayattığı, totaliter düzeni; kimi zaman da özel hayat diye lanse edilen yalnızlığı ruhumuza ve bedenimize çerçeve olarak çizmişiz. bırakın her şeyi gelin birlikte delirelim. yüzyıllardır akıllıyız da neler yaptık bizim, insanlığımızın, sözde medeniyetimizin adına?
güncel Önemli Başlıklar